kapat
Sabah Gazetesi 19.04.2002

Hayrullah MAHMUD

VİZYON

Tayyip'in küfür hakkı

Türk enteli suskun!.. Türk enteli kendi ülkesini tanımıyor... Yaşadığı coğrafyanın farkında değil... Türban gibi basit bir konuda bile sonunun nereye uzanacağını bilmiyor...

Ki, hayatında bir defa bile Kur'an-ı Kerim'i okumadığı için, İslam dininin insanlardan gerçekte ne istediğinden de habersiz... O yüzden Tayyip Erdoğan'ın; bu ülkenin tüm değerlerine küfredip ülkeyi İran'a dönüştürme çabasını bile "Önünü kesmek istiyorlar" diye değerlendirebiliyor. Sonra da aynı enteller, asker düşmanı oldukları için Kılınç Paşa'ya "Türkiye'yi İran'a dönüştürmek istiyor" diye yazılar döşeniyorlar.....

Bu ne perhiz, bu ne hıyar turşusu!..

Çünkü onların kafalarının bir köşesinde hep "Tayyip zihniyeti"nin iktidara gelmesi halinde, eğer hoşlarına gitmezse, Avrupa'da bir şehre kaçıp yerleşme düşüncesi var...

Oysa...

Show TV'de Reha Muhtar'ın yayınladığı bantta Tayyip'in kafasının içinde ne olduğu net olarak gözüküyordu...

Bu bakımdan baştan şunu söyleyeyim: "Benim Türkiye'den başka gitmeyi düşündüğüm bir yer yok! Türkiye ile aramda Katolik nikahı kıydım. İyi günde kötü günde bu topraklarda yaşamaya kararlıyım."

Onun için binbir zorlukla bu topraklarda yeni yeni açmaya başlayan demokrasi çiçeğini, koruma ve kollama görevinin sadece Türk Ordusu'na bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum...

Çünkü bu yalnız askerin değil, bu topraklarda doğup büyüyen herkesin, her Atatürkçü Türk gencinin görevi...

Alman şair Martin Niemüller, bir şiirinde bizim "Avanak demokratlar"ın karakteristik özelliğini şu mısralarla ortaya koyar:

"Almanya'da Naziler,

Komünistleri içeri attı...

Sesimi çıkarmadım!

Çünkü Komünist değildim!

Sonra Yahudileri içeri tıktılar...

Bu kez de sesimi çıkarmadım!

Çünkü Yahudi de değildim!

Derken sıra sendikacılara geldi...

Hâlâ susuyordum!

Çünkü sendikacı da değildim...

Sonunda beni de götürdüler...

Ama sesini çıkaracak kimse kalmamıştı!"

Kitap istiyoruz

Uşak Fen Lisesi'nden, Çisem Arslan'ın SABAH okurlarından önemli bir isteği var:

"Biz Uşak Fen Lisesi öğrencileri olarak sizden bir istekte bulunacağız. Okulumuz yalnızca üç yıldır eğitim vermekte ve bu nedenle imkanlarımız çok sınırlı. Şu an bir kütüphane kurma çabası içerisindeyiz. Bize en çok yardımcı olabilecek kişilerin sizler olduğunuza inanıyoruz. Çünkü bizler geleceğin bilimadamları olarak öğreneceğimiz çok şey olduğunu düşünüyoruz. Sizden istediğimiz ise bizlere bu konuda yardımcı olmanızdır. Bu konunun sizler tarafından dikkate alınacağını düşünüyor ve göndereceğiniz kitapları sabırsızlıkla bekliyoruz.

Adres: Uşak Fen Lisesi

Kuyucak Yolu, 64100 Uşak"

DURUM

Aziz Nesinne güzelsöylemiş

Emekli Sandığı akıllı kart uygulaması başlatıyormuş. Biz maaşımızı eve teslim aldığımız için bu haberi komşularımızdan öğrendik. Formları almak için bize paramızı getiren postahaneye gittik. Form gelmemiş. İrtibat bürosuna gittik. Bankadan alacaksınız dediler. Sonra Ziraat Bankası'na gittik. İsminiz bankamızda yok dediler. İyi bir uygulamayı, bu kadar çıkmaza sokan Emekli Sandığı'na ne demeliyim.

Ancak birçok kez olduğu gibi bir kez daha yazar Aziz Nesin beyi rahmetle anıyorum. Nur içinde yat Aziz Nesin.

Leyla Erozenci

GUSTO

Şimdi gaz yapmayankuru fasulye moda

Gazeteden arkadaşım Nilay Çınar'la, öğle yemeği için Evin Lokantası'ndaydık. Efsane gazete GünaydIn'ın Genel Yayın Müdürü Emre İskeçeli ve Orhan Vural da bira baktım arkamızdan içeri girdi.

Emre, "Hayrullah Bey siz Zanzi Bar'lardan buralara da düşer miydiniz?" diye takıldı.

Gülüştük... Evin, Nişantaşı'nın en güzel ev yemekleri yapan lokantalarından. Bende de otuzundan sonra kuru fasulye pilav hastalığı başladı.

Teşvikiye'de ne kadar kuru fasulye yapan yer varsa, mutlaka haftada bir uğrarım. Övünce de Special de semtin iyi ev yemeği yapan lokantalarından...

Hayatın İçinden dergisinde bu ay Abdurrahman Yıldırım çok güzel bir kuru fasulye yazısı yazmış.

Finans sayfalarının yorumcusu Yıldırım, şimdi çok önemli bir başka sırrı deşifre ediyor. Gazsız kuru fasulye nasıl pişirilir. Yani hem kuru yiyeceksin hem de gaz yapmayacak!

Ünlü kuru fasulyeci Hüsrev Usta'nın formülünü deşifre ediyor... Yarın bir SABAH alın ve bu işin sırrını öğrenin...

Sabah postalarımı kontrol ederken, bir baktım İzmir Ticaret Borsası'nın dergisi gelmiş. İçinden de sevgili meslektaşım Reşat Yörük'ün kuru fasulyeyle ilgili "Ortadirek yemeğiydi, sosyetik oldu!" başlıklı yazısı çıkmasın mı! O da enfes bir yazı döktürmüş... Her yönüyle kuruyu anlatıyor...

Yörük de yazısında Nedim Atilla'nın ortaya çıkardığı "Ayşe Kadın" efsanesini deşifre ediyor... O da ne şimdi demeyin! Onu da bir başka gün yazarım.

Tam Evin'den çıkıyorduk ki, SABAH'ın birinci sayfasını çizen sanatçı ruhlu dostumuz Aydoğan Kaçıra'yla rastlaştık. O da kuru yemeye gidiyordu...

Ya gerçekten biz çok fakirleştik ya da söylendiği gibi bizim kuruya bir haller oldu... Hepimizi lezzeti ile esir aldı...

Faks: 0212 315 86 83

e-mail: hmahmud@sabah.com.tr