BÜTÜN TRABZON ÇAPKIN KADINI KONUŞUYOR

TRABZON'DA 15 gün önce duyanların kulaklarına inanamadığı "trajikomik" bir olay yaşandı. Trajikti çünkü 16 yaşında bir genç zorla kaçırılmıştı. Maç seyretmeyi hayal ederken bilmediği, tanımadığı insanlar arasında buluvermişti kendini. Hikayenin, herkesi ağlarken güldüren yanı ise, kaçıran kişinin kimliğiydi. 16 yaşındaki Kamil Karadeniz'i kaçıran; 34 yaşındaki bir çocuk annesi Emine Öztürk idi.

KADIN ERKEĞİ KAÇIRINCA

Yaşlı-başlı erkeklerin "çıtır" kızları kaçırmasına alışık olan toplum, olay tersine dönünce açıkçası ne yapacağını, ne düşüneceğini şaşırıp kalmıştı. Öyle ya, bu ülkede, ergenlik çağındaki erkek çocukların yüzde 90'ının ilk cinsel deneyimlerini izbe genelevlerde hayat kadınlarıyla yaşadığı düşünüldüğünde bu durum "keyifli" bile sayılabilirdi. Şalpazarı'nda daha önce de buna benzer olaylar yaşanmış, "başına buyruk" diye tanımlanan aynı kadın, üç çocuğu daha bu şekilde kaçırmış ve bir hafta sonra evlerine göndermişti. İhtimaldir ki, aileler bu olayı, "erkekliğe ilk adım" ya da "deneyim" çerçevesinde değerlendirip, şikayete gerek bile duymamışlardı.

YAYLAYA GÖTÜRDÜ

Ama bu kez olay farklıydı. Karadeniz ailesi için çocuklarının kız ya da erkek olması farketmiyordu. Çocukları kaçırılmıştı ve onu geri istiyorlardı. Hiç tereddüt etmeden jandarmaya başvurdular.

Olay resmi kayıtlara şöyle geçti;

"İstanbul Büyükşehir Lisesi ikinci sınıf öğrencisi Kamil Karadeniz, ilimiz Trabzon'un ilçesi Şalpazarı'na annesi Nuray Karadeniz ile birlikte tatile gelmiş ve Eskala Yaylası'nda yakınlarının yanında kalmaya başlamıştır. Anne olayın 9 Ağustos Cuma günü meydana geldiğini belirtmiş ve olayı şöyle anlatmıştır;

-Yayladaki evimizde dinleniyorduk. Kamil de arkadaşları ile top oynuyordu. Bir ara bana, 'Anne ben maça gitmek istiyorum' dedi. 'Ben de oğlum baban burada yok, buraları bilmediğin için tek başına da gidemezsin, baban gelince onunla bir başka maça gidersin' dedim. 'Tamam' dedi gitti. Daha sonra yanımıza İstanbul Üsküdar'da oturduğunu bildiğim, bir çocuk annesi Emine geldi. Konuştuklarımızı duymuş, kendisinin Trabzon'a maça gideceğini, isterse Kamil'i de beraber götürebileceğini söyledi. Kamil, buna çok sevindi, bana yalvardı ve onunla maça gitmek için izin istedi. Ben gitmesini hiç istemedim ama çocuğun sevinci karşısında sessiz kaldım. Birlikte o kadının arabasına binerek yayladan ayrıldılar."

Olay resmi kayıtlara geçmişti geçmesine ama Ömer Karadeniz'in iddiasına göre, kaçırılan kişi "erkek" olduğu için, jandarma işi biraz hafife alıyordu. Oysa jandarmaya yapılan ilk başvuru ile Emine Öztürk'ü cezaevine gönderecek ve en az 5 yıl demir parmaklıkların ardına atılmasını sağlayacak süreç başladı bile. Türk Ceza Kanunu'nda, aynen Kamil'in ailesi gibi, "kadın-erkek" farkı gözetilmediği için Emine Öztürk'ün bu kez işi zor.

EŞİNİ DE KAÇIRMIŞ

Emine Öztürk'ü Şalpazarlılar çok yakından tanıyorlar. Şalpazarı'nda doğan genç kadın eşi Osman Turan'ı da kaçırıp evlenmiş. Eşi ile birlikte üç yıl Berlin'de yaşayan genç kadın daha sonra Türkiye'ye dönmüş ve minik kızı ile birlikte Üsküdar'a yerleşmiş. Kimi zaman temizlikçi olarak çalışmış, kimi zaman emlakçılık yapmış. Şalpazarlılar onu "Özgür, kafasına estiği gibi yaşamasını seven" bir kadın olarak tanımlıyorlar. Onun bu hali ailesini de rahatsız ettiği için sürekli yeniden evlenmesi için baskı yapıyormuş.

Kamil ise aksine son derece sessiz, içine kapanık bir çocuk. Hatta biraz saf diye tanımlanabilir. Kaçırıldığından bu yana babasıyla yalnızca bir kez, o da telefonla görüşebilen çocuğun kullandığı ifadeler saflığının en net işaretleri. Kamil, babasını gözyaşlarına boğan o konuşmada şöyle demiş; "Baba ben galiba evlenmişim!"

Kaçırılan delikanlının babası Ömer ve annesi Nuray Karadeniz, olayın şaşkınlığını üzerlerinden atar atmaz jandarmaya koştular. Baba Ömer Karadeniz, "O kadın yavrumuzu kaçırıp yaylaya götürmüş. 15 gündür Trabzon yaylalarında onu arıyorum. Giderek oğlumun hayatından endişe etmeye başladım" diye konuşuyor.