Sabah Gazetesi 14.03.2003 |
Faks: 0212 2413647 e-mail: ckoryurek@superonline.com Kimin umurunda? Köşe yazarının görevi duyurmak, önermek ve uyarmaktır. Bu köşede başka hiçbir yerde yazılmamış, söylenmemiş, bilinmeyen veya yanlış bilinen bazı konular ele alınır. Yetkililer uyarılır,okuyucalr bilgilendirilir. Bugün, her biri, birer köşe yazısı olabilecek birkaç konuya değinmek istiyorum. "Söylemedi" demesinler diye, benden yazması. 1.Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki milyonlarca gencin spor yapması ile yükümlüdür. Ama, eğitimi dahi sağlayamayan MEB, bu yükün altından kalkamamıştır ve kalkmak da istememektedir. Federasyonlar ise, okullarda yetişen kabiliyetlerin peşinden gidip onların milli takımlara girmesini ve uluslararası yarışmalarda en mükemmel bir tarzda Türkiye'yi temsil etme görevi ile iş başındadırlar. Şimdiye dek, devlet kadar toplum da atletizm sporunu tanımazken, Süreyya Ayhan'ın başarıları sonunda, "Nasıl ikinci bir Süreyya Ayhan yaratabiliriz" diye plan yapılacağına, herkes, bu genç şampiyon atletin kuyruğunda gezmeye başlamıştır. Elimizde ikisi erkek, biri bayan, üç tane mükemmel yüksek atlayıcı var. Metin Durmuşoğlu 2.26 ve Kemal Güner 2.21 atlamış durumdalar. Genç kızımız Candeğer Kılınçer ise 1.91 atladı. Bu atletleri yetiştiren Türk antrenörler. Bunların Avrupa'da bu branş için yapılan kurslar ve yarışmalara gönderilmesi kimsenin aklına gelmiyor. Candeğer, Bulgaristan'da çalışma hazırlıkları içinde. Ama, gereken 2 milyar lirayı bir türlü bulamıyor. 2.Kemal Güner'le evlenerek Türkiye'ye gelen ve Akdeniz Oyunları'nda bize madalyalar kazandıran Bulgaristan doğumlu Nora, bizdeki ilgisizlikten dolayı Türkiye'den ayrıldı, kocasından boşandı ve Avrupa pistlerinde yine Türkiye adına koşuyor. Kimsenin haberi var mı, yardım elini uzatacaklar neden kıpırdayamadılar? 3.Nejat Kök, Antalya'nın iklim ve coğrafyası nedeniyle, Avrupa ülkeleri sporcularının kış aylarında bu kentte çalışmaları imkanını araştırdı. Bütün bilgileri Gençlik ve Spor Genel Müdürü'ne de verdi. Ama kimseden ses çıkmadı. Geçenlerde, Alman Milli Takımı'nın, 100 kişilik bir kafile halinde, Kasım ayında gelip çalışmalar yapması kararı alındı. Nejat, bununla da kalmadı ve IOC'nin "Olympic Solidarity" adlı, karşılıklı yardımlaşma kurulu ile temasa geçti ve Antalya'nın tüm yatırım giderlerinin IOC tarafından karşılanacağı ve uluslararası milli takımların gelip kamp yapacakları, sahaları ve tıbbi tesisleri ile bir kompleks kuracakları durumuna gelindi. Bundan kimin haberi var? 4.Burhan Felek Spor Tesisleri'ndeki Ekrem Koçak tartan pistinin tamir edilmesine karar verilmiş ve 500 milyarlık bir tamir olayı ortaya çıkmış. Aslında, 600 milyar liraya yepyeni bir tartan pist hazırlanabilirdi. Kimler neler yapıyor, nasıl yapıyor ve bizler nasıl kazıklanıyoruz, bilen var mı? 5.Geçen yıl, atletizm malzemesi için 600 milyarlık alım yapılmış. Bu, alınan malzemenin IAAF normlarına uyup uymadığını araştıran olmuş mu? Bundan önce de olduğu gibi, bu sorulara da cevap alamayacağımı biliyorum. Tüm dünya, büyük bir değişim içinde. Biz ise, kendi kabuğumuzda ve ilkel bilgi ve davranışlarımızla yaşamaya zorlanıyoruz. Dış dünyayı gören, bilen, anlayan ve yenilikleri ülkemize getirebilecek ve uygulayacak yöneticilere gerek var. Ama baştakiler, yeni fikirler taşıyan, alışılmışı bozacak kişilere yer verirler mi sanıyorsunuz? NOT: Gerçek atletizmseverlere bir haber. Cuma, cumartesi ve pazar günleri Birmingham'da yapılacak Kapalı Saha Dünya Atletizm Şampiyonası, Eurosport'ta yer alacak. Umarım TRT de yayın yapar. Aman kaçırmayın. |