Yaşamın renklerinden uzaklaşıyoruz.. Yaşamın renklerini konuşmuyoruz..

Yaşamın acımasız yüzüne, Türkiye'nin bitmez tükenmez gündemine öyle bir tutsak olmuşuz ki.. Farklı denizlere yelken açanlara, bu denizlerde olup bitenleri ciddi ciddi tartışanlara kızıyoruz..

Bir süre önce..

Gastronomi konusunda saygın üne sahip olan Tugrul Şavkay, bir iddia ortaya attı..

Balıkla rakı olmaz dedi..

Ortalık birbirine girdi..

Gurmeler ikiye bölündü..

Rakı ile balık olur mu, olmaz mı?..

Zevkle, heyecanla izledik.. Sonra nedense iki taraf da sustu..

Acaba, Türkiye'nin gri havası mı etkili oldu, yoksa bu kadar yeter mi dediler.. Milletin kafasını fazla karıştırmayalım..

Bilmiyorum..

Ama tartışmayı sürdürmeleri gerektiğine inanıyorum.. Çünkü insanlar bu sayede farklı limanlara demir atma imkânı buluyor..

Ne diyordu Şavkay..

Kılıç balığı ve palamut hariç, balığın zarif ve kırılgan bir eti vardır.. Yüksek alkollü ve anason tadının baskın olduğu rakı ile içilmez..

Peki ne içeceğiz..

Şarap...

Tezinin temel mantığı ne?..

Yemekle içkinin birbirine uyum göstermesi, birinin diğerine baskın çıkmaması..

Demek ki çeşitli soslarla hazırlanan balıkla rakı içilir ama lüfer gibi sadece ızgarası yapılan balıkla içilmez..

Benim anladığım bu..

Rakıcılar hayır dedi.. Balık rakısız olmaz..

Aslında Şavkay biraz haklı, biraz haksız.. Yüzde elli, elli..

Neden mi?..

Doğru.. Yeni Rakı ile balık birarada gitmiyor.. Çünkü Yeni Rakı, gereğince dinlendirilmediği için keskin tadı, diğer bütün tatları alıp götürüyor.. Dili damağı çamur edip bırakıyor..

Yeni çıkan Tekirdağ ise biraz şekerli gibi.. O hiç uymuyor..

Ama Kulüp rakısı farklı.. Yüzde elli su yüzde elli rakı kuralını bozup suyu yüzde 60'lara 65'lere çıkardınız mı ideal bir balık içkisi olup çıkıyor..

Neyse..

Rakı konusunda tartışma çok..

Kimine göre aperitif içki.. Bırakın balıkla, hiçbir yemekle gitmez..

Kimine göre rakı meyhane içkisi, bol meze ile içilir.. Tek başına gitmez..

Peki evde içilir mi?..

60 yıldır meyhanecilik yapan Refik'e göre hayır..

İstanbul'un en eski meyhanesinin sahibi Refik diyor ki.. Rakı sohbetle içilir.. Evde bir iki duble içersin.. Hanım, çok içtin yeter diye söylenmeye başlar.. Canın sıkılır, moralin bozulur, gerisi gelmez.. Bu yüzden evde rakı içilmez..

Son bir soru daha..

Peki rakıya buz atılır mı?..

Alın size bir tartışma konusu daha..

Kimine göre bardağa üçte bir oranında rakı konulur, içte bir oranında su ilave edilir.. Üzeri buzla doldurulur.. Böylece rakının alkol derecesi 45'ten 15'e kadar iner.. İçimi rahat olur..

Kimine göre ise, rakıya buz koymak cinayettir..

Rakıyı katletmektir..

Zaman zaman diyorum..

Şu idam tartışmalarını bir kenara bırakıp bunları da konuşsak fena mı olur?..

Yaşamın renklerini yakalasak..

Örneğin..

Tenis bir spor mudur, yoksa bir yaşam biçimi mi?..