kapat
Sabah Gazetesi 03.05.2003

DÜNYASIKAVAK İLÇESİNDENİBARETTİ

Çiftçi çocuğu Musa'ya dünyanın kapısı açıldı

SAMSUN'UN Kavak ilçesinde yaşayan çiftçi bir ailenin, yedi çocuğundan biri Musa Doğan. 1955 yılında doğdu. Hem okudu, hem de ailesine yardım için tarlada çalıştı. 'Büyük adam' olmayı çocukluğunda kafaya koymuştu ve imdadına Türk Eğitim Vakfı yetişti. Vakfın yurtdışı bursu sayesinde biyoloji dalında dünyanın sayılı bilim adamları arasına girmeyi başardı.

Ne annesi, ne babası ilkokul mezunuydu. Babası okumayı yazmayı askerde öğrenmişti. Birkaç parça arazileri vardı. "Ürün kaldırılma" zamanında ailenin tüm bireyleri gibi o da tarladaydı. Ama okumaya çok hevesliydi. Özellikle öğretmen olmayı hayal ediyordu. Çünkü çevresinde öğretmen dışında başka meslekten kimseyi görmemişti. Kavak'ta bir yol vardı, Kavak'ın içinden geçer ormana doğru giderdi. İşte onun yaşadığı dünya orada bitiyordu. Dünyaya ulaşmanın yerinin ise Ladik Akpınar'daki öğretmen okulu olduğunu düşünüyordu. İstanbul nasıldır diye hayal ediyor, okumak, İstanbul'u görmek istiyordu. İlk ve orta okulu bitirdikten sonra Ordu'nun Perşembe Öğretmen Lisesi'nde hayatı değişmeye başladı:

ORDU'DANEDİNBURGH'A

"Eskiden başarılı öğrencileri yükseköğretim için seçerlerdi. Ben de Milli Eğitim Bakanlığı bursiyeri olarak seçildim. Ankara Yüksek Öğretmen Hazırlık Lisesi'nde son sınıfı okudum. 1973'te üniversite sınavına girdim. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nü kazandım. 1977 yılında fakültenin en başarılı öğrencilerinden biri olarak mezun oldum. Fakülte yönetimi beni TEV tarafından verilen Prof. Dr. Hikmet Birand bursuna önerdi. TEV'in sınavlarına girdim ve kazandım. O noktada hayatım değişti. Edinburgh Üniversitesi için beş yıllık tam burs almaya hak kazandım. Bugüne göre hesaplarsak 70 bin doların üstünde bir miktardı. Bursu aldığımda kendimi çok büyük bir sorumluluk altında hissetmiştim. En önemlisi de hissettiğim manevi sorumluluktu."

1977'de Edinburgh Üniversitesi'ne giden Doğan, 20. yüzyılın en büyük botanik bilim adamlarından biri olan Prof.Dr. P. H. Davis'in yanında doktorasını yaptı. Onu diğerlerinden ayıran en önemli özellik, Davis'in son öğrencisi olmasıydı. 1982'de doktorasını tamamladı. 1982 Mart ayından Mayıs'a kadar doktora üstü çalışmasını yaptı. Bu dönemde de imdadına TÜBİTAK bursu yetişti.

BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞTU

Doktora üstü çalışmasını bitirince Türkiye'ye geri dönen Doğan, hayatının bundan sonrasını "Türk romanı" olarak niteliyor:

"Prof.Dr. Hikmet Birand'ın vasiyetine göre Ankara Üniversitesi'ne gelmem gerekiyordu. Olmadı. Çareyi 1982 Kasım'ında askere gitmekte buldum. 1983'te ODTÜ Eğitim Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak başladım. Ana bilim dalı başkanlığı, dekan yardımcılığı yaptım. 1984'te yardımcı doçent, 1986'da doçent, 1992'de de profesör oldum. 1994-95 öğretim yılında Bolu'da İzzet Baysal Üniversitesi'nde kurucu rektör yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi dekanı olarak görev yaptım. Bolu'dan sonra 1995-96 yılları arasında DPT'de Dünya Bankası Danışmanı olarak görev yaptım. 2001'de Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde dekanlık yaptım. Ayrıca 2001 yılından beri TÜBİTAK Temel Bilimler Grup Üyesi olarak görev yapıyorum. Bunun dışında ODTÜ'de profesör olarak devam ediyorum."

Çalışmalarını haklı bir gururla anlatırken, geldiği noktayı Türk Eğitim Vakfı'na borçlu olduğunu vurgulayan Doğan, "TEV seçkin bir vakıf. Türkiye'de hiç kimsenin başaramadığı bir eğitim hizmeti gerçekleştiriyor. Vakfa karşı her zaman manevi bir sorumluluk hissetmişimdir. TEV'llilerle bağımızın daha da kuvvetli olmasını istiyorum. Çünkü bu çok önemli" diyor.