kapat
22.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Dik duralım

Avrupa Birliği'nin geleceğini tartışan Avrupa Konvansiyonu'na dahil olmak, Türkiye için büyük şans oldu.

Bu zeminden ustaca yararlanmak lazım. Bu önemli kuruluşu Avrupa halklarına ulaşmak için kullanmak gerekiyor.

Biz AB'nin Türkiye'ye ilgisizliğini daha çok birbirimize şikayet ediyoruz. Bu durum sorunların çözümüne değil, kendi içimizde AB'ye yönelik güvensizliğin derinleşmesine sebep oluyor. Ve hedefe yaklaşmaya uğraşırken uzaklaşıyoruz.

Avrupa'dan bakınca Türkiye'deki tartışmalar hedeften soğuma görüntüsü veriyor. Tartışmaların haklı olabilen nedenleri oraya pek yansımıyor.

Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Konvansiyon için gittiği Brüksel'de bir basın toplantısı yaparak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin AB'ye karşı olduğu yolunda uyanan şüphelerin doğru olmadığını anlattı. İkinci olarak da terör konusunda Avrupa'nın egoistliğini vurguladı.

Zaten askerdeki güvensizliğin de bu durumdan kaynaklandığını söyledi.

AB'nin PKK ve DHKP-C'yi terör örgütleri listesine dahil etmemesine Türkiye tepki göstermiş, karşılık olarak "bu örgütlerin incelendiği" cevabını almıştı. AB neyi inceliyor?

İncelik yaramadı
Mesut Yılmaz "İnceleme, örgütlerin kendi güvenlikleri açısından tehdit oluşturup oluşturmayacağı yönündedir. Yoksa Türkiye'ye zarar verip vermediği onlar için kriter değil" dedi.

Doğrudur.. Çünkü Avrupa 11 Eylül'den sonra Amerika'ya bile böyle davrandı.

Bu egoizm bir gün hakkettiği pişmanlığı acı bir şekilde tadacaktır bu gidişle.

Mesut Yılmaz, Avrupa Konvansiyonu zeminini bundan sonra AB'nin bu zaafını daha kuvvetli ifadelerle ve belgeli olarak yüzlerine vurmak amacında kullanmalıdır. Şimdiye kadar Yunanistan'ı, Almanya'yı bir anlamda ibra ettik. Demek ki böyle incelikten anlamıyorlar.

Demek ki "teröre destek olan da teröristtir" gerçeğini dünyanın önünde bağırmak ve bu şekilde uyanmalarına yardımcı olmak gerekiyor.

Avrupa "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyorsa Türkiye de "günah benden gitti" deme hakkını kullanma noktasına kendini gelmiş sayabilir.

İstemek hakkımız
Böyle bir mücadele, Avrupa Birliği'ni aforoz etmek değildir.

Biz Avrupa Birliği üyeliğini çağdaş uygarlıkla buluşma noktası görüyoruz. Eğer bu hedef, terörle mücadeleyi zavallı bir çıkarcılıkla gözardı ediyorsa buna itiraz etmek, yalnız hakkımız değil görevimizdir..

Türkiye, AB'nin kriterlerine uyum sağlamak için kendi içinde tartışarak, zaman zaman hesaplaşarak ilerliyor. Ve Türkiye'nin üyeliği Avrupa'nın çıkarına uygun değilse, ağzıyla kuş tutsa alınmayacağını iyi biliyor.

O zaman girmek istediğimiz ailenin, beğenmediğimiz bir açığı, bir çirkinliği varsa bunu söylemekten, düzeltilmesini istemekten çekinemeyiz.

Eğer onlar "bize zarar vermediği sürece, ırkçı mücadele yapan, bu yolda katliam uygulayan, faaliyetlerini uyuşturucu ticaretiyle finanse eden örgütleri bile terörist saymayız" diyebiliyorlarsa desinler.

Kimse dik durduğumuz taktirde kaybedeceğimizden korkmasın.

Hakkını arayan bir topluma uygar bir aile ceza veremez. Vermeye kalkarsa kendini cezalandırır!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır