Antalya kampında S.Graz ve Göteborg ile oynayan F.Bahçe iki maçı da 3-0 kazanarak ümit verdi. F.Bahçe'nin iyi futbol oynamasının en önemli nedeni, takımda inanılmaz bir oyun disiplininin olmasıydı. Takımın Oğuz'un tek başına olduğu dönemde çok iyi çalışmış olduğunu bu maçlarda gördük. Uche'yi libero oynatmak son derece akıllıydı ve çok da başarılı oldu.

Özellikle Graz maçında takımın defans anlayışı ve orta saha ile bağlantısı iyiydi. Hele o maçta F.Bahçe'nin rakibine tek bir pozisyon dahi vermemesi gerçekten defanstaki başarıdan kaynaklanıyor. Ama orta sahanın ileriye desteği, şimdilik çok iyi gözükmedi.

Takımda Rapajç hariç sırıtan yok. Rüştü her zamanki gibiydi. Graz maçında kendisine fazla iş düşmedi ama kalede güven veren duruşu ile bir gladyatör gibiydi.

Ali Güneş-Fatih kapışır
İkinci maçta Andersson, Hakan, Revivo ve Lazetiç ile sonradan oyuna giren Serkan ve Ümit iyiydi. İlk maçta sahanın en iyisi Jonhson'dı. Ali Güneş ile Fatih arasında amansız bir mücedele olacak. Birinin hücum yönü iyi, birinin defans... Bakalım Lorant kimi tercih edecek.

F.Bahçe'nin oynadığı sistem 3-5-2. Ama Lorant bunu rakibe göre her an alternatiflerle değiştirebilir. Bunların hazırlık maçı olduğunu tabii ki biliyoruz ancak teknik ve taktik olarak F.Bahçe'nin bu iki maçta verimi gerçekten çok iyiydi. Yeni bir teknik direktör olduğu için oyuncuyu haliyle sıkıyor. Oktay'ın sakat oluşu şanssızlık. Abdullah orta sahada içeride son üç ay fevkaladeydi. Lorant akıllıysa Oğuz Çetin'den aldığı bilgileri değerlendirir ve onunla tek vücut olur. Çünkü ilk yarıdaki hataların tekrarının olmaması için çok temas kurması lazım. Alman hocanın kendi bilgisini bir yana barakıp, F.Bahçe ve rakip takımlar ile ilgili bilgiler almak için Oğuz ile çok sıkı fıkı olması ve de başarının bu ikiliden geleceğinin bilinmesi şarttır.

Bere takmakta ne var?
Serhat hala çok fazla ofsyata düşmesiyle sırıtıyor. Çabukluğunun kurbanı oluyor ama bu işi acilen çözmesi lazım. F.Bahçe'nin İstanbul'a döndüğü zaman oyuncuların özel hayatlarının çok iyi kontrol edilmesi lazım. Bunun için yeni bir ekip mi kurulur, yoksa içeriden mi takip edilir, onu başkan bilir. Lorant'ın bere olayına teferruat olarak bakıyorum. Hava eğer sertse (Samandıra'da devamlı serttir) futbolcunun bere giymesi son derece normaldir. Eğer futbolcuya bunu yaptırıyorsan o zaman Lorant'ın da maça forma ile çıkması lazım. "Siz fedakârlık yapıyorsunuz ben de yapıyorum" demesi lazım.

Oyuncu değiştirmede ve oyunu kenardan yönetmek konusunda Lorant şu anda iyi not aldı ama tabii ki bunda Oğuz'un da payı büyük. F.Bahçe'nin geniş bir kadrosu var. Hakeden oynar ve kondisyon İstanbul'da da muhafaza edilirse, sarı-lacivertli takımın şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacağı kesin.

F.Bahçe'nin hazırlık maçlarında karşılaştığı iki takımın kendi ülkelerinde şampiyon olduklarını ve iyi kadorlara sahip olduklarını düşürsek, alınan sonuçların iyi olduğunu görürüz. Ama asıl F.Bahçe'yi bu akşamki finalde göreceğiz.

Oğuz&Lorant işi götürür
Sonuç ne olursa olsun takımın iyi yolda olduğu, formda oyuncunun fazla olduğu açık seçik görülüyor. Devre arası için bu normaldir ama önemli olan bunu devamlı olarak kullanabilmektir.

Benim beklentim F.Bahçe'nin bu yolda devam edeceğidir. Çünkü kondisyoner Oğuz ve Lorant, F.Bahçe'nin ikinci yarıdaki problemlerini çözecek kategoridedirler.