kapat
24.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

REFİK DURBAŞ


Bırakın da çağdaşlaşalım...

Kutsallaştırılmış, katılaştırılmış değerler içinde boğulmuş ve çağdaş değerlere kuşku ile bakan bireylerden oluşmuş bir toplumla, Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş ülkeler arasında yer almak mümkün müdür?

Baş döndürücü bir hızla gelişen teknoloji ve dünyanın en ücra köşelerini anında birbirine bağlayan uluslararası -yazınsal, işitsel ve görsel- iletişim ağı, ulusların toplumsal yaşamını şekillendiren kültürünün dar kalıplarını zorlamakta, çatlattığı yarıklardan sızarak içine kapanık toplumların görgü ve bilgisini değiştirmekte; düşünsel ufku köreltilmiş bireylerin özgürleşmesini sağlamaktadır.

Bu önüne geçilmez değişim, devletin siyaset üstü/dışı olması gereken kurum ve kuruluşlarını da etkilemekte; bu kurum ve kuruluşlardaki -özellikle çağın gereklerini kavramış ve getirilerinin özünü anlamış- genç bireyler, kutsal devleti her şeyin üstünde gören üstlerinin ve baskısı yüzünden düşüncelerini özgürce açığa vuramamanın sıkıntısını yaşamaktadır. Aynı gençler, yeri geldiğinde de (hoş görünmek için) kutsal devlete bağlılıkları dile getirip kalıplaşmış katı değerleri savunarak bir anlamda "takiye" yapmaktadırlar. Bu tavırlarında, fabrikasyon bir eğitimden geçerek birer "sosis" gibi şekillendirilmelerinin büyük payı vardır. (Ne yazık ki, bu gençlerin büyük çoğunluğu, mir durumuna geldiklerinde, gençliklerinde kınadıkları gibi olmaktadırlar). Etkinliği artık çağın bilimsel ve düşünsel aşamasının gerisinde kalmış bazı değerleri, demokrasinin ve çağdaşlığın üstünde görüp onlara dayanmak; daha da ileri gidip kutsallaştırarak onların egemenliğine girmek bir anlamda "gericilik"tir. Çağımız, insanın kutsallığını ve özgürlüğünü öne çıkaran bir atılım içindedir. Devlet, toplum ve birey olarak izlememiz gereken yol budur. Artık biriler bıraksın da birey ve toplum olarak düşüncelerimizde özgürleşelim, çağdaşlaşalım ve şu demokrasi denen şeyin tadına varalım.
Dr.ŞERAFETTİN YAMANER - İSTANBUL


TCDD'den beklenen cevap...
30.05.2003'de Sirkeci/Halkalı hattında kimliği belirsiz kişilerce atılan taşın yüzüme gelmesiyle yaralandım. Ambulansla Bakırköy Devlet Hastanesi'nin aciline gittim. Sosyal güvencesi olan birisi olarak acizlik çekmedim. Ama düşünüyorum da eğer imkım olmasaydı? Bu soruyu soruyorum, çünkü kahramanlığı küçük bir çocuğa bırakmayan TCDD, telefonlarımı almalarına rağmen bir kere olsun "Ne durumdasınız?" diye beni aramadı. Bir tek 112 Acil ve Bakırköy Acil servislerine teşekkür edebilirim. İncelemek isteyenler için poliste şikmevcuttur. Sorum şimdi şu TCDD yolcularına sağlık sigorta sistemi oluşturmuş mu, atılan taşlara karşı ne tür bir işlem yapmaktalar? Şimdiye kadar adliyeye aksetmiş olay var mı acaba?

TCDD Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Sayın Altan İlter ile müşaviri Sayın Mehmet Aycı'dan 17 Haziran 2003 tarihli "SABAH Posta Kutusu"nda yer alan ve Menemen-Aliağa hattında treni durdurmaya çalışan Orhan Ek için verdikleri cevap kadar hızlı bir cevap bekliyorum.
ERSİN TURAN (Araş. Gör.) - İ.Ü. Rektörlük Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü


Gündem değil Politika
SABAH Diyor ki köşesinde dün AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın demecinden söz ederken sehven Özgür Gündem gazetesinden alıntı yapıldığı yer almıştır. Yalçıntaş, bu demeci Özgür Gündem değil Özgür Politika gazetesine vermiştir. Düzeltir, özür dileriz.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır