Ne demek "özgür ekonomi" hemşerim?..
Bu Allah'ın belası global sistem, ulusal bağımsızlığımıza gölge düşürüyor...
Tamam, bi dakka dinle be birader?..
Bak şimdi, "bağımsızlık" kavramı değişti artık...
Dünya, zaten birbirine "bağımlı" hale geldi...
Bırak şu Sevr Sendromu'nu, "ekonomik içiçelik" ve ticari entegrasyon, üretici ve geliştirici bir "bağımlılık" biçimidir.
Bak, koskoca Ankara savcısını da kafaya almışlar, "Emperyalistler, herşeyi hükümete dikte ediyor" diye bağırtıyorlar.
Halbuki koca savcı, hukukçu da üstelik, analitik düşünmesi icap eder, iyi baksa, küüt diye bir gecede Kıbrıs'a çıkmakla bütün dünyayı başımıza tebelleş eden Ecevit'ten istesen de eyalet valisi yaratılamayacağını hemen görür...
Hele Bahçeli ile koalisyon halinde iken...
Şimdi bakınız:
"Uluslararası Ekonomik Özgürlük" endeksine göre, Türkiye, 156 ülke içinde 42 basamak gerileyerek 105'inci sıraya kadar inmiş...
Endekste, 1'den 5'e kadar not veriliyor, 1 en iyi, 5 kötü!..
İşte alın memleketinizi görün:
Ticaret politikası (2); Gelir ve şirket vergileri (4); Devlet harcamaları (5); Devletin ekonomiye müdahalesi (2.5); Para politikası (5); Sermaye akışı, yabancı yatırımlar (3.5); Bankacılık ve finans (3); Ücretler ve fiyatlar (3); Mülkiyet hakları (3); Bürokratik düzenlemeler (4); Karaborsa (3.4)
Karnemizin ortalaması 3.35!
Yani ekonomide "tutsaklar" sınıfındayız.
En özgürler, Hong Kong, Singapur, Yeni Zelanda, Amerika, İngiltere, Estonya, İrlanda, Lüksemburg ve Hollanda...
En alttakilere bakın:
Kuzey Kore, Irak, Libya, Küba, Laos, İran ve Türkmenistan!..
Bu en alttakilere dikkatle bakarsanız, niye bu sütunda, diktatoryal, baskıcı, totaliter rejimleri eleştirdiğimiz anlaşılır.
Kuzey Kore'sinden İran'ına kadar...
Hep söylerim:
Türkiye haddinden fazla "politik" olduğu için ekonominin "belirleyiciliğini" daima ıskalıyor.
Halbuki; şu memleketteki bütün rezalet ve skandalların altında yukarıdaki ekonomiz tablo yatıyor.
Baskıcı, devletçi zihniyetler ülkeyi tıkıyor.
Bürokrasi, diktatörlüğe dönüşmüş...
Köhnemiş bürokratlar, çağı anlayamıyor.
Türkiye, oturup eskimiş hukukunu bile değiştiremiyor.
Hukukçuların elini emperyalistler mi tutuyor?
Mali Milat icadı ile, ekonominin altını üstüne getiren, ardından BDDK başkanı sıfatıyla türk bankacılık sistemini iflasın eşiğine sürükleyen, şimdiler de Türk köylüsünü kurtarmayı planlayan bürokrat Zekeriya Temizel'in "zihniyeti" emperyalizm tarafından mı dikte ediliyor?
Yoksa tem tersi, "anti emperyalist söylemlerden" mi besleniyor!
Kendilerine "gizli sosyalist" deyişim de bundandır.
Lafı bağlarken, milletimizin efendisi köylülerimizi uyarmak isterim.
Kaçacakları deliği şimdiden hazırlasalar hiç fena olmaz.
Sağlam kaynaklardan işittim, Zekeriya bey kesin kararlıymış "ille köylüyü de kurtaracağım" diyormuş...
Malum köylü gazete okumaz, Zekeriya beyin de yüksek katkıları ile hükümetimiz tarafından "kurtarılarak" komaya sokulan esnaf arkadaşlardan rica edeyim, köylere haber salsınlar!..
Yüksek bürokrat Zekeriya beyfendi hazretleri, köylüyü de, esnafı, işadamını, taciri ve kravatlı bir milyon işsizi "kurtardığı" biçimde kurtaracaksa eğer yandı gülük keten helva!..