|
 |
|
HINCAL ULUÇ
İstanbul'un çaresiz trafik polisleri..
Barbaros Bulvarı'nın girişi kazılıyor ve bu yüzden tam bizim gazeteye 100 metre kala trafik tek şerite iniyor. Böyle durumlarda trafik akışı, insanların birbirine saygılı olmaları ile sağlanır ki bu bizde yok, ya da orada görevli polisler yardımcı olurlar, uyanıklara göz açtırmazlar ve kilitlenmeyi önlerler.
Bizde bu ikincisi de olmuyor.
Her sabah buradan geçiyorum. Ya polis hiç yok. Ya da var, göstermelik. Çünkü işinin ne olduğunu da bilmiyor, çözümü de. Bu yüzden çaresiz.
Şimdi Zincirlikuyu'dan sonra önce Gayrettepe çıkışı var, sonra E-5, sonra da Köprü.. Bu durumlarda en sağdaki şerit bu çıkışları alacaklarındır. Bunu herkes bilir.
Trafik kurallarına ve birbirine saygılı vatandaşlar bu şeridi boş bırakıyorlar. Onların bu saygılı ve kurala uygun tutumu, uyanıklara fırsat veriyor. Genelde taksiciler ve minibüsler.. Hemen boş şeride dalıyor ve gidebildikleri kadar gidiyorlar. Gidemeyince, çıkış yolunu tıkıyor ve sağa dönerek rahat akacak trafiğe engel oluyorlar. Arkalarında birikme, korna olunca bu defa sola dalıp normal şeridinde efendi efendi giden vatandaşın üzerine yükleniyor, onu sıkıştırıyor, yol vermeye zorluyor ve başarılı olup öne geçiyor. Kaza olması işten değil. Kavga çıkması işten değil..
Orada bir tek polis var. Göstermelik.. Milletin polisi saymadığı burada her sabah kanıtlanıyor. Çünkü uyanık taksici, minibüsçü, hatta belediye otobüsçüsü polisi gördüğü halde sağ şeride dalıyor..
Ve polis de arkasından elini kolunu sallamak dışında bir şey yapmıyor.
Soruyorum..
"Hangi birine yetişeyim" diyor.. Peşinden koşar, kenara alır, ehliyet ruhsat sorarsan yetişemezsin tabii.. Çünkü bunlar bir kişi değil ki.. Onlarca.. Sen biriyle uğraşırken, arkanda yığınla taksi ve minibüs ayni suçu işler ve geçer gider..
Peki yapılacak şey ne?.
Batılı, iyi eğitilmiş polisin yaptığı.. Ceza meza yazmayacaksın.. Orada tam bir otorite olarak duracaksın. Bir defa duruşundan korkacak.. Sonra sağa giren uyanığa "Sağa devam et" işareti yapacaksın.. "Madem çıkış şeridine girdin, o zaman çık git.."
Gitsin Gayrettepe'den, gitsin Şişli'den dönsün gelsin, işte en büyük ceza.. Her uyanığı, şeridin gerektirdiği yöne yollasan işi çözersin.. Yerinden bir adım kıpırdamadan, bir tek suçluyu da sektirmeden ve onlara tam anlayacakları dilden ceza vererek.
O zaman çaresiz, o zaman zavallı, o zaman saygınlığını yitirmiş polis tablosu çizmez, "Otorite"nin ve "Düzen"in ne olduğunu gösterirsin.
Ama benim polisim bu uygulamayı bilmiyor. Çünkü kimse öğretmemiş. Kimse göstermemiş, kimse denetlememiş..
Orada bir zavallı polis, çaresiz, önce bir iki çırpınıyor, sonra koyveriyor gitsin. Nöbeti bitsin diye kenara çekilip gölgede bekliyor.
O zaman da millette ne polis saygısı kalıyor, ne polis korkusu..
Polisin, trafik polisinin önünde suç işlemek serbest oluyor. Bu da beni kahrediyor..
Sevgili Ali Kemal Hanlı kardeşim..
İstanbul trafiği artık senden soruluyor. Yardımcı olmak için her şeyi yapacağım..
Senden de bir ricam var..
Bir yere polis gönderiyorsan eğer, orada sorun, orada suç sıfırlanmalı. Bunu yapamayacağın yere hiç memurunu gönderme ki, polis küçük düşmesin.
Vatandaşa, polise saygıyı, polisten çekinmeyi yeniden öğretemezsek eğer, İstanbul trafiğini adam başına bir polis çalıştırsak düzeltemeyiz.
Geriye Yaşlanma'da önemli sorular -1-
Anti aging, ya da Geriye Yaşlanma'yı ilk kez bu köşede geçen yıl sizlere duyurmuştuk. Dr. Hasan İnsel kaleme almıştı. Dizi bittikten sonra, bana ve doktora yüzlerce soru geldi. Doktor İnsel bunları tasnif etti ve en çok sorulan soruları yanıtladı.. Bugün başlıyorum yayınlamaya.. Dikkatle, ama çok dikkatle okumanızda yarar var..
Çünkü can da sizin, yaşam da.. Uzun ve sağlıklı olmasını istemez misiniz?.
Soru- Anti aging doğru bir terim mi?.
Yanıt- Bazı otoriteler bu Anti aging lafını benimsemiyor ve karşı çıkıyorlar.. Ben de Anti aging lafını pek sevmiyorum, çünkü çok kesin bir ifade. Anti demek tam karşıtı demek. Tam kelime anlamınla bakınca sanki yaşlılığı durdurmak gibi anlaşıldığı için pek doğru bir seçim değil. Biz Anti aging'le uğraşan hekimler yaşlanmayı durdurmuyoruz, gençlik sürecini uzatıp, yaşlanma bulgularını geciktirmeye çalışıyoruz. Bu işi yaparken de olası hastalıkların oluşmasını önlemeye çalışıp, en iyi tedavi erken teşhistir prensibinden yola çıkarak tüm olanaklarımızı da bu yönde kullanıyoruz.
Ne var ki "Geriye Yaşlanma" yı veya "Gençliği Uzatma"yı daha çok sevmeme rağmen, Anti aging lafına alıştım artık. Benim bütün belgelerimde Anti aging yazıyor. Katıldığım bütün toplantılar Anti aging toplantıları. Anti aging lafını sevsek de sevmesek de artık bu bütün dünyada benimsendi, kullanılıyor, daha da kullanılacak. Konferanslar bu isimde, toplantılar, tıbbi yazılar bu isimde. Çığ gibi büyüyerek geliyor Anti aging. Biz doktorlar Anti aging lafından bu işi kötüye kullananlar yüzünden de biraz çekiniyoruz. Piyasada bir hormon al Anti aging yap gibi inanılmaz laflar çıkıyor, bu tabii bizleri rahatsız ediyor.
****
Soru- Hormonla ve ilaçla Anti aging olur mu?.
Yanıt- Olmaz, böyle bir şey yok.. "Bunu yapıyorum" diyen varsa, kaçın oradan. Dünyada hiçbir ilaç veya hormon veya madde yok ki tek başına veya başka maddelerle birlikte kullanılarak Anti aging yapsın.
Bugünlerde adı çok geçen büyüme hormonu da aynı şekilde.
Örnek olarak büyüme hormonunu alalım.. Bu ancak Anti aging tedavide hakikaten eksikliği tespit edilir, diğer hormonlarla dengeleri incelenir, yapılan diğer testler ve araştırmalar, HOMA R gibi insulin rezistans değerleri de bu hormonun kullanılmasına gerek gösterirse, Anti aging'le ilgilenen bir endokrinolog yönetiminde ve sağlıklı yaşam dahil Anti aging'in diğer tüm şartları da eksiksiz yerine getirilerek kullanılır. (Fazla bir şey anladığınızı sanmıyorum. Peki anlamadığınız bir şeyi nasıl kullanırsınız?..)
"Hadi ben gideyim şuradan bazı ilaçlar alayım da hormonlarım artsın" veya "Büyüme hormonu iğnesi yaptırayım da gençleşeyim" tamamıyla yanlıştır, bu tip girişimlerin bedelini ileriki yıllarda çok ağır ödemeye mecbur kalabiliriz.
Yaşa Günay!..
Günay halime acıdı.. Bu yıl Bodrum'da değil Çeşme'de açıyor.. Yaz geldi mi, benim en güney noktamdır Çeşme.. Oradan aşağıda nefes alamıyorum. Çeşme püfür püfürdür oysa.. Hatta üşüdüğüm geceleri bilirim.
Çeşme'de festivaller varken, her yıl gider, Mustafa Hocamla bir hafta tatil yapardım. Sonra Sosyal Demokrat belediyeler geldi. Festivalleri "Burjuva eğlencesi" diye kaldırdı (Sevsinler) ve Çeşme benim için bitti. Tatil de bitti.
Şimdi beni geçmiş yıllarda Bodrum'da bayıltan Günay, bu yaz Çeşme'de dükkan açmış. Bu hafta sonu bütün kış İstanbul'u kasıp kavuran Nükhet Duru/ Cenk Eren ikilisi ile başlıyormuş.. Bu demek ki, bize yıllar sonra Çeşme yolları yeniden göründü..
Çanakkale geçilmez!..
Atatürk'ü, Nemrut Dağı'nı ve Hititleri yapan Tolga Örnek, şimdi yaşamının en büyük projesine imza atmaya hazırlanıyor..
Çanakkale Savaşı..
Türk Tarih Vakfı, İngiliz Kraliyet Savaş Müzesi ve Avustralya Savaş Müzesi'nin himayesinde uluslarası bir yapım bu..
Tolga, bu müthiş belgesel için sizlerin yardımına muhtaç..
Çanakkale'yi yaşamışsanız, ya da babanız, dedenizden nakledeceğiniz anılar, göstereceğiniz belgeler varsa, Ekip Film hemen çekim için sizi bulacak.
Film genelde insancıl ve bireysel öyküler etrafında döneceği için, bu tür yardıma şiddetle ihtiyaç var.
Film dünyaya dağıtılacak ve bugüne dek olayı sadece "İşgalciler"in kaynaklarından dinleyenler, ilk defa Türkiye'nin sesini duyacaklar. Proje bu bakımdan da çok önemli..
Anlatacaklarınız ve gösterecekleriniz varsa, Tolga Örnek'i mutlaka arayın..
"mailtovekipsuperonline.com" vekipsuperonline.com
veya..
0 212 272 10 58 (Tel)
ya da..
0 212 272 10 65 (Faks)
SEVDİĞİM LAFLAR
Ne zaman insanlar benimle aynı fikirde olsa, hatalı olduğumu düşünürüm.
Oscar Wilde
TEBESSÜM
Fıkra Yıldırım Tuna'dan
Karidesle kadın arasında ne benzerlik vardır?
İkisinin de vücutlarından hoşlanabilirsiniz.. Ama o kafa kısımları var ya..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
