kapat
Sabah Gazetesi 24.05.2003

MEHMET ALTAN

Prizma

Uyum Devrimi...

AB üyesi olan onbeş ülkenin herhangi birinin vatandaşı olsak, şimdi gündemdeki Altıncı Uyum Paketi'ne yönelik heyecanlı tartışmalar içinde olmayacaktık. Uyum paketindeki özgürlük çıtasını yükselten düzeltmelere sevinmeye gerek kalmayacaktı. Çünkü bu değişiklikler çoktan hayata geçmiş olacaktı...

Tam üyeliği kesinleşen onüç ülkenin vatandaşları için de durum aynı...

Hatta, artık haberlerini bir de Türk kökenli vatandaşları için Türkçe veren, olağanüstü değişimlere imza atan Bulgaristan'da da olsak durum aynı... Hatta, Çavuşesku mezaliminden kurtulan Romanya'da da...

Ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olunca işler değişiyor.. Ankara'nın vatandaşına reva gördüğü muamele, ona güvenilmez bir "zeka özürlü" anlayışla yaklaşması, hepimizin geç kalmasına neden oluyor...

Ve "yönetme" iddiası ile buralarda keyif süren hiçkimse de bu durumdan utanmıyor...

***

Adalet Bakanlığı tarafından Başbakanlığa yollanan ve Avrupa Birliği'ne uyum süreci nedeniyle gündeme gelen Altıncı Uyum Paketi, Türkiye'nin kendi dinamikleriyle belki de iki asır daha değişmeyecek olan dönüşümleri sağlıyor.

Bizler de, çocukluğunu hiç yaşamamış ileri yaştaki bir ihtiyar gibi seviniyoruz. Sevincimizin inanılmaz nedenleri var... Örneğin, Meclis kabul ederse, Altıncı Uyum Paketi nedeniyle artık ülkemizde "töre cinayetleri" ceza indirimine tabii olmayacak. 2003 yılı itibariyle, AB'nin ittirmesiyle de olsa, yasama, yürütme ve yargı, kısacası devlet, "yaşam hakkının töreden önce geldiğini" keşfettiği için mutlu oluyoruz...

Artık insanlarımız, çocuklarına istedikleri "adları" koyabilecekler, buna izin veren bir düzenleme Meclis'e geleceği için neşeden hop oturup hop kalkıyoruz...

Ana dilinde yayın yapma, insanımıza kültürünü geliştirme hakkı veriliyor diye davul çalıyoruz...

***

Herkes "bireyin temel hak ve özgürlüklerini" esas alırken, Ankara "devletiyle ve milletiyle bölünmez bir bütünü" esas almıştı.

Herkes, tek ses, tek nefes olacaktı... Kimse kendi gibi davranamayacak, millet devletiyle bir bütün haline gelecek, vatandaşın birey olarak tüm özgürlüğü yok edilecekti.

Şimdi, anti-terör maddesindeki değişimle bu ortadan kalkıyor. Canı gönülden AB sürecini destekleyen Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesi değiştirilen maddeyi kapsar türünden gereksiz bir çekingenlik gösterse de, AB'deki birey düzeyine doğru bir adım daha atmamıza da sevinmeliyiz...

***

Zaten dünyanın en ciddi yasaklarına sahip Türk Ceza Kanunu var iken, ne gereği olduğunu anlamadığımız sansür kurullarından askeri yetkilinin çıkması da demokratikleşmeye yönelik bir adım olarak umudumuzu artırmakta..

Sanki bizler için slogan tersine söylenmiş, "Geç kalmaktan korkma demokratikleşememeden kork..." Durum bu olunca da, hiçbir AB üyesi ülkede olmayan bir rötara rağmen bir diri rüzgar bizi sarmış durumda...

Kimi gazeteler, Altıncı Uyum Paketi'nin Başbakanlığa gönderilirken hafifletildiğini yazmakta...

Örneğin, seçimlerde Kürtçe propaganda serbestisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla sabıka silme, RTÜK'teki MGK üyeliğine son gibi değişiklikler, askerlerin itirazıyla paket dışı kalmış.. Ama, buna karşın, MGK Genel Sekreteri'nin kendinden menkul olduğu anlaşılan itirazları dikkate alınmamış..

Bu fotoğrafa rağmen, Altıncı Uyum Paketi, Meclis'te kabul edilirse, bir devrim sayılmalıdır...

***

Bir devrim sayılmalıdır, çünkü ilk kez, bir dış dinamiğin ittirmesiyle de olsa, Türkiye'de, Ankara'nın zihniyetinde temel bir değişim gerçekleşiyor. Ankara, Cumhuriyet'in kuruluşundan beri halka güvenmemeyi ve sorunlar karşısında özgürlükleri kısmayı kendine rehber edinmişti. Şimdi her türlü açılıma karşı askeri bürokrasinin direnme refleksi de burdan kaynaklanıyor.

Altıncı Uyum Paketi ile bu paradigma değişiyor. Çocuğuna ad koyma ve ana dilini konuşma hakkı verilmeyen ve devlet gibi "düşünmeme" olanağı tanınmayan vatandaş, rüştünü ispat ediyor. Halka güvenmeme gündemden düşme sürecine giriyor... İkincisi, sorunlara çözüm, özgürlüklerin kısılmasında değil, kısılmamasında aranıyor...

Bu bizim gecikmiş toplumumuz için çok önemli... Bu virajı alırsak, arkası daha kolay gelecektir... Bugüne kadar bu özgürlükleri Türk halkından esirgeyenlerin refleksine rağmen üstelik...