GENÇ Parti Genel Başkanı Cem Uzan; 3 Kasım seçimlerini Ali Kırca'nın sunduğu "Siyaset Meydanı"nda değerlendirdi. Seçim sonrası ilk kez bir televizyonun canlı yayınına katılan Uzan, siyasete atılma nedenlerini, seçim çalışmalarını ve bundan sonra yapacaklarını atv'de Kırca'ya anlattı.

Siyasete girmeye, şirketinin 46. yıl kutlamalarındaki kalabalıkları görünce karar vermediğini, bu fikrin 1999 seçimleri öncesine kadar gittiğini ve uzun zamandır kafasında olduğunu söyleyen Uzan, şöyle konuştu:

"TÜRKİYE'NİN her tarafında yatırımları olan bir işadamı olarak sık sık Anadolu'ya gittim. Türkiye'nin zengin kaynaklarına karşı Anadolu'da yaşanılan yoksulluğun farkındaydım. Ancak seçim çalışmaları sırasında buna daha yakından tanık oldum. Tanık olduklarım beni değiştirmedi. Bugünkü Cem Uzan'la 4 yıl önceki Cem Uzan arasında bir fark yok. Duygusallaştığımı söyleyemem ama artık daha öfkeli ve daha isyankârım. Ege'deki tütün, Karadeniz'deki fındık üreticisinin halini gördüğünüz zaman isyan etmemeniz mümkün değil. Ne yapmak lazım? Siyasete girmek lazım. Hangi çatı altında gireceksiniz? Türkiye'de birbirinin benzeri görüşleri temsil eden partiler var. Ama hepsinin liderleri, toplum gözünde inanırlılığını kaybetmiş insanlar... Toplumun beklentisinin yeni oluşumlara açık olduğunu gördüğüm için parti kurmaya karar verdim."

YENİDEN Doğuş Partisi (YDP)'ni, teşkilatı olan ancak tükenmiş, maddi imkanları olmayan bir parti olarak tarif eden Uzan, bu parti ile birleşme süreçlerini şöyle anlattı: "Olağanüstü özverisiyle ayakta duran miniminnacık bir partiydi. Onlarla birleştik. İsimlerini Genç Parti olarak değiştirdik. Türkiye'de bazı şeylerin ne denli çarpıtıldığına güzel bir örnek... 35 milyar lira rakamı geçti; 'satın aldı' denildi. Partinin, 24 milyar lira elektrik ve su borcu vardı. Sadece bunları ödedik. Personelin birikmiş ücretlerini ödedik. Bu Genç Parti'ye ve bundan önceki Doğuş Partisi'nin yöneticilerine gaddarca yapılan bir haksızlıktır."

PARTİ teşkilatlarını çok süratli kurduklarını belirten Uzan, "900'ün üstünde teşkilatımız var. Bunları 60 günde kurduk. 23 Ağustos tarihinde partinin genel başkanı seçildim. 27 Ağustos'ta YSK'nın kura çekimi vardı. O güne kadar seçime girebileceğimize ihtimal verilmiyordu. O gün kuralar çekildi ve o tarihten sonra, gerçek anlamda bu denli büyük bir teşkilatlandırmayı gerçekleştirdik" diye konuştu.

Siyasete, hakkındaki davalardan kurtulmak, dokunulmazlık zırhına bürünmek amacıyla girdiği yönündeki söylentilerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Uzan, şunları söyledi:

"BEN siyasete bu gerekçe ile değil, vatandaşlardan gördüğüm ilgi, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmasına katkı sağlayabileceğimi düşünerek girdim. Bugün Meclis'te 8 bağımsız milletvekili var. 11 bin oy alan kişi milletvekili seçilebiliyor. Sakarya da Genç Parti, 119 bin oy almış. Eğer amacım bu olsaydı; bağımsız milletvekili adayı olurdum. Büyük ihtimalle de kazanırdım. Bu tamamen art niyetli bir söylemdir, suçlamadır. Benim bütün amacım, ülkeme, eksikliklerine çare olmak. Dokunulmazlık niyetim olsaydı başka yollara başvururdum."

PARTİSİNİN daha çok DSP, ANAP ve DYP'den oy aldığını; MHP'nin oylarının ise AKP'ye gittiğini savunan Uzan, siyasete devam mesajı verdi: 10 Temmuz'da işlerimi kardeşime devrettim. Bana oy verenlere de, bundan sonra oy vereceklere de layık olmaya çalışacağım.

2 ay süren seçim kampanyasında toplam 38 trilyon lira harcadıklarını açıklayan Uzan, sanatçılara verdikleri paralarla ilgili olarak da, "En pahalısı 15 milyar lira ile İbrahim Tatlıses ve Ebru Gündeş'di. Bunlarla paket anlaşma yapıldığı için oldukça ekonomik anlaşmalar olmuştu" dedi.