kapat
28.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

EMRE AKÖZ


Bu ne kompleks ah!

Eğer keyfim yerindeyse; dükkanların, lokantaların önlerinde çığırtkanlık yapıp müşteri kapmaya çalışan oğlanlarla dalga geçerim.

Balkan kökenli olduğum için saçlarım kumral, tenim beyaz. Eh boy da uzun... Yabancı turist sanıp, artık Allah ne verdiyse, çoğu kez İngilizce, Almanca, bazen de Fransızca laf atar.

Önce gülümserim. Oltaya geldiğimi düşünerek bir şeyler daha söyler. Dudağımı bükerim "Sen yaramazsın adamım!" Birden kendine gelir. Hem bozulur, hem meraklanır "Niye abi?"

Cevap hazır "Çünkü bir Türk ile bir yabancıyı ayırt edemiyorsun."

Geçenlerde aynı sahne Taksim'in ortasında tekrarlandı. Oğlan pes etmemeye kararlıydı "Abi sen İstanbullu musun?" Belli, 'Alamancı' bağı arıyor. "Yahu" dedim, "Sen gerçekten işini iyi yapmıyorsun. Daha ilk cümlede anlamalıydın; İstanbullu olmayan birisi böyle Türkçe konuşur mu?" Bizimki iyice afalladı. Sonra toparladı "Olsun abi, siz yine de buyrun. Çok süper yemeklerimiz var."

****

Ben kendi çapımda eğlenmeye, arada da ukalalık yapmaya çalışıyorum da ne oluyor? Hiç! Tersine, bırakın yad elleri, burada, Türkiye'de dahi Türk gibi görünmedikleri için gurur duyanlar sürüyle.

Eskiden de böyleydi. Saçı sarıya boyalı... Kolej molej mezunu... Grameri olmasa dahi İngilizce telaffuzu düzgün kızlarımız... Yurtdışı gezisinden döndüklerinde... Ayıla bayıla anlatırlardı... İtalyan ayakkabıcının... Fransız rehberin onları nasıl da İngiliz ya da Amerikalı sandığını... Ay nasıl da güldüklerini...

Aradan yıllar yıllar geçti... Yapı aynı yapı olduğu için durum değişmedi.

Geçen gün Zülfü Livaneli yazdı mesela, Bilgi Üniversitesi'nin yaz okulunda olanları. Tipi ve İngilizcesi 'yabancı' duran kıza, "Siz nerelisiniz" diye sormuş. Kız Türk olduğunu söylemiş. Livaneli de, "Hiç benzemiyorsunuz" demiş. Kız da boş bulunup "Teşekkür ederim" deyivermiş. Sonra kendini toparlamaya çalışmış "Teşekkür edecek ne var bunda. Ben de neler söylüyorum."

Bu tip sözlerin başka açıdan bir benzeri de Laila'nın patronu Şefik Öztek'ten "Hollanda TV'si geldi. 'Buradaki insanlar Türk mü' diye hayretle sordular." (Ahmet Tulgar'ın röportajı, Milliyet). Ardından da lafı, daha önce olduğu gibi, "Biz kendimizi yanlış tanıtıyoruz"a getiriyor Öztek.

İyi hoş da, Türkiye'yi ve Türkler'i "Laila müşteri profili" gibi tanıtmamız da galiba mümkün değil. 'Niçin olmasın' derseniz, cevap yine Öztek'in sözlerinde gizli "Laila ve Reina... Birbirine 300 metre mesafede, aynı tarzda iki kulüp... Mevcut müşteri potansiyeli ikisini birden beslemeye yetmez."

Hadi buyrun bakalım! Türkiye'nin turistik imajını Laila'nın müşterisine göre kurgulayacaksın... Ama bu insan tipinin sayısı, bırakın diğerlerini, iki kulübü birden ayakta tutmaya yetmeyecek.

Yani; koca bir ülkeyi, zengin bir tarihi, müthiş bir kültür mozaiğini, eski tabirle, 'bir avuç azınlık' temsil edecek. Sizce tuhaf bir talep değil mi bu?

Ama normaldir... Türk'e benzemediği için teşekkür edenlerin ne talepleri biter, ne de kompleksleri!

****

Neyse... Bu köşeyi takip edenler bilir Benim derdim milliyetçilik yapmak değil. Sadece naif bir hayal Acaba kendimizle barışık olsak... Şu topraklarda daha mutlu yaşamaz mıyız?

İkinci Fatih olayı!
Trabzonsporlu futbolcu Fatih Tekke, hazırlık maçında yabancı hakeme saldırınca burada eleştirmiştik. Bordo- mavili ekibe gönül vermiş okurlarımız da, "Diğerlerine bakmıyorsun, Trabzonspor düşmanlığı yapıyorsun" diye mesajlar göndermişti.

İşte bu iddialarının fos olduğunu ispatlayan bir yazı...

Biliyorsunuz, ben F.Bahçe'yi tutarım. Tutarım ama, bizim kulüpteki yanlışları onayladığım anlamına gelmez bu.

Alın size cumartesi günü Almanya'da oynanan Bielefeld maçı. Rakibin biraz hırçın bir futbolcusu var Vata. Arnavut futbolcu cıva gibi hareketli. Yere sağlam basıyor. Koşuyor, aralara kaçıyor. Bu arada faul de yapıyor.

Fenerli futbolcular ise henüz sezona hazır değil; yavaş yavaş form tutuyorlar. Bu yüzden sağ bek Fatih Akyel, Vata'ya bir türlü engel olamıyor. Çalımı yiyip duruyor. Bunun üzerine sinirleniyor. İlk yarının ortalarında adama 'daaan' diye giriyor. Vata havada uçuyor. İtiş kakış derken, sanki mazlum olan kendisiymiş gibi Fatih, Vata ile itişiyor. Horozlanıyor. Bu arada bir de tekme sallıyor.

Şimdi... 1) Adam ne yaptı Olağan birkaç faul. Sen ne yaptın? Hunharca girdin Vata'ya. 2) Normal bir maçta bu hareket kesinlikle kırmızı kartla cezalandırılır. Takımın 10 kişi kalır. 3) Peki bu hareketin bir kerelik mi, o anlık mı, fevri mi? Geçmişine bakıyoruz 2002-2003 sezonunda 4 kırmızı kartla takımın en çok ceza alan futbolcusu sensin. Üstelik bunlardan biri de hayati BJK maçında...

O halde 1) Fatih Akyel hemen oyundan alınmalıydı. 2) Hazırlık maçı olmasına karşın hem takımın çıkarlarına, hem de 'fair play'e uymayan bu hareketi sebebiyle ciddi bir ceza verilmeliydi.

Peki öyle mi oldu? Hayır! 1) Daum onu oyunda tutmayı sürdürdü. 2) Esas suçlu o olmasına rağmen, Türk seyirciler "Fatih, Fatih" diye dakikalarca tezahürat yaptı.

Kulağı çekilmeyen bir Fatih davranışlarını düzeltir mi? Hiç sanmam. Fatih Akyel lig başladığında F.Bahçe'nin yine en çok kart görmeye aday futbolcusudur.

Her futbolsever gibi ben de takımımın galip gelmesini arzularım. Ama bunu; hem iyi, hem de spor ahlakına uygun ('fair play') oynayarak başarmasını isterim.

60 yılı 5 yıla sığdırmak
Her cümle, her iddia, her saptama kendi dönemi içinde anlam kazanıyor. Rahmetli Vehbi Koç, bir röportajda Atilla Dorsay'a, "Benim 60 yılda geldiğim noktaya şimdiki gençler 5 yılda gelmek istiyor. Bu olmaz" demiş. Neden olmasın? Kol emeğinin yerini kafa emeğinin aldığı, genç işadamları derneklerinin kurulduğu, Bill Gates'lerin çağında... Yani sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçilirken, niye böyle hayaller kurulmasın? Yarın öbür gün, Koç Topluluğu'nun bilişim faaliyetlerinden gelen kazancı, Arçelik'i solladığında kimse şaşırmayacak!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Sarı Sayfalar


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır