|
 |
|
MANSUR FORUTAN
Lig uzun bir maraton olmasın
Sadece bir ay kaldı.
Futbol imparatorluğumuzun yeniden hayatımıza hükmetmesine sadece ve sadece bir ay kaldı.
Sezon öncesi transferler genelde sönük geçti.
Nerede geçen yılki bombalar?
Galatasaraylı dostlarım pek mutlu değil. Gelişmeleri kaygıyla izliyorlar.
"Ogün'ü Konya'ya kaptırdık."
"Forvet sorununu Cemil Turan'la çözeceğiz, bonservisi cebindeymiş."
Bir Fenerli olarak ve tabii ki ağustosların şampiyonu olarak eğlenmiyor değilim.
Ama şu ihtimali de göz önünde bulundurmakta fayda var
Kanaryam sezona ne kadar iddialı girerse girsin, Galatasaray'ın gerisine düşme ihtimali yüksek.
Belki bu yıl işler beklendiği gibi olmaz. Çünkü gelenek bozuldu. Ağustosun şampiyonu Beşiktaş.
"Lig uzun bir maraton", izleyip göreceğiz olup bitenleri.
Elimde bir kitap var. Phil Shaw tarafından derlenmiş. The Book Of Football Quotations. Futbolla ilgili en baba sözler var bu kitapta.
Yüzlerce zeka dolu söz. Kulüp başkanından futbolcusuna, hocasından taraftarına, gazetecisine kadar edebi değeri yüksek futbol sözleri. Şenol Güneş'in, Milli Takım ve milyonlarca taraftarının buluşmasını sevgililerin buluşmasına benzettiği söz de literatüre girmiş.
Yıllar önce, spor muhabirleri Feyyaz Uçar'a "golden sonra neler hissettin" klişe sorusunu sorduklarında, "ya sıkılmadınız mı aynı soruları sorup aynı cevapları almaktan" diye isyan etmişti.
O isyan orada kaldı.
Ne muhabirlerin sordukları sorularda, ne de verilen cevaplarda bir yaratıcılık, bir zeka, bir espri oldu.
Bayram günü oynanan bir maçın galibiyetle sonuçlanıp, bayram hediyesi olarak taraftarlara verilme temennileri en tahammül edilemeyeni olarak kayıtlarıma geçmiştir.
Futbolumuz çok gelişti.
Hayal edemeyeceğimiz noktalara ulaştı.
Ancak futbol edebiyatımız "önümüzdeki maçlara bakıcaz", "puan ve puanlar için geldik" düzeyini hala koruyor.
Gazeteci "Tottenham'a gelen en büyük futbolcu Klinsmann mı?"
Ardiles "Hayır, benim."
Ardiles, seksenli yılların başlarında Tottenham'da forma giymiş, doksanlı yılların ortalarında da teknik direktör olarak görev almıştı.
Buna benzer bir diyaloğa Türkiye'de tanık olmak oldukça zor. Bizdeki cevap;
"Klinsmann çok değerli bir futbolcu. Takıma büyük katkı sağlıyor. Diğer futbolcular da en az onun kadar başarılı" türünden olurdu herhalde.
1996 yılında Hollanda'nın Galler'i 7-1 yendiği maçtan sonra, Hollanda Teknik Direktörü Guss Hiddink'in, "Maçın ilk beş dakikasında bizi çok ciddi şekilde zorladılar" açıklaması gazetecilerin gülme krizine girmelerine yol açmıştı.
"Yolladığımız kartpostallardan daha önce İskoçya'da oluruz!"
Bu da 1998'deki İskoçya Teknik Direktörü Tommy Docherty'nin gruptan çıkmalarının imkansızlığı üzerine yaptığı yorumdu.
Futbol bir imparatorluksa, onu tanımlamak için de ciddi bir edebiyata ihtiyaç var.
Ve ne yazık ki çok uzun bir süre daha, bizim futbol edebiyatına katacağımız, "Lig uzun bir maraton"dan daha fazlası olamayacak gibi.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
