kapat
22.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

AHMET HAKAN


Mazhar'a...

Ey Mazhar-Fuat-Özkan'ın Mazhar'ı! Bu mektubu sizin için yazıyorum... Sizin şarkılarınızın herkesin dilinde olduğu bir dönem vardır ya, işte o dönemlerde ben, gençlik günlerimin son demlerini yaşamaktaydım.

Ritmik ama sulu olmayan, evrensel ama yerel damarı içinde barındıran, efkarlandıran ama her daim matrak olmayı başaran o şarkılar, beni de can evimden vurmuştu yani.

Hatırlıyorum Tozu dumana kattığınız dönemlerde bir konserinize gitmiştim. Konser salonuna sizi getiren otobüste, sizinle birlikte yolculuk yapma şansını yakalamış bir genç, etrafındakilere sizden bahsediyordu "Abi adamlar tam göründükleri gibi. Alçakgönüllü, sevecen ve fırlama..."

Duygusal yapaylığa zerre kadar prim vermeyen şarkılarınızı, bugün bile zevkle dinliyorum...

Gerçi "Ele güne karşı yapayalnız" gibi, "Güllerin içinden" gibi şarkılarınızı, bir ara artık dinleyemez hale gelmiştim. Hani defalarca dinlenen ve dinletilen şarkılar, çok sevilmesine karşın bıkkınlık yaratırlar ya... İşte o nedenle...

"Bu sabah yağmur var İstanbul'da"yı ise, bir petrol şirketinin reklamına kurban vererek, kendi ellerinizle boğmuştunuz... O şarkıyı dinlerken birçokları gibi benim de aklıma sadece o petrol şirketi geliyor...

Reklamlar ve siz Mazhar Alanson... Bu alanda beni hep hayal kırıklığına uğrattınız zaten... Hepimizin sevdiği o güzelim şarkıları reklamlara kurban vermekte hiçbir zaman beis görmediniz...

Sadece şarkıları mı? O banka reklamında, havaalanında soyunarak kendinizi de feda ettiniz. İşin içine reklamlar girdi mi dayanamıyorsunuz. Bunu anladım...

Ben sizin sadece 'popüler' şarkılarınıza dadanan biri olmadım. Pop severlere özgü gelip geçici bir hevesle yaklaşmadım o şarkılara... Bu yüzden 'tutmayan' şarkılarınızı daha çok sevdim. Mesela "Bu sabah uyandırmamışlar beni / Ava giden dostlar / Ne güzel.." diye biten şarkınız, bana her daim "Çehov"un "Vişne Bahçesi" adlı oyununu anımsatır. Bodrum dendiğinde hala sizin o iki güzelim Bodrum şarkınız aklıma geliyor "Uyku, biraz uyku / Bütün istediğim buydu.." ve "Bodrum'a gidemez oldum"... Kimselerin pek yüz vermediği "New York sokaklarında"yı da pek sevmiştim...

Neyse, asıl derdim bunlar değil...

Asıl derdim son günlerde yaptığınız çıkışlar, verdiğiniz demeçler, katıldığınız TV programları filan da değil.

Derdim şu Sizin çok ustalıkla, alttan alta, gizliden gizliye yaydığınız bir imajınız var. Sizin için Mevlevi meşrep filan derler... "Buselik makamı", "Sufi sufi" gibi şarkılarınızın havasının da desteklediği bir imaj bu... Dikkatle izliyorum Bu imaj ne zaman ağır bassa, siz hemen bu imajı tersine çevirecek bir tutumla çıkıyorsunuz kamunun karşısına... Şirazesinden kopan taraflarınızla gündeme geldiğinizde ise öbür imajınızı öne çıkarıyorsunuz. Mesela bugünlerde zor durumdasınız ya, hemen "Yandım yandım adlı şarkımı Mekke'de Peygamberimiz için besteledim" demecini patlatıyorsunuz. "Sufi meşrep" taraflarınız gündeme geldiğinde ise, karşı atağınız hazır...

Böylece hem kendinize yazık ediyorsunuz, hem de yararlandığınız kaynaklara bir oryantalist edasıyla yaklaşmış oluyorsunuz...

Bu yazıyı bundan sonra böyle yapmayın diye sizi uyarmak için yazdım Sayın Mazhar Alanson...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler



Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır