kapat
11.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

İLKER SARIER


Küçük yatırımcı ve bir havuz problemi

Türkiye'de, küçük yatırımcı, belki de dünyanın en "bahtsız" insanıdır.

Çünkü ne yapacağını tamamen şaşırmış durumdadır. Dövizde kalsa da, faize yönelse de netice değişmez, "ali-veli, veli-ali" hesabı ancak parasının değerini korur veya ucundan yiyip bitirir.

Geriye iki seçenek kalır.

Ya, "offshore kumarı"na yöneleceksin ya da borsada işlem gören şirketlerden hisse satın alacaksın...

Bizdeki bankacılığa bakılırsa, "offshore"a para yatırmakla, Tophane bitirimhanelerinde barbut atmak arasında sadece "şekil farkı" var, ya herru ya merru!..

Geriye kala kala özel şirketlere hissedar olup, temettü kovalamak veya hissenin değer kazanmasını beklemek kalıyor.

Bir şirketten hisse almanın da nispi bir riski var, elbette...

O şirket iyi yönetilmez de batarsa, hisseler bir anda "kese kağıdı"na döner.

Karanlık bir iş dönmemiş de patron da batmışsa, risk "orantılı olarak" paylaşılmıştır. Birlikte soğuk su içilir.

Ama, patron devamlı kazanıyor da, küçük yatırımcı "kaybediyorsa" veya kaybetme riski taşıyorsa, o zaman vaziyet farklı...

Bizim ekonomi servisi, bir dizi haber analiz yayınladı Türkiye'de ilk defa...

"Adamları"nın önlerine geleni hortumculukla suçladığı Aydın Doğan'ın, kendi bankası olan Dışbank'tan 304 milyon dolar kredi kullandığı ortaya çıktı. Aydın Doğan'ı gazeteleri de bunu kabul etti. Eğer, her yüksek kredi riski "hortum" ise, bu da bir hortum ama benim bugünkü konum bu değil!

Kamuoyuna dediler ki, "Evet, bazı şirketlere kredi kullandırıldı ama bazı şirketlerin de mevduatları aynı bankada rehnedildi!"

Yani "açık pozisyon" yok!

Ama başka bir "pozisyon" var!

Daha doğrusu, hakim hissedar ile küçük hissedarın "denge" pozisyonu!

Örnekleyelim

Farzedelim grup (A) şirketinin 100 milyon dolarlık kaynağı grup bankasına rehnedildi. Sonra banka bu 100 milyon doları, grubun (B) ve (C) şirketlerine "kredi" olarak fonladı.

Bu durum "yasalara aykırı" olmayabilir. Ama!..

Şimdi, A şirketine yatırım yapmış vatandaş açısından bakalım vaziyete

1- A şirketinin 100 milyon doları rehnedildiğinde, bu şirketin geleceği, yatırımları ve müstakbel karları tehlikeye girmez mi?

2- B veya C şirketleri, aktarılan para sayesinde daha karlı duruma girerse, bu A şirketinin küçük hissedarının aleyhine değil midir?

3- A hissedarının cebinden B ve C hissedarının cebine bir akış sağlanıyorsa, bu haksızlık ve adaletsizlik değil midir?

4- Bu kaynak transferlerini sadece "bilanço dipnotları" ile sınırlamak yatırımcının bilgilenmesi açısından yeterli midir?

5- Hele B veya C şirketi, halka kapalı grup şirketleri ise, buradaki dengesizlik "halka açıklık" ilkesinin "ruhuna aykırılık" içermez mi?

Sonuç olarak

Grubun total karlılığında, A şirketi 25 milyon dolar gerilerken, B veya C şirketleri toplamda 35 milyon dolar temin etmişse, 10 milyon dolarlık "zenginleşme" sözkonusudur. Bu patronajın lehinedir. Fakat A şirketine yatırım yapmış olan küçük yatırımcının aleyhinedir.

Aydın Doğan'ın şirketleri sürekli "köşe kapmaca" oynuyor. Ortada koca bir havuz var, şirketler havuzun kenarında sıralanmış, hem havuza bağlılar hortumlarla, hem de birbirlerine... Küçük yatırımcılar da küçük hortumcuklarla bazı şirketlere bağlı...

Niye diye sorun kendinize ve bu havuz problemini çözün bakalım!

Tutuk kafa!
Bir insanın, her tutuklananı "suçlu" ilan edebilmesi için...

Ya, o kişinin, hukuktan hiç haberi yoktur.

Ya, savcı ve hakimleri yönlendirmeyi bilmekte ama onlardan öğrenmeyi bilmemektedir.

Ya, karalamaktan başka derdi yoktur.

Yahut yüreğinden özürlüdür.

Hüküm oluşmadan "suçlu" ilan etmek "yargıya hakarettir!"

Savcı olsam res'en dava açardım!..

Mehmet Ali Erbil
Mehmet Ali Erbil'e belden aşağı vurmak aklımdan bile geçmez. Çünkü, Mehmet Ali'nin "belden aşağısı" zaten ortada duruyor.

Özel hayata karışılmaz.

Tamam, kabul...

Ama Allah aşkına söyleyin, Mehmet Ali'nin özel hayatı, artık bizim özel hayatlarımızı rahatsız etmeye başlamadı mı?

Daha doğrusu, beyinlerimizı, ruhlarımızı ve aşka dair temiz duygularımızı örselemiyor mu? Evet sevimli ve becerikli, işinde de iyi... Ama vallahi suyunu çıkardı.

Yahu bir insan, bu kadar mı kolay aşık olur, bu kadar mı kolay unutur, bu kadar mı kolay vazgeçer, bu kadar mı ayran gönüllü olur?

Vallahi yıldım...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır