kapat
28.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

MEHMET ALTAN


150'likler...

Cumhuriyet tarihi resmi anlatım dışında pek bilinmez. Türkiye nüfusunun çok genç oluşu da geçmişe ilgi duyulmasını engeller. Zamanın hızlandığı bir çağda, bu topraklarda yaşananlara, pek dönülüp bakılmaz, bakılırsa da, "resmi" anlatım dışında kalanlar pek merak edilmez.

Lozan'ın yıldönümü olmasa, Türkiye'nin sivilleşip demokratikleşmesini isteyen ve bunu da AB tam üyeliği sürecinde görenlere sövüp saymak için bile olsa, "150'likler" hiç gündeme gelmeyecekti... Halbuki, yakın tarihin, resmi anlatım dışında pek bilinmeyen ama önemli bir olayıdır...

****

Ana Britannica Ansiklopedisi'nin, daha ziyade yönetime muhalif yazar çizer ve matbuat sahiplerinin dahil edildikleri 150'liklerle ilgili maddesi aynen şöyle

"Yüzellilikler, Kurtuluş Savaşı sırasında düşman devletler ve İstanbul hükümeti ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle 1924'te Türkiye Cumhuriyeti uyruğundan çıkarılan 150 kişiye verilen ad.

24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması, birçok alt anlaşma ve sözleşmenin yanı sıra, genel af, yasa ve protokoller de içeriyordu. Ama, istisnai bir hüküm Türkiye Cumhuriyeti hükümetine Kurtuluş Savaşı sırasında İtilaf Devletleri'yle ya da İstanbul hükümetleriyle işbirliği yapmış 150 kişiyi af kapsamı dışında tutma, bunların Türkiye'ye girmesini ya da Türkiye'de oturmasını yasaklama hakkını tanıyordu.

Lozan Antlaşması ve buna bağlı af yasaları yürürlüğe girdiğinde söz konusu 150 kişinin adları henüz saptanmamıştır. Yüzellilikler konusu TBMM'nin 16, 22 ve 23 Nisan 1924'teki gizli birleşimlerinde ele alındı. Bakanlar Kurulu 149 kişilik bir liste hazırladı. Liste onaylanmak üzere Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'e (Atatürk) sunuldu. Onun da listeye bir kişi eklemesiyle Yüzellilikler listesi kesin biçimini aldı ve 1 Haziran 1924'te kararname halinde yayınlandı.

Yüzellilikler arasında Şeyhülislam Mustafa Sabri, Şura-yı Devlet Reisi Rıza Tevfik (Bölükbaşı), Bursa Valisi Gümülcineli İsmail, Hürriyet ve İtilaf Fırkası önderi emekli Miralay Sadık, Divan-ı Harp Reisi Nemrud Mustafa, Hürriyet ve İtilaf Fırkası Katibi Umumisi Adanalı Zeynelabidin, Harput Vali Vekili Ali Galip, Dahiliye Nazırı Mehmet Ali, Çerkez Ethem, Çerkez Ethem'in kardeşleri Reşid ve Tevfik, İstanbul Polis Müdürü Muavini Kemal, Serbest Gazetesi sahibi ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası yöneticisi Mevlanzade Rifat, İstanbul Gazetesi sahibi Said Molla, Aydede gazetesi sahibi Refik Halid (Karay), Alemdar gazetesini yayımlayan Refi Cevad (Ulunay), İzmir'deki Musavat gazetesi sahibi İzmirli Hafız İsmail, Bandırma'daki Adalet gazetesi sahibi Bandırmalı Ali Kemal, Selanik'teki Hakikat gazetesi sahibi Neyyir Mustafa (Uskan) beyler vardı. Buna karşılık, son Osmanlı padişahı VI. Mehmed (Vahideddin) ile Sadrazam Damat Ferid Paşa listenin dışında tutulmuşlardı.

Türkiye sınırları dışına çıkarılmaları kararlaştırılan Yüzellilikler, 28 Mayıs 1927'de kabul edilen bir yasa ile yurttaşlıktan da çıkarıldılar. Türkiye sınırları içinde mülk edinme ve miras devretme hakları da ellerinden alındı.

29 Haziran 1938'de kabul edilen Af Kanunu ile Yüzellilikler de bağışlandı. Ama bu kişilere eski memuriyetlerinden dolayı emeklilik bağlanmaması ve sekiz yıl süre ile kamu hizmetine girememeleri öngörüldü. Ayrıca, gerekli görülürse yurttaşlıktan yine çıkarılabileceklerdi.

Af Kanunu'ndan sonra Yüzellilikler'in bir bölümü Türkiye'ye döndü. Refi Cevad, Refik Halid, Mustafa Neyyir, Rıza Tevfik, Çerkez Ethem'in ağabeyleri Tevfik ve Reşid beyler geri dönenler arasındaydı. Çerkez Ethem ise Türkiye'ye dönmedi ve Ürdün'de öldü."

****

Yüzellilikler ile ilgili karar ne kadar siyasal, ne kadar hukuksal bir karardı?

Bunlar derinliğine objektif bir biçimde tartışılmaz. Yüzellilikler listesinde yer alan Refik Halid Karay için aynı ansiklopedi şunları yazıyor

"Refik Halid, kendi öykücülüğünde farklı bir yöneliş sergileyen Memleket Hikayeleri (1919) ile Türk öykücülüğüne de yeni bir açılım getirdi. Sürgün olarak gittiği Anadolu'daki gözlemlerine dayanarak, çeşitli kesimlerden insanların yaşayışını canlandırdığı bu öykülerde o güne değin bir iki örnek dışında konuları İstanbul ile sınırlı kalan Türk öykücülüğünde Anadolu'ya yönelmeyi sağladı. Bu yönüyle sonradan serpilecek köy edebiyatının öncüleri arasına giren Karay, dil kullanışıyla da öncü bir tutumu benimsedi."

****

Türkiye çok siyasal bir ülke... Her şeyi siyasi propaganda belirliyor... Türk öykücülüğünün öncülerinden olan Refik Halid Karay'ın siyasi hayatında hataları ve yanlış tercihleri oldu. Kurtuluş Savaşı'na karşı çıkması hayatının en büyük hatasıydı. Ama şunu da sormak gerek. Türkçeyi bugün bile erişilmesi zor bir berraklıkla kullanmış olan Refik Halid'i yurttaşlıktan çıkartmak 1927'de gerçekten kaçınılmaz bir zorunluluk muydu?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Sarı Sayfalar


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır