kapat
17.03.2002
 SON DAKÝKA
 EDÝTÖR
 YAZARLAR
 HABER ÝNDEKS
banner
 EKONOMÝ
 FÝNANS
 MARKET
banner
 TÜRKÝYE
 DÜNYA
 POLÝTÝKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZÝN
 SAÐLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 ÝNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ÞAMDAN
 CÝNSELLÝK
 EMÝNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KÝTAP
 SÝNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARÝH
 SUNNY
 HÝGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODÝ
 ASTROLOJÝ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFÝK
 ÞANS&OYUN
 ACÝL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARÞÝV
 

Terörist Mahir Çayan'la Ýstanbul turu yaptýk

Anarþi ve terörün kol gezdiði 1971 yýlýnda terörist Mahir Çayan ve arkadaþlarý, Kadir Has'la birlikte 7 kiþiyi Mete Has'ýn Suadiye'deki evinde silah zoru ile rehin aldý. Teröristler, Kadir Has'tan yüklü bir para istiyordu

Kadir Has, geceyi silahlarýn gölgesinde geçirdi. Ertesi sabah Mahir Çayan'la birlikte elini kolunu sallayarak Suadiye'den Þiþli'ye gitti. Araba vapurundaki polisler Kadir Has'a selâm veriyor, Mahir Çayan ise bu durumdan rahatsýz oluyordu... Dile kolay, 80 yýllýk bir ömrü geride býraktým. Ýyi günler gördüm, kötü günleri ise hâtýralarýmýn derinliklerine attým. Dolu dolu yaþadýðým bir ömrün hikâyesini beraberimde götürmek istemiyordum. Onun için, anýlar daðarcýðýmý açtým. 20. Asýr'da yaþadýðým 79 yýlýn mutluluk ve çilesini, saðlýk içinde yeni bir yüzyýla taþýdým. Þimdi, bunlarý sizlerle paylaþmak istiyorum.

Takvim yapraklarý, 4 Nisan 1971 pazar gününü gösteriyordu. Eþim Rezan'ý, Akdeniz seferine çýkan bir gemi ile, yurtdýþýna yolcu ettim. Daha sonra, yeðenim Mete'nin, Suadiye, Baðdat Caddesi üzerindeki evlerine doðru yola koyulduk.

Eve ulaþtýk, iþte bundan sonra, nefes kesen saatler baþladý. Zile bastýk, kapý açýldý. Karþýmýzda, gelinimiz Fezal'i beklerken, yabancý bir erkekle karþýlaþtýk. Mete ile birlikte eve girdikten sonra, bu kiþi derhal kapýyý kapadý; ardýndan da silahýný alnýma dayayýp, "Hiç konuþma!" dedi.

Evin içinde, eli silahlý insanlar dolaþýyordu. Anladýðým kadarýyla bu kiþiler, bizden bir süre önce eve gelip, silah tehdidiyle zorla içeri girmiþler. O sýrada, evde sadece hizmetçi Müyesser bulunuyormuþ.

Gelinimiz Fezal ve 8 yaþýndaki yeðenimiz Berna, bu olaydan hemen sonra eve gelmiþ; onlara kapýyý, teröristler açmýþ. Bir süre sonra, ben de Mete ile eve ulaþtým. Bizi, kýzkardeþlerim Yýldýz ve Fazilet'le, eniþtem Tâlip takip etti. Böylelikle, evdeki rehine sayýsý 8'e yükseldi.

TERÖRÝSTLER, 6 KÝÞÝYDÝ
Herbirimizi bir odaya kapattýlar. Ben, salonda oturuyordum. Bu silahlý kiþilerin kimliði ve kiþiliði hakkýnda hiç bilgim yoktu. Ama, o dönemde anarþi ve terör kol geziyordu. Ülkede, 20 gün önce Komutanlar'ýn vermiþ olduðu bir Muhtýra ile, siyas” iktidar görevden ayrýlmýþ; Silahlý Kuvvetler'in yönlendirdiði sivil bir kadro, memleketi idare etmeye baþlamýþtý. Türkiye genelinde uygulanan sýkýyönetime raðmen, terör bir türlü önlenemiyordu.

Teröristlerin sayýsý, bir süre sonra 6 kiþiye çýktý, gecenin ilerleyen saatlerinde de niyetleri belli oldu. Benden, 400 bin lira istiyorlardý.

Bu arada, Mete'nin evindeki kasayý açtýrdýlar. Kasada bulunan yaklaþýk 1,5 milyon lira deðerindeki mücevherlere dokunmadýlar. Kasadan sadece rahmetli babam Nuri Has'ýn, eski baþbakanlardan merhum Adnan Menderes'le; Mete'nin de AP Genel Baþkaný ve eski Baþbakan Sayýn Süleyman Demirel'le birlikte çekilmiþ fotoðraflarýný aldýlar.

Bu olaylarýn cereyan ettiði yýllarda, teröristlerin benden istedikleri 400 bin lira fidye, çok büyük bir para idi. Bu para ile, tanesi 133 liradan 3007 adet Cumhuriyet altýný almak mümkündü. 1971'in 400 bin lirasý, günümüzün yaklaþýk 200 bin dolarýna eþdeðerdi.

POLÝSE HABER VERMEDÝK
Gecenin ilerleyen saatlerinde, beni evden götürmek istediklerini söylediler. Bu arada, 400 bin liranýn da kýsa sürede hazýrlanmasý için gözdaðý verdiler.

Mes'elenin, kan dökülmeden çözülmesinden yana idim. Teröristlere, "Beni buradan kaçýrýrsanýz, istediðiniz parayý size kim temin edecek?" diye sordum. Onlar da, "Öyle ise, sen parayý bul. Ama, biz bu arada Tâlip Aksoy'la, Mete'yi beraberimizde götüreceðiz. Ýsteðimiz yerine gelmezse, bunlarý öldürürüz" dediler.

Fazla bir seçeneðimiz ve direnme gücümüz yoktu. Emniyet kuvvetleri, olaydan haberdar deðildi. Çünkü, herþey bir apartman dairesinin içerisinde cereyan ediyordu.

Bir süre önce, by-pass ameliyatý geçirmiþtim. Bu olay karþýsýnda, ister istemez saðlýðým bozuldu. Mete'nin evini iþgal eden teröristler, çok teþkilâtlý idi. Beraberlerinde, bir sürü týbbi alet taþýyorlardý. Tansiyonumu ölçtüler. Daha sonra Tâlip'le Mete'yi alýp götürdüler.

Sabah saat 8'de, adýnýn Mahir Çayan olduðunu öðrendiðim teröristle birlikte, evden çýktýk. Þiþli'deki yazýhaneme gitmek üzere yola koyulduk. Bu arada Mahir Çayan, evden çýkarken, Mete'nin eþi Fezal'den, 200 lira ödünç para ile bir de eldiven istemiþ; o da vermiþ. Ben, bunun farkýnda deðildim.

Mahir'le birlikte bir taksi çevirdik. Üsküdar'daki araba vapuru iskelesine ulaþtýk. Araba vapuruna binip, güverteye çýktýk. Mahir, yol boyunca benimle sohbet ediyor, "Kadir Bey, sizinle bir film çeviriyoruz. Bu film, yazýhanede bitecek. Sonra sahneye polis çýkacak." diyordu. Ben de kendisine, "Polis, sizin peþinizi býrakmaz ama..." dediðim zaman, þu cevabý vermiþti: "Yaptýðýmýz iþin sonunda, polisle karþý karþýya geleceðimizi biliyoruz."

MAHÝR'LE YOLDA ROL YAPTIK
Vapurda karþýlaþtýðým dostlarla, tanýyan polisler, bana selâm veriyorlardý. Mahir ise, bu durumdan çok rahatsýz olacak ki; "Kadir Bey, birbirimize samimi davranalým, sohbet edelim. Konuþmasak dahi, aðzýnýzý oynatýn. Bana gülün. Kimse bir þey hissetmesin. Çünkü, herkes sizi tanýyor" diyordu. Bu uyarý üzerine, rol yapmaya baþladým. "Mevsim ilkbahar, hava güzel, deniz güzel, deniz masmavi..." dedikçe; Mahir Çayan, "Bravo, bravo..." çekiyordu.

Kabataþ'a ulaþtýk. Oradan bir taksi çevirip, Þiþli'deki yazýhaneye doðru gidiyorduk. Mahir, Þiþli'de ayakkabýsýný boyattý. Kýsacasý, o tarihlerde Türkiye'nin en azýlý teröristleri arasýnda yer alan bir kiþiyle birlikte, elimizi kolumuzu sallayarak sokaklarda yürüyorduk.

Pilavcý Pasajý'ndaki iþyerimde, kayýnbiraderim Ali Germirli'ye durumu anlattým. Bana, "Aðabey, bu çok büyük para" dedi. Ali, iþin dehþetini anlamamýþ olacak ki, "Burasý daðbaþý mý? Ne parasý?" þeklinde konuþtu. Anýnda, teröristten cevabýný aldý: "O lâfý tekrar edersen, kurþunu yersin." Ali bu defa, Kayserililik içgüdüsüyle, "250 bin versek olmaz mý?" diye teklifte bulundu. Bu pazarlýk ortamýndan rahatsýz olan Mahir ise, "Olmaz" cevabýný verdi.

FÝDYE VERDÝM, SUÇLU OLDUM
Ýþyerimdeki çalýþma odasý, Halaskârgazi Caddesi'ne bakýyordu. Bu sýrada Mahir, pencerenin önüne doðru gidip, bana, caddede dolaþan birkaç genci göstererek, þunlarý söyledi: "Bak Kadir Bey, aþaðýdaki gençler, benim adamlarým. Eðer, istediðim parayý vermezseniz; elimizdeki akrabalarýnýzý öldüreceðiz."

200 bin lira parayý kýsa zamanda tedarik edip, Mahir Çayan'a verdim. Paranýn ikinci yarýsýný ise, akþamüstü teslim ettik. Teröristler, paranýn bakiyesini alýrken, Fezal'den istedikleri 200 lira ile eldiveni iade etmiþler. Gece yarýsý, Tâlip'le Mete'yi kurtardýktan sonra, polisi haberdar ettik. Polis þefleri, "Niçin, daha önceden haber vermediniz?" dedi. Çok büyük bir riskle karþý karþýya kaldýðýmýz için, bu yolu seçmiþtik. Doðru da yaptýk.

Bu arada, bize bir sürü fotoðraf gösterdiler. Bunlarýn arasýndan bir teþhis yapamadýk. Teröristlere fidye verdiðimiz için, mahkemeye düþtük. Yargýlandýk, beraat ettik.

Mete Has'tan dehþet aný
4 NÝsan 1971 pazar günü, Kadir amcamla evimize ulaþtýk. Kapýyý, eli silahlý 3 kiþi açtý. Hemen ardýndan, üzerimi aradýlar. 'Silahýn nerede?' dediler. Olmadýðýný söyledim. 'Biz, silah taþýdýðýný biliyoruz. Onun için bu aramayý yaptýk' cevabýný verdiler.

Kendilerini Dev-Genç üyesi olarak tanýtan teröristler, bizden 400 bin lira fidye istiyorlardý. Bu rakam, o tarihlerde çok büyük bir servetti. Hemen tedarik edilmesi mümkün deðildi. Ama, eli silahlýlar, bu parayý almadan gitmek istemiyorlardý. Saatler ilerledikçe, ortam gerginleþiyordu. Eniþtem Tâlip Bey'le, bana doðru bakýp, 'Hadi' dediler, o anda eniþteme baktým; gözlerini önüne eðmiþ, dudaklarýný ýsýrýyordu.

Teröristler, birbirlerine 'Osman 1, Osman 2' þeklinde hitap ediyorlardý. Elinde sten tabanca olan 'Osman 1' kod adlý terörist, ayaklandý. Evden çýkmaya hazýrlandý. Kendisini takip etmemizi söyledi. 'Osman 1'in peþinden yürümeye baþladým. Benim ardýmdan, eniþtem geliyordu. Onun da arkasýnda 'Osman 2' kod adlý terörist vardý.

MEÇHULE DOÐRU GÝDÝYORUZ
Boynumuz bükük, evden çýktýk. Kapýda duran lacivert Mercedes otomobilimle gitmeye karar verdiler. Arabam, o ana kadar hiç böylesine kara yüzlü, hatta azrail kýlýklý bir hayâlet gibi görünmemiþti. Eniþtemle, beni arkaya oturttular. 'Osman 1' direksiyona geçti; 'Osman 2' de yine arka koltukta yanýmýza oturdu.

Evin dýþýnda nöbette bekleyen 'Osman 3' ise, ön koltuða yerleþti. Teröristler, birbirleriyle konuþurken, kod adlarý olan numaralarýný söylüyorlardý.

Direksiyondaki terörist, arabayý nasýl çalýþtýracaðýný sordu. Târif ettim. Hemen ardýndan, gözlerimize flaster yapýþtýrýp, üstüne de gözlük taktýlar. Mercedes, büyük bir gürültüyle çalýþtý. Yola koyulduk. Lastik seslerinden, yolun asfalt olduðunu anlayabiliyordum. Fakat, çok dönüp dolaþtýk. Hangi istikamete gittiðimizi kestiremiyordum.

Araba, bir meçhulde durdu. Bizi indirdiler. Kolumuza girip, birkaç adým yürüttüler. Birkaç basamak merdiven çýktýktan sonra, saðdaki bir kapýdan içeri girdik. Orada, gözlerimizi açtýlar. Odada tek kiþilik bir somya vardý. Yataðýn üzerinde de bir battaniye seriliydi. Perdeler ise, sýký sýkýya kapatýlmýþtý. Zaten, tüm eþyalar da bundan ibaretti.

Teröristler, karþýmýza geçip dikildiler. Silahlarý, sürekli ellerindeydi. Aralarýndan, baþkanlarý olduðunu zannettiðim birisi, 'Ýkiniz de yataða oturun.' dedi. Sözlerini þöyle sürdürdü: 'Sakýn bir yanlýþlýk yapmayýn, kurþunu yersiniz.'

'Osman 2' kod adlý terörist de karþýmýza oturup, kucaðýna sten tabancayý yerleþtirdi. Gözünü kýrpmadan bize bakýyordu. Hiç konuþmuyorduk. Saatler böyle ilerlemeye baþladý. Daha sonra, bir bavul getirip, ortaya yere koydular. 'Ýsterseniz, ayaklarýnýzý bunun üzerine uzatýn.' dediler.

Sabaha karþý eniþtemle birlikte biraz kestirmiþiz. Gözümüzü açtýðýmýz zaman, sabahýn 7'si olmuþtu. Kapalý perdelerin aralýðýndan, soluk bir ýþýk görünüyordu.

Akþam üstü saat 17.00 civarýnda, yüzlerinin gülmekte olduðunu farkettik. Biraz sonra, bize þunlarý söylediler: 'Bu dakikadan itibaren, artýk misafirimizsiniz. Çünkü, fidye elimize ulaþtý. Kadir Bey'in, 1 günlük kârýna el koyduk.'

PARAYLA CANIMIZ KURTULDU
Bunun üzerine þu soruyu yönelttim: 'Eðer para gelmeseydi, bizi gerçekten öldürecek miydiniz?' Karþýmdaki genç cevap verdi: 'Evet. Ne yazýk ki, öldürecektik. Çünkü, sizi vurmazsak; bir daha kimseden para alamayýz. Bu para, bizim ideallerimiz için þart. Herkes, bu parayý, Rusya'dan aldýðýmýzý sanýyor; halbuki biz, bu yolla temin ediyoruz.'

Teröristlere 'Peki, niyetiniz ne?' diye soracak oldum. Ýçlerinden biri yüzünü astý ve sert bir dille, 'Soru sormak yok' dedi.

Vakit geceyarýsý olmuþtu. Bir gece önce söyledikleri komutu tekrarladýlar: 'Haydi, gidiyoruz.'

Kurtulduktan sonra Mahir Çayan, Ulaþ Bardakçý, Oktay Etiman, Kamil Dede ile bayan terörist Rüçhan Manas tarafýndan kaçýrýldýðýmýzý öðrendik.

"Rekortmen Hayýrsever"in AnIlarý...
Kamuoyunda "Rekortmen Hayýrsever" olarak tanýnan ünlü iþadamý Sayýn Kadir Has, 80 yýllýk anýlarýný "Vatan Borcu Ödüyorum" isimli bir kitapta topladý. Sayýn Has'ýn anýlarý, arkadaþýmýz Hulžsi Turgut tarafýndan hazýrlandý.

Sayýn Kadir Has, son 20 yýlda büyük baðýþlarla eðitim ve saðlýk hizmetleri için çok sayýda kalýcý esere ismini yazdýrdý. Bugün sayýlarý 15'i bulan ilk ve orta öðretim okullarýnýn yaný sýra, Erciyes Üniversitesi'ne görkemli üç bina armaðan etti.

Eðitim alanýndaki baðýþlarýný, Ýstanbul'da kurduðu "Kadir Has Üniversitesi" ile taçlandýran Sayýn Kadir Has, bu eserlerin yaný sýra, Ýstanbul'da çok sayýda saðlýk kuruluþu da yaptýrýp, Türk halkýnýn hizmetine sundu. Türk Devleti de, Sayýn Kadir Has'ý "Devlet Üstün Hizmet Madalyasý" ile ödüllendirdi.

Ülkemizin tanýnmýþ iþadamlarýndan olan Sayýn Kadir Has, bu alanda da pek çok "ilk"e imzasýný atýp, dünyanýn en ünlü meþrubatlarý arasýnda yer alan "Coca Cola"yý, Türkiye'ye getirdi. Bununla da kalmayýp, yine dünya devlerinden "Mercedes"in, ülkemizde fabrika kurmasýna öncülük eden Sayýn Has, 80 yýllýk yaþamýný kamuoyuna açarken, þunlarý söylüyordu:

"Dostunuzun kalmadýðýný hissederseniz, kitaplýðýnýza baþvurun, derler. Belki baþvurulacak kitaplardan birisi olur diye, ben de anýlarýmý bir kitapta toplamaya karar verdim. Öldükten sonra, hatýrlanmak istiyordum. Onun için, okunacak bir þeyler býrakma çabasý içinde oldum. Ve nihayet, bugün SABAH Gazetesi aracýlýðý ile sizlere sunduðum anýlarýmý, beraberimde taþýmaktan kurtuldum."

YARIN
* Kasap çýraðý Nuri Has, nasýl ünlü bir iþadamý oldu

* Kadir Has, babasýndan niçin dayak yedi

Hulusi TURGUT



<< Geri dön Yazýcýya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr