kapat
10.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

Erbakan Hoca satılık TV arıyor

Hoca, yakın çevresine dedi ki- Bu iş TV'siz olmaz.

Çevre "Haklısınız Sayın Hocam" yanıtını verdi.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan devam etti

- TV konusunda gecikmek de olmaz.

- Haklısınız Sayın Hocam.

Ve Hoca, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı, eski Bakanlardan Teoman Rıza Güneri'ye döndü

- Rıza Bey kardeşimiz... Bu işle bizzat sizin meşgul olmanızı rica ediyorum.

- Başüstüne Sayın Hocam.

- Rıza Bey... Satın alacağımız TV, mümkünse bütün yurt genelinde yayın yapabilmeli.

- Elbette Hocam.

- Lütfen yarından tezi yok, kolları sıvayınız.

****

Teoman Rıza Güneri "Kolları sıvadı." Nerede, kimde, ne var, ne yok araştırdı. Bazı görüşmeler yaptı.

Ama "Yurt çapında yayın hakkına sahip olanlar" pek satmaya yanaşmadılar.

Güneri bunun üzerine "Yayın alanı bazı illerle, ilçelerle sınırlı" TV'leri araştırdı.

Yine "Görüşmeler" yaptı. "Dün itibariyle" sonuç alınmış değil.

****

- Sayın Güneri... Durum?


- Yavuz Bey... Zaman bizi sıkıştırıyor... Bu hafta veya en geç gelecek hafta bu işi bitirmemiz lazım... Ayrıca, TV'yi devralmakla iş bitmiyor... Başka prosedürler de var.

- Ne gibi?

- Alır almaz sermayenin 7.2 trilyona çıkarılması gerekiyor... Sonra da RTÜK hesabına 400 milyar yatırılması.

- Teoman Rıza Bey... Araştırırken neler buldunuz?.. Kimlerle görüştünüz?

- Yavuz Bey, çok uzun... Ulusal kanalları biliyorsunuz... Kimse satmıyor... Sayın Doğu Perinçek'in TV'si var... Yeditepe TV... Yayın alanı çok geniş... Sürekli, TV arıyoruz... Bulmamız şart.

****

Hoca'nın kararı kesin

- Bu iş TV'siz olmuyor.

Karar kesin olunca Hoca ne yapacak, ne edecek bir TV bulacak.

Ve sonra siyaset daha da renklenecek.

MHP'li Okuyan'dan, İP'li Perinçek'e: Sizi kutluyorum Doğu Bey
Geçenlerde Yaşar Okuyan ziyaretimize gelmişti. Dün sabah da biz "İade-i ziyarete" gittik.

Gaziosmanpaşa'da büro kiralamış.

Duvarda "Şu yazı" asılı

"Bir memlekette namus erbabı, en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur... İsmet İnönü."

Bakanlığı sırasında aynı "Çerçeve" makam odasındaydı.

Okuyan

- Evet... Kendim yaptırıp, asmıştım... Bakanlıktan ayrılırken aldım.

****

Masasında dosyalar vardı.

Biri "Neşter Davası İddianamesi."

Diğeri "Dünyada sosyal güvenlik sistemlerinde yolsuzluklar... Ve önlemleri."

Öteki "Yolsuzluk ve usulsüzlükle mücadele."

****

Her siyasetçi gibi Okuyan'ı da sevenler vardır, sevmeyenler vardır.

Ama Bakanlığı süresince "Yolsuzluğa karşı savaş verdiği" açık.

Bu görüşe de "Katılmayanlar" olabilir. Biz Okuyan'ın "Sosyal güvenlik kurumlarındaki yolsuzluklarla mücadele için büyük bir uğraş verdiğine" inanıyoruz.

****

Yolsuzluk öylesine "Organize olay ki..."

Başa çıkabilmek gerçekten zor.

Dün Okuyan'ın masasındaki "Bazı belgeleri... Bant çözümlerini" görünce...

Bunu daha iyi anladık.

Yolsuzluğun üzerine gideni sindirmek için "Bütçeler oluşturuluyor... Tezgahlar kuruluyor... Başına çoraplar örülmeye çalışılıyor."

****

TBMM, Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu "Raporunu yazmakla meşgul."

Raporda bazı siyasetçiler için "Yüce Divan yolunun işaret edileceğini" herkes biliyor. Bunlar arasında "Yolsuzlukla mücadele eden Yaşar Okuyan da" olabilir mi?

"Ortalıkta dolaşan söylentiye göre" evet.

Okuyan'a dedik ki "Bu nasıl iş?"

Güldü

- Neşter'in rövanşı alınmak isteniyor... Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu içinde, Neşter davası bağlamında benimle kişisel sorunu olan isimler var... Bir tezgah kuruluyor.

"Olamaz" dedik.

Komisyon Başkanı Azmi Ateş "Kişisel konuların dışındayız" sözlerini bize belki kırk kez söyledi.

****

Ve bir ayrıntı...

Komisyon "Çok şey bilen Yaşar Okuyan'ı dinleme ihtiyacını neden hissetmedi?"

****

Sabah sohbetinde başka konuları da konuştuk... Siyaset... Hükümet... ABD ile ilişkiler derken...

Söz "Üniter devlet"ten açılınca...

MHP'li Okuyan dedi ki

- Bir toplantıda Doğu Perinçek'le karşılaştım... Dedim ki... Üniter devleti savunma konusunda sergilediğiniz üstün gayretten dolayı sizi kutluyorum... Yani işe bak... Üniter devleti savunmada Doğu Perinçek, yöneticilerin çok ilerisinde... Ben de ona tebrik ve teşekkürlerimi iletmek durumundayım.

Siyasette 'fıttırma' noktası
Sayın milletvekilim... Seçimde AK Parti'nin aday adayı idim... Aday olamadım... Şimdi bana ne vereceksiniz?

- Anlayamadım.

- Yani hangi göreve getireceksiniz?

- Hangi görevi istiyorsun?

- Müsteşarlık.

- Nereye?

- Neresi olursa olsun.

- Kardeşim, boş müsteşarlık falan yok.

- Öyleyse Müsteşar Muavinliği.

- O da imkansız.

- O zaman beni Genel Müdür yapın.

- Kapıyı her çalanı Genel Müdür yapsak, devlet çöker.

- Genel Müdür Yardımcılığı da olabilir.

- Kardeşim, sen benimle dalga mı geçiyorsun?

- Sayın milletvekilim... Seçimden önce partiye adaylık başvurusunda bulundum... Bakın, Recep Tayyip Bey'in bana teşekkür yazısı bile var.

- O yazı, adaylık için başvuran herkese gönderildi.

- Yani bu yazı sizce önemsiz mi sayın milletvekilim?

- Önemsiz demiyorum... Ama o yazı, senin bir devlet görevi alman için referans değildir.

- Sayın milletvekilim... Bari bir yere yönetim kurulu başkanı yapın.

- Arkadaş, işine git... Beni de fazla meşgul etme.

- Efendim, yönetim kurulu üyeliği olsun... Yeter ki beni boş göndermeyin.

- Senin mesleğin ne?

- Marangozum.

- Tahsilin?

- İlkokul.

ÜLSER
Dengir Mir Mehmet Fırat'ın ülseri vardı. Tedavi gördü, "Yara kapandı."

Son zamanlarda ülser yine "Nükseder gibi" oluyordu.

Ve "Yukarıdaki olaydan sonra..."

"Yara yeniden açıldı."

SON NOKTA
- Dengir Bey... Bu kadar sinirlenmeyin.

- Yavuz Bey hani insanın kızgınlığının bir son noktası var ya... Fıttırma noktası... İşte öyle oluyor... Bazen fıttırıyorum.

ÜÇ VARDİYA
Dengir Mir Mehmet Fırat, Mersin Milletvekili.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı.

Partide hergün 50-100 kişiyi dinler.

Bir o kadarını da Meclis'te.

Siyasetin "Günde üç vardiya çalışan" takımından.

"Genel Başkan'a gönderilen mektuplar da", görevi gereği Dengir Bey'den geçer.

YOLSUZLUKLAR
- Yavuz Bey... Ağırlıklı talep, iş... İşsizlik gerçekten büyük sorun... Entelektüel kesimden gelen talepler de var... Okumuş, yazmış insanlar... Yüksek mühendisler... Profesörler... Devletten emekli olanlar... Özel sektör yöneticileri... Onların isteği ise yolsuzlukların üzerine gidilmesi... Tabii bu arada insanı fıttırtan şeyler de oluyor.

EYVAH!..
Bir "Ziyaretçi" geliyor.

Önce "Müsteşarlık" istiyor.

Sonra yavaş, yavaş "Alt görevleri..."

Dengir Bey hepsine de "Hayır" deyince...

Ziyaretçi, bir ilde "Şef yardımcılığına kadar" iniyor.

Eğitimine gelince...

"Liseden terk."

İşte o anda Dengir Mir Bey "Eyvah" diyor

- Ülserim azdı... Eyvah.

ACABA
Yavuz Bey.

Sizinle her şeyi konuşmak istiyorum. Gerçekten herkes yolsuzluğa, usulsüzlüğe, haksızlığa karşı mı?

Yoksa... Acaba...

İnsanlar, böyle gelmiş, böyle gider...

Bari pastadan bana da bir şeyler düşsünün mü peşinde?

Ben Dengir Mir Mehmet Fırat olarak bu soruya bir cevap bulamadım.

Siz bulabilir misiniz?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır