kapat
Sabah Gazetesi 21.05.2002

ÖLDÜRESİYE KISKANIYORDU

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın babası Şefik Yıldırım, genç eşini hastalık derecesinde kıskanıyor, eve kilitliyordu

İhanet şüphesi Yıldırım'ın içini öylesine kemirdi ki sonunda Akçay'daki villayı satmaya karar verdi. Eşi karşı çıkınca ipler koptu!

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın babası Şevki Şefik Yıldırım, İstanbul'da kömür ticaretiyle uğraşıyordu. Bir gün gazeteye "Ehliyetli bayan yardımcı aranıyor" diye ilan verdi. Görüşmeye Tülin Sırma geldi. Gençti, güzeldi, hevesliydi... Hemen işe kabul edildi.

Şefik Yıldırım, Aziz, Acar ve Ali isimli çocuklarının annesi olan ilk eşi Servet Hanım'ın ölümünden beri yalnızdı. Neredeyse 1 yıldır... Her gün işyerinde gördüğü Tülin'e ilgi duymaya başladı. Aradaki 45 yaş farkına rağmen genç kız da patronunun bu ilgisine kayıtsız kalmadı.

Bir süre sonra; o tarihte 73 yaşında olan Şevki Şefik Yıldırım ile 28 yaşında olan Tülin Sırma evlilik kararı aldı. Fakat, her iki aile de bu karara karşı çıktı ama gizlice nikahlandılar. Çift, kış aylarını İstanbul'da, yazları ise Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı tatil beldesi Akçay'da geçiriyordu. İlk başlarda her şey güzeldi ama zamanla sürtüşmeler başladı.

HAMİLEYKEN BİLE DÖVÜYORDU

ŞEFİK Yıldırım, kendisinden 45 yaş küçük eşi Tülin'i kıskanıyordu. Evden çıkarken, oda kapılarını bile üzerine kilitleyecek kadar... Bazı zamanlarda bu kıskançlık krizleri had safhaya varıyor, komşuları yaşlı adamın, "Ben ölünce, paramı ailenle birlikte yiyeceksin değil mi? Seni de, aileni de öldüreceğim" diye bağırdığını duyuyordu.

Bir süre sonra Tülin Yıldırım hamile kaldı. İlk başlarda anlaşmazlıkları dindiren bu sevindirici olay bile zamanla etkisini yitirdi. Öyle ki ailesinin iddiasına göre Tülin Yıldırım, 8 aylık hamile olduğu sırada, bir geceyarısı dövülerek kapı dışarı edildi. Karakola gitti; polislerin yardımıyla eve döndü. "Niçin olanları başkalarına anlatıyorsun?" diyen eşi tarafından bir kez daha dövüldü.

MERCEDESLİ KADIN DİYORLARDI

GENÇ kadın, Şefik Yıldırım'ın oğlu Acar Yıldırım'ı aradı, yardım istedi. Acar Yıldırım, devreye girip babasını sakinleştirince, olaylar biraz duruldu. Ancak çiftin "Paşa" diye çağırdıkları Şevki Tahir isimli çocuğunun dünyaya gelmesinin ardından, sürtüşmeler yeniden alevlendi. Yine Tülin Yıldırım'ın yurtdışında yaşayan ailesinin iddiasına göre Şefik Yıldırım, çarşı pazar masrafını kuruşuna kadar hesaplayarak para veriyor, sonra da "Bu kadar parayı nereye harcadın?" diyerek kavga çıkartıyordu. Tehdit ve dayaktan bunalan Tülin Yıldırım, zaman zaman ailesini arayarak dert yanıyordu.

Ancak Akçaylılar Şefik Yıldırım'ın, Aziz Yıldırım'ın babası olduğunu bilmiyordu. Zaten çift, son derece "kapalı" bir hayat sürüyordu. Zorunlu olmadıkça kimseye selam bile vermiyorlar, komşularıyla görüşmüyorlardı. Evlerine misafir gelmiyordu. Onlar da birlikte herhangi bir yere gitmiyordu. Zaten Tülin Yıldırım, çevredekiler arasında "siyah Mercedesli kadın" olarak tanınıyordu. Haftada bir gün mutlaka Mercedes marka otomobiliyle çarşıya giden genç kadın, alışveriş yaptıktan sonra evine dönüyordu. Şefik Yıldırım ise, arada sırada spor giysiler giyip yürüyüşe çıkıyordu.

Bu arada Tülin Yıldırım, Nisan sonlarında yerel bir gazeteye "Yardımcı aranıyor" ilanı verdi. Tam bir sene önce de aynı ilanı vermiş, ancak hiç kimseyi işe almamıştı. "Körfezde Olay" isimli bu gazetesinin reklam sorumlusu Muhterem Güven'in ifadesine göre genç kadın "hastasına bakacak" birini arıyordu.

Güven, Tülin Yıldırım'la görüşmesini, "Siyah bir Mercedes'le gazeteye geldi. Yanında 3-4 yaşlarında bir erkek çocuğu vardı. Dış görünüşü çok sertti. Ancak biraz konuşunca oldukça sosyal ve yumuşak kalpli bir kadın olduğu ortaya çıktı. Biraz sohbet ettik. 'Niçin yardımcı arıyorsunuz?' deyince 'Evde hastam var, ona bakacak' dedi. Evdeki hastasının eşi olduğunu tahmin ediyorum. Tahsilatı yapmaya giden arkadaşımız eşini görmüş, çok halsizmiş ve ayakta duramıyormuş" diye anlatacaktı.

Ancak Tülin Yıldırım, bu ilana rağmen yine yardımcı bulamadı. Kavgalar da, gün geçtikçe arttı.

Cuma günü, komşuları Şefik Yıldırım'ın, evde eline geçirdiği her şeyi dışarıya attığını, eşi Tülin Yıldırım'ı içeri almadığını, genç kadının da arka kapıdan girdiğini gördü. Bir daha eve giren ya da dışarı çıkan olmadı.

İddialara göre Şefik Yıldırım, villayı satarak Çınarcık'a taşınmak istiyordu. Eşi Tülin Yıldırım ise buna karşı çıkıyordu. Bu nedenle genç kadın villanın satılığa çıkarılmasına aldırmayarak gazeteye ilanı vermişti. Bir başka ve kuvvetli olasılık da, aldatıldığından şüphelenen Şefik Yıldırım'ın kıskançlık ve öfke krizlerinin sürekli artması ve şiddetlenmesiydi.

Ve acı olay, geçtiğimiz cumartesi günü meydana geldi. Şefik Yıldırım, eşi Tülin'i, evinin mutfağında, av tüfeğiyle vurdu. Karnına isabet eden 2 kurşun, genç kadının yaşamını 32 yaşındayken noktaladı. Eşi ise 77 yaşındaydı...

Şefik Yıldırım, oğlu Paşa'yı da yanına alarak ortadan kayboldu. Bir süre sonra da polisi arayarak cinayet işlediğini, eşini öldürdüğünü itiraf etti. Söylediğine göre, oğlunu "güvenli bir yere" götürmüştü ve pazartesi günü Edremit Cumhuriyet Savcılığı'na teslim olacaktı.

CİNAYETİ HATIRLAMIYORUM

OLAY Edremit'te bomba etkisi yarattı. Edremit Cumhuriyet Savcısı Ender Coşkun'un incelemesinin ardından Tülin Yıldırım'ın cenazesi, otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu'na gönderildi. Ve Şefik Yıldırım, dün öğle saatlerinde, savcılığa teslim oldu. Önce Cumhuriyet Savcısı Ender Coşkun'a yaklaşık bir saat süreyle ifade verdi. Ardından Edremit Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevkedildi. Hakim Mehmet Batur Özkan tarafından tutuklanan yaşlı adam cezaevine gönderildi. Yıldırım ifadesinde "Olay anını hatırlamıyorum" dedi.

Tülin Yıldırım'ın babası Süleyman Sırma, yeğenleri Yıldırım, Şahin ve Mehmet Sırma ise öfkeliydi. Baba Sırma, eşi için "Kızımı resmen katletti" diyordu. Yakınları ise, "Oğluna mı güvendin? Sen zaten gebermişsin, bizim kızımızdan ne istedin?" diye bağırıyordu. Ve Aziz Yıldırım'a da bir mesajları vardı: "Bu katile sahip çıkma, arkasında durma..."

Yavuz ÖZGÜNAY-İbrahim ÖGE-Mustafa KAYA/ SABAH HABER AJANSI


İşte Tülin Yıldırım'ın 2 kurşunla yığıldığı mutfak.