kapat
27.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Dostluğun cinsiyeti yoktur o aşka benzer

Deniz aradı. Deniz, 'iyi misin?' diye sormak için aradı. Özlemiş.
Yalnızca bunun için. Ne dertlerini anlatmak, ne benim özel hayatımı öğrenmek, ne de benden bir 'ricada bulunmak' için. Hayır. Yalnızca beni merak ettiği ve özlediği için. Bunun güzelliğini bilir misiniz? Sizi yalnızca bu nedenle arayan kaç kişi var? Annenizi sormuyorum. Benim sorduğum sizi yalnızca siz olarak seven ve özleyen anneniz dışında birileri var mı hayatınızda? Varsa o kişinin cinsiyeti kesinlikle ama kesinlikle önemsizdir, diyeceğim. Çocukluğumdan beri erkeklerle kadınların iyi dost olamayacağı konusunda beni eğitmek isteyen birçok insan, bana gına getirten şu meşhur 'ateşle barut yanyana durmaz' atasözünü burnuma dayadılar. Her bozulan dostluk ilişkimde bunu karşı cinsiyetler arası dostluğun yürüyemezliğine yordular. Sonra kendi bindikleri dalı keserek, bu kez de kadınların birbirlerini kıskanmaktan birbirlerini sevmeye, dostluk etmeye halleri kalmayacağını anlatmak için 'kadın kadının kurdudur' söylemini ortaya çıkartılar.

ARKADAŞLIK MAHRUMİYETİ

Bu durumda dünyaya dişi olarak gelmiş bir insanın cinsiyeti yüzünden asla ama asla tek bir dostu olamazdı. Çünkü bütün erkekler bütün kadınlarla yalnızca sevişmek isterlerdi, bütün kadınlar da kendi hemcinslerini çok ama çok kıskanırlardı. Eh tabii bu durum kadını bütün hayatı boyunca bir tek sevgilisi veya kocasıyla arkadaşlık etmeye mahkum ediyordu. Yani yapayalnız bir paranoyak olma şansı (!) veriyordu.

Ben bu sözlerin hepsine hep güldüm, hâlâ da gülerim. Çünkü doğru değildir. Çünkü kötülüğün, kıskançlığın, cinsiyetçiliğin, aptallığın ve sığlığın cinsiyeti yoktur. Kendi yaşamınıza, çevrenize ve tarihe bakın, kötülük, ihanet, aptallık ve iyiliğin adresinde cinsiyet yoktur. Ayrıca insanları cinsiyetlerine göre sınıflamak, onları tıpkı renklerine göre ayırmak kadar büyük bir ırkçılık, kötülük ve (eğer dindarsanız) günahtır. Ama en çok kolaycılıktır.

BOL MEMELİ YAZI

Geçen hafta diş doktorunun bekleme odasında beklerken (ki, ne sıkıcıdır orada beklemek) göz gezdirdiğim bir kadın dergisinde, bir erkek için kadınların ancak sevgili olacağını iştahla anlatan bol memeli ve iştahlı bir yazı okudum. Adı takma değilse yazarı erkekti. Ona ne anlatmış, onu nasıl büyütmüşlerse, o rastladığı her kadının memelerini düşünmekten başka bir işe yaramıyordu. Yaşlandığında ne duruma düşeceğini düşünebiliyor musunuz? Hayır amacım erkek karşıtı bir şeyler söylemek değil, bunu söyleyen bir kadın olsaydı yine aynı tepkiyi verirdim. Çünkü aptallığın da cinsiyeti yoktur.

Oysa benim yaşantımın her döneminde güvenilir ve insancıl erkek dostlarım oldu. Benimle sırlarını bir erkek arkadaşlarıyla paylaştıkları kadar içten paylaşan, benim de aynı içtenlikle yaklaştığım, sevecen, yapıcı, duyarlı, karşılıksız yardıma hazır, üzüntülerim kadar sevinçlerimi de paylaşacak kadar gani gönüllü, her yaştan, farklı uluslardan sevgili erkek dostlar, güzel insanlar tanıdım, tanıyorum. Zaten dostluk bu değilse nedir? Tıpkı aşık olduğum erkekler gibi, yalnızca arkadaşım olan erkekler de hayatımı güzelleştirdi, zenginleştirdi. Onlar olmasaydı, yaşantım yavan, bereketsiz kalırdı. Eğer hâlâ 'olur mu canım?' diyorsanız; Valla olur, hem de ne güzel olur! (Değil mi Deniz?) Bizler kafalarımızın içine karşı cinsiyet- eşcinselseniz aynı cinsiyet- için toplumun veya ailenin zorla doldurduğu tektip cinsel kalıplar ve engelleri söküp atma cesaretine sahipsek, insanları memeleri ya da penisleriyle değil, yürekleri ve beyinleriyle görmeyi ve sevebilmeyi öğreniriz. Evet, zor iştir ve herkes başaramaz ama işte aslında ondan sonra özgürleşiyor, ancak ondan sonra yaşamınızı kaliteli kılacak dostluklara açılabiliyorsunuz.

Şimdi bu yazıyı yazarken bazılarını yılardır görmediğim, ama yazışmayı sürdürdüğüm, bazılarını belki bir daha hiç göremeyeceğim, bazılarıyla da geçen hafta kahve içmek, yemek yemek için buluştuğum dostlarım burnumda tütüyor. Sevgili dostlarım, iyi ki var(dı)sınız, hepinize teşekkür ediyorum.

Bana gelince, benim yakın dostlarım arasında kurtluk yerine dostluk eden çok sevgili kız arkadaşlarım da ol(du)uyor elbette. Çünkü dostluk güzeldir. Dostluk aşka benzer, yaşamı zenginleştirir, kalitesini arttırır ama aşktan daha uzun ömürlüdür ve tarçın kokar.

Deniz'in cinsiyetine gelince... Artık bunun ne önemi var Allahaşkına? (Değil mi Deniz?)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır