kapat
29.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Torba için kaşınıyorsunuz

Hakem tayinleri, futbolculuk dönemlerim, hakemlik dönemlerim ve yorumculuk dönemlerim dahil her devirde beni rahatsız etmiştir. Çok enteresan şeyler yaşadım ve hâlâ da yaşıyorum. Bazı isimlerde ısrar etmenin bir manasını bulamıyorum. Burada insanın aklına gelen tek açıklama şu: "Bu hakemler de zaman zaman lazım oluyorlar, onun için de klasmanda tutulup, bazı maçlara gönderiliyorlar."

Böyle çok isim var. Geçtiğimiz yıllarda bunlardan bir kısmı diskalifiye oldu. Ama bazı şeyler göstere göstere hâlâ devam ediyor.

Güven varsa sorun yok

Bakın hep bir yere gelip takılıyoruz: Hakeme güven. Herşey bu noktada bitiyor. Ali Aydın'a güveniyoruz, Serdar Tatlı'ya da güveniyoruz. Niye? Çünkü gördüklerini çalıyorlar. Hata yapmıyorlar mı? Yapıyorlar tabii... Hem de Allahı'na kadar. İşte Ali Aydın. Daha üç hafta evvel Beşiktaş seyircisi sahaya inince İlhan'a ikinci sarı kartı gösteremedi.

İyi biliyorum Ali Aydın hâlâ onun ezikliğini yaşıyordur. Ancak bu konuda çok dikkatli olması gerekir. Yarın idare edeceği bir maçta o gösteremediği sarı kartın acısını, İlhan'ı kovalayıp da çıkarmaya kalkarsa ikinci hatayı yapmış olur. O pozisyon ve maç bitti. Tren kalktı, gitti. Sinirlenmeyeceksin, kızmayacaksın, kahretmeyeceksin. Ama bir daha aynı hatayı yapmayacaksın.

Ali Uluyol... Hani o geçen yıl TRT'nin elinde olmayan nedenlerle (!) gücü yetmeyip naklen yayınlayamadığı meşhur Diyarbakırspor-Altay maçının hakemi. Bu sene de Üç Büyükler'in hiçbir maçına çıkmamış. Ne zaman sahneye çıkıyor? Galatasaray-Rize maçında. Başlangıcında faul ve ofsayt olan bir pozisyon, sonunda bir kırmızı kart ve bir penaltı...

Birini verdi; ikisini atladı

Bir de acemi... Ondan sonra karşılaşmayı eline yüzüne bulaştırmaya devam ediyor. Batista'ya tekme atan Ümit Ozan'ı atamıyor, aynı Ümit'e sarı kart gösteremiyor. Hasan Şaş'a gözünün önünde penaltı yapılıyor, veremiyor. Koray topu ceza alanında eliyle önüne alıyor; yine çıt yok. Veremiyor da, veremiyor...

Neden? Çünkü kafada bin tane şey var. Ali Uluyol o sırada maçta değil ki... Ama Haluk Ulusoy, Şeref Tribünü'nde. Bu çok da doğal. Futbol Federasyonu Başkanı... Ama bizim Futbol Federasyonu Başkanımız, G.Saray maçında arz-ı endam ederken ne Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'na gidiyor, ne de BJK İnönü stadına.

Ulusoy etkilemez mi?

Nasıl Avrupalı hakem bizim milli maçlarda veya kulüplerimizin oynadığı Avrupa Kupası maçlarında Şenes Erzik'i tribünde gördüğünde etkileniyorsa, her maçta G.Saraylı Haluk Ulusoy'u Ali Sami Yen Şeref Tribünü'nde gören hakem de o derece etkilenir. Ne dersiniz Sayın Haluk Ulusoy?

Hakan Ünsal, Yunan Milli Takımı'nda mı?
G.Saray'da yanlış işler oluyor. Hakan Ünsal, bu takım için iki defa çapraz bağlarını koparmış. "Futbolu bitti" denilmiş, tekrar dönmüş. Kendine bakmış, kulübüne hiç sorun olmamış. Arkadaşlarıyla uyumu iyi. Oynadığı yıllarda ortalaması hemen hemen en üst düzeyde. Sonunda "Ben Avrupa'da oynayacağım" demiş. Vay sen misin bunu diyen... Atmışlar PAF takımına... Avrupa Şampiyonu takımda oynayan bu futbolcu, Milli Takım için de şu anda bence tek isim. Kademeye iyi girer, rakibe basar, bindirme yapar, iyi orta atar, iyi topa vurur, pas verir, kafaya çıkar... Daha başka!

"Federasyon, Hakan Şükür'ün işine el atsın, Milli Takım'a lazım" diyorlar. Aynı şekilde Fatih Akyel de gündeme geldi. Hakan Ünsal için 'tık' yok. O Yunan Milli Takımı'nın sol kanadında mı görev yapıyor? Ulusoy niye onun için hâlâ devreye girmedi? Yoksa Haluk Ulusoy, iş G.Saray'ın menfaatleri olunca ayrı, Milli Takım'ın menfaatleri olunca ayrı mı oynuyor?

Lucescu'nun şevki kalmamış

Hakan'ın Milli Takım'daki alternatifi Abdullah'ın halini de görüyoruz. Milli maçlarda kademeye girmekte yaptığı hatalarla belki Dünya Kupası finallerine gidemeyecektik. F.Bahçe'nin yurt içi ve yurt dışı maçlarındaki durumunda da sonuç ortada.

Hakan Ünsal'a yapılanlar böyleyken, siz diğer futbolcuların bu konuları düşünüp, yıkılmadığını mı zannediyorsunuz? "Yarın aynısı bize de yapılacak" mantığı, göreceksiniz çok yakın zamanda G.Saray'ın altını oyacaktır.

Lucescu'nun da zaten Fatih Terim operasyonundan sonra şevki kalmamış. O da "Nereden incelirse kopsun" havasında. Nasıl olsa alacağı parayı da garantiledi, şimdilik göstermelik bir biçimde yollarına devam ediyorlar.

Sergen'i alan kaybeder
Sergen iyi futbolcu, tamam... Buna kimsenin bir şey dediği yok. Peki, yıllardır ne yapmış? İstikrar sıfır. Bundan sonra ne yapar? Bence hiç. Nedenlerine gelince...

Yaş oldu 30. En az 10 kilo fazlası var. Tempolu bir oyunda dayanma süresi en fazla 15-20 dakika. Ayak bileğinden bir sakatlığı var, tedavi olmadığı, kendine bakmadığı için şu anda müzminleşmiş durumda. At yarışından vazgeçer mi? Hayır. Kumardan vazgeçer mi? Hayır. Birikmiş parası var mı? Hayır.

Sergen'i kulübüne fazla para vermeden maç başına anlaşıp oynatırsan tamam. Ama Sergen'in tapusunu alıp, oynatmaya kalkarsan, aynen Sergen'in kumarda kaybettiği paralar gibi sen de paranı resmen transfer kumarında kaybetmiş olursun.

"Sergen çok iyi çocuk" diyorlar. Evet, ben de katılıyorum. "Kimseye zararı yok" diyorlar, evet. "Kimsenin dedikodusunu yapmaz" diyorlar, evet. Ama ben onlardan bahsetmiyorum ki... Ben profesyonellikten, kulüp idaresinden, kulübün parasının doğru kullanılmasından, transferlerin doğru yapılmasından bahsediyorum.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır