kapat
23.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Bölükbaşı'nın MP'si 'kırk ambar'a döndü

Osman Bölükbaşı, bir yandan iktidarla uğraşırken, bir yandan da parti içindeki muhalefetle mücadeleye başladı. Bu arada Türkiye Köylü Partisi de, CMP'ye katıldı. Alaeddin Tiritoğlu'nun başını çektiği sosyalistler ise, yeni CKMP'nin, sosyalist doktrin partisine dönüşmesini istedi.
Osman Bölükbaşı, 1957 seçimlerini cezaevinde geçirmiş ve orada iken milletvekili seçilmişti. Özgürlüğe kavuşup, yeniden Partisi'nin başına geçince, Ankara Cezaevi'ndeki "Hilton Koğuşu"nda geçirdiği zor günleri çabuk unutacak, tekrar fırtına gibi esmeye başlayacaktı.

Bölükbaşı, "Beni cezaevine yollayan, Celâl Bayar'ın k”nidir." diyordu.

Siyasi gözlemciler ise, "O'nun üzerinde asıl gözü olan Başbakan Adnan Menderes'tir. Menderes, Bölükbaşı gibi dişli bir rakipten kurtulmanın yollarını arıyor. O'nu ya yanına çekecek, ya da bitirecek." diyordu. Bunun farkında olan CHP ve öteki muhalefet partileri de, kendilerince önlem alma çabasına girmişlerdi.

1958 yılı Ekim ayında Türkiye Köylü Partisi bir bildiri yayınladı. Bildiride, "Eğer, üç küçük parti birleşirse, DP ve CHP'nin dışında üçüncü büyük parti ortaya çıkar." deniliyordu. Yani, Türkiye Köylü Partisi, Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Hürriyet Partisi ile birleşmeyi öneriyordu.

Küçük muhalifler, yeni bir parti arayışında
1952'de kurulan ve genel başkanlığını Tahsin Demiray'ın yaptığı Türkiye Köylü Partisi'nin kurucuları arasında DP listesinden milletvekili seçilen ve bir uçak kazasında ölen Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık ile Ord. Prof. Ethem Menemencioğlu, Dr. Cezmi Türk, Muhtar Yazır gibi ünlü isimler vardı.

Tahsin Demiray, muhalefet partilerinin birlikte çalışmalarını veya birleşmelerini sağlamak amacıyla CMP ve Hürriyet Partisi temsilcilerini Baltalimanı'ndaki "Demiray Köşkü"ne davet etti. Parti temsilcileri Köşk'e gittiklerinde, Osman Bölükbaşı'nın da orada olduğunu gördüler.

Toplantıda, Bölükbaşı dışında hemen herkes konuştu. Türkiye Köylü Partisi'nden Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, "Bölükbaşı, partinin saldırıcı kuvveti olacak, HP düşünen ve plânlayan kafası. Köylü Partisi, kendi çıkarlarını bilmeyen köylü vatandaşlarımıza şuur aşılayacak. Göreceksiniz, çok başarılı olacağız. Bu işi çabuk realize etmeliyiz." diyordu.

Bölükbaşı ise, hiçbir şey söylemiyor, sadece dinliyordu.

Türkiye Köylü Partisi CMP çatısı altına girdi
"Demiray Köşkü"ndeki toplantıdan bir sonuç çıkmadı. Çünkü Hürriyet Parti'liler böyle bir birleşmeye karşıydı. Nitekim, kısa sürede büyük kongrelerini yapıp, CHP'ye katılma kararı aldılar. Bu arada, Türkiye Köylü Partisi de Ekim 1958'de Büyük Kongresi'ni topladı ve CMP'ye katılma kararı verdi.

Sıra, CMP'nin Büyük Kongresi'ne gelmişti. Partide, belirgin bir huzursuzluk vardı. Bir yanda Osman Bölükbaşı, Fuat Arna, Ahmet Bilgin, Nurettin Ardıçoğlu, Ahmet Oğuz, Nuri Leflef, Tahsin Demiray, Orhan Arsal, Osman Canatan ve Refik İsfendiyar, öte yanda partinin organizasyonundan yakınan Sâdık Aldoğan, Enver Kök, Hasan Dinçer, Ahmet Tahtakılıç, Seyfi Öztürk, Ethem Menemencioğlu, Alaeddin Tiritoğlu ve Abdurrahman Boyacıgiller olmak üzere parti iki gruba ayrılmıştı.

Bölükbaşı muhalifleri kongrede yenildi
Suphi Batur istifa ederek CHP'ye girmiş, Genel Sekreter Osman Alişiroğlu, "Bölükbaşı, aşiret bile idare edemez." diyerek partiden ayrılmış, Bölükbaşı ise bu istifalardan çok rahatsız olmuştu.

CMP Büyük Kongresi, 21 Kasım 1958 tarihinde, böylesine karmakarışık bir ortamda toplandı.

Bölükbaşı, her zamanki gibi birkaç saat konuştu. Sonra genel başkanlık seçimi yapıldı. Kongre'nin 1375 delegesinden yalnızca 602'si oy kullandı. Bölükbaşı'na 517 oy çıktı. Sâdık Aldoğan'a 70, aday olmadığı halde Ahmet Tahtakılıç'a 11 oy verilmişti. Parti içi muhalefete rağmen, Bölükbaşı yerini korumuştu. Sadece bir değişiklik olacak, CMP, Kongre'den "Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi" adıyla çıkacaktı.

Partinin adı değişmiş, Bölükbaşı yerini korumuştu ama, CKMP içerisindeki muhaliflerin sayısı her geçen gün artmaya başlamıştı. Önce İsmet Paşa ve CHP'lilerle, sonra Bayar, Menderes ve DP'lilerle mücadele eden Bölükbaşı, şimdi de parti içi muhalefetle uğraşmak zorundaydı. Eski muhalifler yetmiyormuş gibi, bir de "sosyalistler" türemişti. Bunlar, ne Parti'yi beğeniyorlardı, ne de Bölükbaşı'nın yöneticiliğini.

Sosyalistlerin başını Alaeddin Tiritoğlu çekiyordu. Tiritoğlu, CHP'de milletvekilliği yapmıştı. 1946'da Kütahya'da Adnan Menderes'li, Ahmet Tahtakılıç'lı DP listesi karşısında, CHP'den seçim kazanmıştı. Tiritoğlu, 1951'de herkesi şaşırtarak partisinden istifa etmiş, beş yıl sonra da Bölükbaşı'nın partisi CKMP'nin kapısını çalmıştı.

Tiritoğlu'na göre, CKMP'nin bir "doktrin"i yoktu. Sadece "ekmek" ya da "hürriyet" demekle, parti olunamazdı. Partiye yeni bir kimlik kazandırmak gerekiyordu.

CKMP'de, doktrinci terazici kavgası
Alaeddin Tiritoğlu, Ankara İl İdare Kurulu'ndan Yunus Koçak, Şükrü Bıçakçı ve Niyazi Ağırnaslı ile birlikte Bölükbaşı ve ekibine karşı bir hareket başlattı. Bu amaçla proje hazırladılar. Projeye göre, CKMP "Sosyalist esaslar, 20. Yüzyıl'ın meden” insanlık anlayışına uygun olarak, sosyal adalet ve güvenlik müesseselerinin kurucusu" olmalıydı. Partinin adını da bu yeni projeye uygun olarak seçmişlerdi: "Türkiye Sosyalist Köylü Millet Partisi."

Tiritoğlu, aralarında Menemencioğlu, Tahtakılıç, Dinçer ve Oğuz'un da bulunduğu genel idare kurulu üyelerine bu projeyi sundu.

Toplantıda herkes hayret dolu bakışlarla Tiritoğlu'nu izliyordu. Şaşkınlık bir süre sonra kızgınlığa dönüştü. Hele Ahmet Oğuz iyiden iyiye sinirlenmiş, "Bizim partinin doktorini, terazidir." diyordu. Çünkü, o tarihte CKMP'nin amblemi "terazi" idi.

Bölükbaşı'nın başı, Sosyalistlerle dertte
CKMP'nin elektrikli toplantısında, konuşmacılar, "doktorin, doktorin" dedikçe, Alaeddin Tiritoğlu, "doktrin" diye düzeltiyordu.

Bölükbaşı, bu beklenmedik gelişmeler karşısında çok hiddetlenmişti. En güçlü olması gereken Ankara'da, karşısına Tiritoğlu ve iki genç avukat çıkmış, kendisine kafa tutuyordu. Böyle şey olmaz; Bölükbaşı, partisinin sosyalizme yönelmesini aslâ kabul edemezdi.

Yunus Koçak ve Şükrü Bıçakçı'ya geçici olarak işten el çektirildi. Tiritoğlu ise, "Sen istifa ettin." denilerek, genel idare kurulu toplantısına alınmadı. Evet, Bölükbaşı'nın partisinde isyan vardı. Sadullah Usumi, Zeki Olcay ve Sadık Batum da istifa etmişlerdi. Onları, Tiritoğlu izledi. Tiritoğlu daha sonra Sedat Ergil ve Şükrü Bıçakçı ile birlikte, "Sosyalist Parti"yi kuracaktı. Tahsin Demiray ise, 1959'un sonlarına doğru partiden ayrılacaktı.

Bölükbaşı, partisindeki sorunlarla uğraşırken; DP, postu Kırşehir'e sermişti. 1954-1957 arasında milletvekilliği yapan Mehmet Mahmutoğlu, DP Kırşehir yönetiminin başına geçmiş, köy köy dolaşarak, "yol, çeşme yapılacak" diye vaatte bulunuyordu.

İktidar, Bölükbaşı'nı kalesinde vurmaya çalışırken, CKMP liderine, DP İstanbul İl yönetiminden Orhan Akça aracılığıyla da ilginç bir öneri sundu. Uzun lâfın kısası; Menderes, Bölükbaşı'nı yanında görmek istiyordu. Akça, bir gün Bölükbaşı'nı ziyarete geldi. Akça, Menderes'in iltifat dolu sözlerini CKMP liderine nakletti. Menderes'in mesajı şöyleydi: "Bölükbaşı partimize girerse; ülke, bundan büyük fayda görür. Demokratik rejim için noksan olan ne varsa, zamanla ve birlikte giderebiliriz."

Bölükbaşı dinledi, dinledi, sonra da "hayır" dedi. Akça'dan, Başbakan'a bir mesaj götürmesini istedi. Böyle bir öneriyi yapılmamış sayıyordu. Kendisi ve arkadaşları "satın" ya da "teslim" alınabilecek insanlar değillerdi.

Bölükbaşı'nın sözleri, Menderes'e nakledildi. Menderes, Bölükbaşı'nın bu sözleri daha çok ödün koparmak için sarfettiğini düşünüyordu. Akça'yı, bir mayıs gecesi yeniden gönderdi.

Menderes'in elçisi Bölükbaşı'nı kızdırdı
Bölükbaşı'nın Bahçelievler'deki evinde geç saatlere kadar konuştular. Evin bir köşesinde teyp çalışıyordu. Akça, eğer Bölükbaşı daha da direnirse; Menderes'in onu yalnız bırakmak için çevresindeki arkadaşlarını çekerek başka bir taktiğe başvuracağını söylüyordu.

Bölükbaşı, bu konuşmadan hiç hoşlanmadı. Konya'da yaptığı bir konuşmayı hatırladı. O konuşmada, "Çok hatalı bir yolda ısrar eden DP'yi, önümüzdeki seçimlerde iktidardan uzaklaştırmak, vatana hizmetin en büyüğüdür" demişti. Bu sözlerin gereği yerine getirilmeliydi.

Osman Bölükbaşı'ndan Veciz Sözler
Demokrat Parti döneminde, bir banka müdürü, Bölükbaşı'na; "Osman Bey, araziniz de var, niye kredi almıyorsunuz?" diye sorar. Bölükbaşı'nın cevabı ise şöyledir: "Ben, siyasette bulunduğum müddetçe, ondan alacağım olsa bile, istemem."

Siyasette korkutacak kuvveti, dağıtacak nimeti olmayanların, ihanet görmeleri kaçınılmazdır.

Osman Bölükbaşı'ndan Menderes'e ığneli sözler
Osman Bölükbaşı, Başbakan ve DP Genel Başkanı Adnan Menderes'le aralarında geçen ilginç bir diyaloğu şöyle anlatıyordu:

"1955 yılında, Hirfanlı Barajı'nın temel atma töreni vardı. O tarihte, Kırşehir Milletvekili'ydim. Baraj da, Kırşehir il sınırları içinde, Kızılırmak üzerinde inşa edilecekti.

Başbakan Menderes, bir telgrafla beni temel atma törenine davet etti. O tarihte, Kırşehir'e, beni milletvekili seçtiği için ceza verip, ilçe yapmışlardı. Böyle bir törene katılmakla, mânen intiharım sağlanmak isteniyordu.

Tabii, törene katılmadım. O günün akşamı, Ankara Palas Oteli'nde, Irak Parlamento Heyeti şerefine bir resepsiyon vardı. Menderes, Hirfanlı'ya gitmiş, akşam da bu resepsiyona katılmak üzere Ankara Palas'a gelmişti.

Salonun ortasında duruyordum. Menderes geldi, beni görünce şunları söyledi:

'Osman Bey, Hirfanlı'ya gelmeyişinize çok üzüldüm. Sizi, bizzat kendi arabamla götürecektim.'

Başbakan'ın bu sözleri üzerine, kendisine şu karşılıkta bulundum:

'Zararı yok Adnan Bey, bir gün gelir, ödeşiriz.'

Adnan Bey, bu cevabıma karşılık, şunları söyledi:

'İyi mânâda mı?'

Bu sorunun cevabı da şöyle oldu:

'Adnan Beyefendi, onu, zekânızın takdirine bırakıyorum.' "

YARIN
* Osman Bölükbaşı, 27 Mayıs 1960 İhtilâli'ni nasıl değerlendirdi?

* CKMP lideri, partisine oy vermeyen seçmenleri, hangi sözlerle iğneliyordu?

* Bölükbaşı'nın, "Hayatımın en büyük siyas” fedakârlığı" dediği olay neydi?

Hulusi TURGUT



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır