kapat
Sabah Gazetesi 28.05.2003

MUHARREM SARIKAYA

ANKARA

Sıkıntı vekaleten atamalarda

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün önceki gün gazetelerin Ankara temsilcileri ile yaptığı basın toplantısının asker içindeki yansıması olumlu.

Orgeneral Özkök'ün "Genç Subaylar" cümlesine dönük yaklaşımı Türk Silahlı Kuvvetleri içinde memnuniyet yaratmış.

Üst rütbeli subayın aktarımıyla, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir bütün olarak düşündüğünün kayda geçirilmesi açısından" Orgeneral Özkök'ün sözlerinin altı çizilmiş. Dikkat çeken diğer bir nokta ise Orgeneral Özkök'ün, hükümetin devletin üst düzey kadrolarına irticai görüşleri olanları getirdiğine ilişkin sözler.

Genelkurmay Başkanı'nın da önceki gün vurguladığı gibi, sadece askerde değil, Cumhurbaşkanı'ndan, diğer güvenlik birimlerine kadar devletin birçok biriminde bu durum sıkıntı yaratıyor.

Hatta, Başbakan ve ilgili bakanlara da bu sıkıntı birkaç kez aktarılmış.

Sonucun ne olduğu sorulduğunda ise ilgili kişinin verdiği yanıt şöyle oldu:

"Biz isim isim bu kişileri önlerine koyuyoruz. Sanki kendilerine söylenmemiş gibi davranıyorlar, havaya bakıyorlar."

İlgili kişinin aktardığına göre, özellikle vekaleten atamalarda sıkıntı yaşanıyor.

Devlette bir makama gelmek için çalışma süresi, kadro durumu, üniversite mezuniyeti gibi yeterlilikler gerekiyor.

Oysa, hükümet son dönemde bu kıstasların hiç birini dikkate almadan "vekaletle" atama yolunu tercih ediyor.

Hükümet rahat mı?

Peki bu durumdan hükümet rahat mı? Başbakanlık'ta etkin görevde bulunan kişinin aktardığına göre Hükümet'te bu durumdan rahatsız.

Adının yazılmasını istemediği için aktaramadığımız etkin kişi, içinde bulundukları durumu, başından geçen bir olayı aktararak şöyle özetledi: "Bir solcu arkadaşım vardı. Geçmiş hükümetlerin de beğenisini kazanan, ancak hiçbir partinin adamı olmadığı için politik nedenlerle önü açılmayan bir devlet memuruydu. Tayyip Bey Başbakan olduktan sonra kendisiyle konuştum. Bu kişinin bir göreve getirilmesini sağladık. Çok da iyi işler yapmaya başladı..."

Etkin kişi anlatımına kısa bir es verdi ve "Buraya kadar her şey normal gözüküyor değil mi?" diye sordu.

İl başkanının sıkıntısı

Yanıtını da kendisi vererek devam etti:

"Bir gün atamanın yapıldığı ilin parti başkanı aradı. Bu kişinin yanlış bir insan olduğunu söyledi. Ben o devlet memurunu uzun süredir tanıdığımı belirttim. Bu kez, 'ahlaki yönden yamuk' dedi. Bunun üzerine o kişinin eşini de tanıdığımı söyledim. Sonra, 'Ama solcu' dedi, milletvekilleri arasında eski solcuların olduğunu belirttim. Sonunda baklayı ağzından çıkardı ve 'Bu kişi Cuma namazına gitmiyor, dini bütün değil' dedi. Milletvekillerimizden de cumaya gitmeyenler olduğunu, hatta ateist olanların bile bulunduğunu söyledim."

Etkin kişinin aktardığına göre, il başkanı telefonu hemen kapatmış.

Bu hikayeyi aktardıktan sonra etkin kişi, şu soruyu yöneltti: "Şimdi size sorarım, kaç bakan arkadaşımız bu il başkanlarının yaklaşımına direnebilir?"

Partinin "Milli Görüş" olarak isimlendirilen yapıdan kopmak için büyük çaba harcadığını belirtti.

Buna rağmen, içinden koptukları yapıdan bazı kişilerin de aralarında bulunduğunu, zaman içinde bunların doğal seleksiyona uğrayacaklarını belirtti.

Başbakan'ın geçen haftaki, "Milli Görüş gömleğimizi çıkardık. DP geleneğine sahip çıkıyoruz" dediğini anımsattı.

Etkin kişi, bu anlattıklarında kendi cephesinden haklı olabilir.

Ancak bazı olaylarda da şuyu vukuundan beterdir.

Yani, yayılması, gerçekleşmesinden daha kötüdür.

Ortaya çıkan durum da bunun bir göstergesidir.