|
 |
|
Modanın da 'sağlam er'i
İTÜ'yü standart bir devlet üniversitesi halinden çıkarıp dünya ligine sokan İTÜ Rektörü Gülsün Sağlamer, bir ilke daha imza attı. Dünyanın en saygın moda okulu olan New York Moda Teknolojileri Enstitüsü ile eğitim anlaşması imzalayan İTÜ, öğrencilerine Amerika'da moda eğitimi alma fırsatını sunacak
İTÜ'nün 230 yıllık tarihindeki ilk kadın rektör olan Prof. Gülsün Sağlamer, Türkiye'nin standart devlet üniversitelerinden biri olan İTÜ'yü, 7 yılda dünyanın zirvesine taşıdı. Prof. Sağlamer, teknik üniversiteler arasında önemli Avrupa üniversitelerini çoktan geride bırakan İTÜ'yü, şimdi ABD'nin ünlü Massachussets Institute Technology (MIT), gibi dünya üniversiteleriyle yarıştırıyor. Prof. Sağlamer, bu yarıştaki en önemli adımlardan birini daha gerçekleştirerek, dünya moda devi Fashion Institute Technology (New York Moda Teknolojileri Enstitüsü) ile ortak eğitime imza atıyor.
ÖSS ile İTÜ'nün moda okuluna girecek öğrenciler, 2.5 yıl sürecek Türkiye'deki eğitimlerinin ardından New York'a giderek eğitimlerinin kalan bölümünü tamamlayacak. Mezun olunca da biri İTÜ'den diğeri de FIT'ten olmak üzere 2 diploma alacaklar.
SIRADIŞI BİR REKTÖR
Prof. Sağlamer, sadece 'kadın rektör' olarak değil aynı zamanda 'sıradışı rektör' olarak da dikkat çekti. Akademik alanda kendisini kanıtlamış olan Prof. Sağlamer ve ekibi 1996'da göreve geldi. Seçime girmeden önce İTÜ için neler yapılması gerektiğini tek tek saptayan ve buna ilişkin çözümler üreten ekip, Ağustos 1996 yılında göreve başladı. Aralık 1996'da 'İTÜ 2001 Atılım Projesi' adını verdikleri projeyi uygulamaya koydular.
İTÜ'yü dünyanın en saygın araştırma üniversitesi yapmak üzere yola çıkan Sağlamer ve ekibi, ilk aşamada eğitim sistemine el attı. Yapılan eğitim reformuyla üniversite öncelikle iki dilli eğitimi uygulamaya aldı. İTÜ bilim dili olarak Türkçe'yi kullanmayı sürdürdü. Aynı zamanda uluslararası düzeyde yarışmak için İngilizce eğitim uygulamasına da geçti. Bunun için anadili İngilizce olan 40 öğretim üyesi alındı. İngilizce hazırlık sınıfındaki öğretim kadrosu da 150'ye çıkarıldı ve hazırlık sınıfı zorunlu hale getirildi. Derslerin minimum yüzde 30'u İngilizce yapılmaya başlandı.
ÇİFT ANA DAL UYGULAMASI
Eğitim reformunun bir başka alanıysa Çift Ana Dal Programı uygulaması oldu. Bu uygulamayla İTÜ öğrencileri girdikleri bölümden ayrı olarak bir başka bölümün derslerine de girme ve oradan da diploma alma hakkına kavuştu.
İTÜ'nün öğrenci kalitesini artırmak için yaptığı bir başka uygulamaysa yatay geçişleri kolaylaştırması ve bu kontenjanların yüzde 80'ini kendi öğrencilerine tanıması. Böylece İTÜ'yü en düşük puanla kazanan bir öğrenci bile başarı sağlaması halinde en yüksek puandan öğrenci alan bölüme yıl kaybetmeden geçiş olanağına kavuştu.
AYNI ANDA İKİ DİPLOMA
Sağlamer yönetimindeki İTÜ yönetim kadrosunun, İTÜ'nün uluslararası arenada en iyi üniversitelerden biri haline gelmesi için başlattığı çalışmalar, okulun uluslararası kabul edilebilirlik derecesini artırdı.
Bu kapsamda yurtdışındaki üniversitelerle işbirliğine gidildi. Lisans eğitiminde 64 uluslararası üniversitenin içinde bulunduğu SUNY (State Univercity of New York) kuruluşu ile gidilen işbirliği, İTÜ öğrencisine hem kendi okulundan hem de yurtdışındaki bu 64 okuldan birinden aynı anda 2 diploma birden alma şansına kavuştu. ÖSS'ye girip İTÜ'yü seçen öğrenci eğitiminin yarısını Türkiye'de diğer yarısını da SUNY'ye üye bir üniversitede yurtdışında sürdürme olanağı halen sürüyor. Aynı sistem yüksek lisans ve doktora öğrencileri için TIME (Top Industriel Management for Europe) kuruluşu ile gerçekleştirildi. Bu sistemde de öğrenciler bir yıl İTÜ'de, iki yıl yurtdışında eğitim görüyor.
ÖĞRENCİ SAYISINI DÜŞÜRDÜ
Sağlamer, bu atılımlarla beraber, İTÜ'yü bir araştırma üniversitesi yapma ideali üzerinde de çalışmalarını hızlandırdı. Bu nedenle İTÜ'nün öğrenci profili değiştirildi. Bir zamanlar 22 bin olan öğrenci sayısı 19 bine düşürüldü. Eskiden çok az olan yüksek lisans ve doktora öğrencisi sayısı şimdi 6 bin 500'e ulaştı. Mühendislik alanında yüksek lisans yapanların sayısı açısından İTÜ, diğer üniversitelerdeki öğrencilerin toplamından daha fazla öğrenciye sahip.
BEYİN GÖÇÜNÜ DURDURDU
Yetişmiş beyinlerini kaybeden Türkiye'de, üniversiteler arasında bu konuda en elle tutulur çalışma, İTÜ'den geldi. DPT ile de bir ortak proje geliştiren üniversite, 25 milyon dolarlık bütçesi olan İleri Teknolojiler Yüksek Lisans programı adı verilen projeyi hayata geçirdi. Bu projeyle yurtdışı eğitimi amaçlayan öğrencilere hem İTÜ'den, hem de yurtdışından bir üniversitede tez hocası bulunuyor. Öğrenciler her yıl 7-8 ay yurtdışında araştırma yapıyorlar, eğitimlerini yurtdışında sürdürüyor ama diplomayı İTÜ'den alıyor. Benzer bir sistem öğretim görevlileri için de geçerli. Genç öğretim üyeleri her yıl, maliyeti İTÜ Vakfı'ndan karşılanmak üzere yurtdışına araştırma yapmak için gönderiliyor. Ayrıca öğretim üyelerinin her yıl en az bir kere yurtdışında bir toplantıya katılması zorunlu.
PROFESÖR GÜLSÜN SAĞLAMER
Ne yapsak memnun olmuyoruz
Tüm bu başarılar, elbette bir takım çalışmasının ürünü. Ancak bu takımın kaptanı rektör Gülsün Sağlamer, bugüne kadar gerçekleştirdikleri projeleri ve bundan sonra yapacaklarını anlattı "Bizim için İTÜ'nün başına geçmek büyük bir görevdi. Bir ekiple birlikte yola çıktık. Yapacaklarımızı seçilmeden önce projelendirdik. 96'da göreve gelir gelmez kolları sıvadık. İTÜ'ye karşı büyük bir sevgimiz var. Bu nedenle ne yaparsak yapalım yine de bizi memnun etmiyor. Çünkü bir şeyi yapıp bitirince yeni bir ufuk açılıyor ve yapmamız gerekenler 10'a katlanıyor. Moda okulu bizim için önemli bir nokta. Hep beraber bir devlet üniversitesinin böyle şeyler yapmasının mümkün olduğunu göstermek için odaklandık. İyi bir ekiple çok çalıştık ve aynı çalışma devam ediyor.
İTÜ'nün 230 yıllık tarihindeki ilk kadın rektör olan Prof. Sağlamer, Avrupa'da bile teknik üniversiteler içinde başka kadın rektör olmadığını belirtiyor. Sağlamer, "Avrupa üniversitelerini geçmiş durumdayız. Amerikan üniversiteleriyle yarışıyoruz" diyerek iddiasını da vurguluyor.
Sosyal olanakları da eğitimi kadar iyi
Kaliteli eğitim ve üstün bilgi aktarımı, bir üniversitenin asli görevi olabilir. Ancak 20 bine yakın gencin okuduğu üniversitenin sosyal olanaklarının da eğitimi kadar iyi olması gerektiği gerçeği, okul yönetimini bu konuda da çeşitli yeniliklere yönlendirmiş
* Yurt kapasitesi geliştirilerek 3 bin kişilik kapasiteye ulaşıldı.
* Yurtlar tek, iki ve üç kişilik odalar halinde. İçerisinde özel telefon, özel banyoları, kişisel çalışma bölümleri bulunuyor. Ayrıca yurtların içerisinde otomatik çamaşır makineleri bulunan çamaşır ve ütü odaları, TV salonları, kafeterya bulunuyor.
* İTÜ, ayrıca öğrencilerine başarı ve ihtiyaç bursları veriyor. Bursları için yıllık ayrılan fon 2.5 milyon dolara ulaştı. Bütün para bağışlarla sağlanıyor.
* İhtiyaç bursları, aylık 60 milyon liradan, aylık 500 milyon liraya kadar çıkıyor.
* Bunun haricinde ÖSS'de ilk 500, ilk bin ve ilk 2 bin kişi arasına girerek İTÜ'yü kazanan öğrencilere, aylık 100 ile 200 milyon lira arasında değişen miktarda karşılıksız burs veriliyor. Öğrenci başarısını sürdürdüğü sürece burs da devam ediyor.
* 1996'da başlatılan tüm bu projeler için İTÜ, tam 60 milyon dolar bağış topladı. Toplanan bu bağışlarla eski binaların hepsi tepeden tırnağa modern hale getirildi, yeni binalar yapıldı. Derslikler en yeni mobilyalarla donatıldı. Birbirinden modern çok sayıda teknoloji harikası laboratuvar yapıldı. Öğrenci yurtları, sosyal alanlar, sapor salonları hizmete açıldı.
Öğrencileri de, ekibi de memnun
Doç. Dr. Rüya Taşlı (Küçük resim) İTÜ Halkla İlişkiler Birimi Başkanı Yapılan şeyler çok güzel. Son iki senedir İTÜ'nün halkla ilişkiler ve tanıtımı konusunda görev almaya başladım. Amacım yapılanları hem öğrencilere hem de İTÜ dışındakilere anlatmak.
Kader Aydın (büyük fotoğraf) Bilgisayar Mühendisliği 4. Sınıf Öğrencisi "Bir İTÜ'lü olarak hayatımdan memnunum. Rektörümüzü çok seviyorum.
Öğrencilik hayatımın hem eğitim hem de sosyal kısmını bizlere gayet güzel yaşattılar.
Nevzat ATAL
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
