kapat
17.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Kenize Murad İstanbul'da

Padişah 5. Murad'ın torunu Kenize Murad yeni kitabı için Türkiye'ye geldi. Murad, 'ABD'lilere İslâm'ın ılımlı yüzünü anlatacağım' diyor ve Filistinliler'e yapılanları asla affetmiyor

Geçen hafta sonunu İstanbul'da heyecanlı ve maceralı geçiren Benazir Butto'yu sağ salim Abu Dabi'ye yolcu ettikten hemen sonra ortak dostumuz Kenize Murad aradı. İstanbul'da olmaktan duyduğu mutluluk sesinden belliydi. "Bu sefer yüzde yüz kararlıyım; Boğaz'ı gören ufak bir kat alacağım" dedi.

Çırağan Sarayı'nda doğup, altı yaşına kadar orada yaşayan annesi Selma Sultan'ı hiç tanımadı Kenize Murad.

Onunla yıllarca önce Paris'te başlayan dostluğumuz hep devam etti. Onu dinlerken ve gözlerindeki hüzünü seyrederken annesinin hasretini nasıl çektiğini içimde hissederdim. Çünkü annem dünyaya gelirken kaybettiği annesinin (hem de hiçbir fotoğrafını bulamadan), hasretini acı içinde çekerken başını omzuma dayar, ağlar, gözlerini kapar, arada bir "Anne" derdi bana. Onu hiçbir zaman o rüyadan uyandırmadım. Ama annesiz büyüyenlerin başlarını omzuma dayayıp acılarını dindirmeye çalıştım hep.

Kenize Murad 23 dile çevrilen "Saraylar ve Sürgünler" veya "Bir Prensesin Ölümü" adlı romanında annesinin birçok Osmanlı prensesi gibi zengin bir Mihrace'yle evlendirilmesini, Hindistan'daki yaşama uyum sağlayamadığından doğum yapmak için Paris'e kaçtığını anlatır. Hindistan'da kız çocukların ölüme terk edildiğini bilen Selma Sultan eşine, çocuğun ölü doğduğunu bildirir ve ona dönmez. Mihrace'den gelen paraların kesilmesi Selma Sultan'ın çok zor günler geçirmesine neden olur.

Bebekliğinden beri yanından ayrılmayan haremağası ve Kenize ile otel odasında yaşayan Selma Sultan apandisit krizi geçirir. Ve hastanede ölür. Cenazesi ile uğraşırken bebek Kenize'yi yatağında unutan haremağası otele dönünce açlıktan ölmek üzere olan Kenize'yi kaptığı gibi Kızılhaç bürosuna götürür. İsviçre Başkonsolosu ve eşi Kenize'ye sahip çıkar.

Kenize hiçbir zaman ne o aileden, ne de bir Fransız Büyükelçisi ve eşi tarafından evlat edildiğinden bahsetmez. Ama 18 yaşında Air France'ın hosteslerinden biri olarak İstanbul'a iner inmez Topkapı Sarayı'na koştuğunu şöyle anlatır: "Büyük dedem 5. Murad'ın portresini seyrederken yaşlı tercüman 'Bu zat 4. Murad'dır" dedi. Ben hemen düzeltince sinirlendi 'Nereden biliyorsunuz?' diye çıkıştı. 'Çünkü o benim dedemin dedesi' diye yanıt verdim. Hemen yanıma koşup elimi öpmeye kalktı; zor kurtardım elimi."

Kenize ile Çırağan Sarayı'nı gezerken ağlardı. Sadece "iğrenç" bulduğu dekorasyonundan ötürü değil, annesinin koşuştuğu, dedesinin 40 yıl süreyle hapsedildiği odaları gördükçe duygusallaşırdı.

Kenize ikinci kitabını babasını ilk defa görmek üzere gittiği Hindistan'dan dönünce yazdı. Öldüğünü sandığı erkek çocuğun yerine Kenize'yi gören Mihrace uzunca bir süre kızıyla sıcak bir ilişkiye girememiş. Bu da Kenize'yi mutsuz etmeye yetmişti. Ama kısa bir süre önce öldüğünü anlatırken: "Tam birbirimizi tanımaya ve anlamaya başlamıştık ki onu kaybettim" dedi.

BENAZİR'İN DÜĞÜNÜNDE GÖZYAŞI
Benazir'in üç gün, üç gece süren düğününün ilkinde uçsuz bucaksız bahçede tek başıma geziniyordum. Karanlıkta bir hıçkırık sesi duydum. O tarafa yaklaşınca Kenize Murad'ın ağladığını gördüm. Sakinleşince anlattı.

Kenize o sıralarda her serbest gazeteci gibi çok zor para kazanıyordu. Le Monde için siyasi makalelerden aldığı para çok azdı. Ancak özel röportajlar yaparsa, önceden anlaştığı dergilerden büyük miktarlar kazanabiliyordu. Yakın arkadaşı Benazir ona söz vermişti: "Bütün dünya basını düğünün fotoğrafları için peşimizde. Ama sen yakın dostumsun; hangi dergiyle anlaşırsan fotoğraf çekme hakkını ona vereceğim" demişti.

Kenize dünyanın en çok satan dergilerinden biri olan Paris Match'a bunu anlatınca; dergi yöneticileri sevinçten havaya uçmuş. Kenize'nin yanına en iyi ekibini verip Pakistan'a göndermişler. Ama tam hazırlıklara başlarken Life dergisinin flaşları patlamış.

Kenize hıçkırıklarla ağlarken "Hem dost kazığı yedim, hem de Paris Match'a ne söyleyeceğimi bilemiyorum" diyordu. Ona kendi başımdan geçen, çok daha vahim olayları anlattım. Sonunda aynı kaderi paylaşan iki gazeteci kimliğimizden sıyrılıp düğün sofralarındaki nefis yiyeceklerde mutluluğu bulduk."

Kenize'ye geçen hafta Benazir'le araba içinde nasıl saldırıya uğradığımızı ve ayağını Kabataş'ta nasıl kırma tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini anlattım. Acı acı gülümsedi: "Acı patlıcanı kırağı çalmaz" dedi.

BATI DÜNYASI İSLåM'I MERAK EDİYOR
Bir zamanlar merhum Kral Hüseyin'in âşık olduğu Kenize Murad, İslâm'ın ılımlı yüzünü göstermek için İzmir ve Ankara'da yapacağı röportajları bir kitapta toplayacak. "Amerikalılar ancak 11 Eylül'den sonra İslâm'ı merak etmeye başladılar" diyor ve Filistinliler'e yapılanları asla affetmeyeceğini söylüyor.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır