kapat
28.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

MANSUR FORUTAN


Ağzı olan konuşamıyor

Elime çok ilginç bir araştırmanın sonuçları geçti. Kadın "dırdır"ını açıklaması açısından önemli veriler var.Araştırma önce İtalyan kadınları üzerinde yapılmış.

Buna göre ortalama bir İtalyan kadını çevresindekilerle iletişim sağlayabilmek için günde 6 bin ila 8 bin kelime kullanıyormuş.

Daha bitmedi!

Buna yaklaşık 2 bin ses, 8 bin civarı da jest ve mimik eklemek gerekiyor.

Sonuç Yaklaşık 18 bin karakterlik bir konuşma makinesi.

Batılı kadın daha az konuşuyor. Kafa ütüleme gücü yaklaşık 12 bin karakter düzeyinde.

Gelelim erkeklere...

Garibim erkekler ne kadar basarsanız basın 7 bin karakteri geçemiyor.

Çıkardığım sonuç Modern dünyada kadın ve erkek arasındaki iletişimsizliğin nedeni bu acımasız fark.

Çiftlerin çalıştığını düşünün.

Erkek günlük kotasını işte bitirir. Kadınsa eve nereden bakarsanız bakın fazladan 5 bin karakterle gelir.

Bir yanda pili bitmiş, yemek-huzur-uzaktan kumanda isteyen erkek, öte yanda hala anlatacak bir şeyleri olan kadın.

Eğer bir erkek sessizse, kadın sevilmediği hissine kapılabilir.

Çatırdayan ilişkiler?

Erkeğin yapabileceği en iyi şey rakibi topla oynatmak, yani dinliyormuş gibi yapmak. Ama çoğu zaman bu yetersiz kalır. Bizzat denemiştim. İlk başta yiyorlar ama sonra "seninle iletişim kuramıyorum" olur. Burada iletişimden kast edilen, 2 yüz milyona güneş yağı olur muymuş geyiğine karşılık vermek. Veya Deniz Akkaya'nın podyuma üç dakika çıkıp 10 bin dolar alması üzerine hararetli bir konuşmaya girmek.

Oysa benim tek yapmak istediğim, pizzadaki sosisleri sayıp, bön bön televizyon izlemekti.

Peki eskiden nasıl olurdu bu işler diye düşündüm biraz.

Mesela annem ve babam.

Gerçi babam standartlara pek uymuyor. Onun karakter kotası yüz elliyi geçmez. Oysa annem İtalyan Ligi'nde şampiyonluğa oynayabilir.

Nasıl oluyor da yıllardır birlikteler?

Cevabı basit.

Annemler dokuz kardeş. Gece olduğunda kota tamamen kullanılmış oluyor. Hatta kimi zaman komşudan ödünç alması gerekiyor.

Eğer hala konuşacak bir şeyleri varsa "tehlike anında camı kırın" pozisyonunda Mansur Forutan olur. Ben de çoğu zaman kotamı doldurmuş olduğumdan, "elalemin çocukları senin gibi mi?" eleştirisine maruz kalırım.

Annem şanslı. Kalabalık bir ailenin mensubu olması sorunu çözüyor.

Oysa aynı şansa sahip olamayanlar da var. Gelenekler, görenekler sayesinde erkekler yıllarca rahat etti. Erkeğinin karşısında istediği zaman konuşan kadın sayısı yok denecek kadar azdı.

Yüz trilyonlarca karakter heba olup gitti.

Oysa şimdi "ağzı olan konuşur" özgürlüğünün yaşandığı yıllardayız.

Ve organik iletişim kaynakları açısından çok ciddi bir dengesizlik söz konusu.

Bu durum ilişkilerimizi kemiriyor.

Şükürler olsun ki bilim imdadımıza yetişti ve sorunu tanımladı.

Erkekler artık neden akşam saatlerinde dut yemiş bülbüle döndüklerini biliyorlar. Bu, eşlerine duydukları sevginin azalmasından değil. Kadınların bunu anlayışla karşılamaları gerekir.

Azalan sevgi söz konusu değil.

Biten konuşma enerjisi bu. Tıpkı kahvenin, diş macununun veya ne bilim çöp torbasının bitmesi gibi. Neden, tamamen biyolojik.

Artık devir hesap devri. Özellikle erkekler için. Eğer gece eve gittiğinizde eşinizle aynı enerjide diyaloga girmek istiyorsanız, gündüz az çene çalın!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Sarı Sayfalar


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır