kapat
Sabah Gazetesi 12.04.2002

SEDATSERTOĞLU

Şaşırmadım...

Hem de hiç şaşırmadım.. Necmettin Erbakan'ın, Hamas, Hizbullah ve Müslüman Kardeşler isimli örgütlerin temsilcileri ile birlikte, cihad çağrısı yapılan bir belgeyi imzalamasına, hiç şaşırmadım..

O Erbakan ki, başbakanlığı döneminde, kendisini ziyaret eden Mısır lideri Mübarek'e "Müslüman Kardeşler iyi çocuklar" deyince Mübarek çok sinirlenmiş ve "İsterseniz hepsini size verelim" cevabını vermişti.. Onun için Hamas ve Hizbullah da iyi çocuklarmış demek ki..

"Derviş'in fikri neyse, zikri de odur..." Öyle değil mi?

Başbakanlık konutuna tarikat şeyhlerini çağırarak ülkemize İran veya Taliban türü bir yönetimi görüntüleri veren ve de maalesef, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı koltuğuna Çiller tarafından oturtulan, bu sıfatla gittiği Libya'da bir Bedevi çadırında Kaddafi'den hakaretler işiten Erbakan'ın kendisi idi.. Kaddafi hakaretlerini savururken susmasının nedeni de kendisinin, Kaddafi'nin emrindeki komutanlardan biri olduğunu, Libya liderinin bizzat açıklaması.. Kaddafi'nin emrinde bir Türk Başbakanı.. Biz bunları da yaşadık.. O toplantıda bulunan Abdullah Gül'ün, Kaddafi'nin bu sözlerini duyunca yüzündeki şaşkınlık ve üzüntü ifadesini hatırladım şimdi.. Sonra da zaten açık açık söylemişti duygularını..

Erbakan'ın Rabıta ile bağlantıları.. Suudi Arabistan ile ilişkileri.. Pakistan ve İran gezilerindeki temasları.. Yüzbinlerce dolar ve İsviçre lirası hesapları.. Yüz kilodan fazla altın.. Son derece lüks arabalar.. Partisinin ortadan kaybolan, buharlaşan trilyonları..

Onun için, Erbakan'ın başbakanlığı sırasında İsrail ile yapılan anlaşmaları imzalamasına, kendisini ziyaret eden İsrail heyetini, gösterdiği sevgi ile şaşkına düşüren o ünlü basına kapalı toplantıdaki açıklamalarına bakınca ve onun ani dönüşlerini birbirine ekleyince, terör örgütü liderleri ile birlikte, bu bildiriye imza atmasına hiç şaşırmadım.. Hem de hiç...

Siz Erbakan'ın neyin altına imza atmasını bekliyordunuz? Yoksa laikliği savunan veya Arap ülkeleri liderlerini demokrasiye davet eden bir bildirinin altına mı imza atmasını bekliyordunuz? Güldürmeyin beni...

Arafat'ın son şansı

ABD Dışişleri Bakanı Powell'la yapacağı görüşme, "Filistin lideri Arafat'ın, hem kendini kurtarmak, hem de acı çeken halkına vaat ettiği ve o halkın da hakkı olan devleti gerçekleştirerek tarihe geçmesi için son fırsattır..."

Bu sözleri, İsrail-Filistin kavgasını yıllardır son derece yakından izleyen bir dostumuz, dün, bizi arayarak söyledi..

Dostumuz, Arafat'ın Powell ile yapacağı görüşmede, ABD özel temsilcisi General Zinni'ye saydığı "barış şartlarını" bir daha düşünmesini önerdi.. Biz de, gelen bu mesajı, Arafat'a iletmek için sütunumuza aldık.. Ankara'daki Filistin Büyükelçisi Fuad Yaseen'in, görevi gereği bunu yapacağını sanıyoruz..

Bu arada bir mesaj da, haftaya Papandreu ile birlikte İsrail'e gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e geldi.. Biraz dolaylı bir mesaj.. Kendisine ilettik gelen bu ilginç mesajı.. İçeriği gizlidir.. Dışişleri bugüne kadar Ortadoğu konusunda son derece başarılı bir politika izledi. Her iki tarafa da "eşit mesafede" durdu.. Zaten Türkiye, bundan fazla ne yapabilirdi ki? Onun için Dışişleri'ni eleştirmek yanlıştır.. Hem de büyük bir yanlış.. Bugün Dışişleri'ni eleştirenler bize, "Bekara kadın boşamak kolaydır" lafını hatırlattılar.. İsmail Cem; Çok iyi gidiyorsunuz.. Bu politikaya devam...