kapat
29.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Son adam


1932 yılında Dolmabahçe Sarayı'na girerek Atatürk'e hizmet eden Seyfettin Yağız, 7 yıl boyunca rakısını doldurduğu, sigarasını yaktığı Ata'nın bilinmeyen yönlerini ve anılarını anlattı
Seyfettin Yağız, Atatürk'ün 'son adam'ı... Atatürk'ün yanında maiyet şoförü olarak 6 yıl 8 ay 13 gün çalışan son adam... 96 yaşında. "Atatürk ve Ben", "İzmir Suikastinin İçyüzü" ve "Atatürk İnkılapları" ismiyle üç kitabı bulunan; evi Atatürk Müzesi'ni andıran Seyfettin Yağız, Ata'nın yastık kılıfından tesbihine, yüz havlusundan bastonuna, kahve fincanından kravatlarına kadar pek çok eşyasının bulunduğu evinde ömrünün son demini yaşıyor.

Dönemin siyasilerinin gittiği Sipahiocağı'nda şef garson ve şoför olarak çalışırken, Atatürk'ün birinci yaveri Binbaşı Salih Bozok'un isteğiyle Dolmabahçe Sarayı'na giren Yağız, 7 yıl Gazi'ye hizmet ediyor. 1932 yılının Ocak ayında Ata'ya hizmet etmeye başlayan Yağız, Atatürk'ün bilinmeyen yönlerini anlattı. İşte sarayda Ata'ya hizmet eden, rakısını dolduran, sigarasını yakan son adam Seyfettin Yağız'ın ağzından Atatürk:

UYKUSUNU FEDA ETMEZDİ
Atatürk Kapalıçarşı'da, Cevahirler çarşısını gezeceğini söyledi. Birinci yaveri Binbaşı Salih Bozok, kendisine bir şey söylemeden dönemin valisini arayarak Kapalıçarşı'da önlem alınması için talimat verdi. Atatürk'ün Kapalıçarşı'ya gideceği gün 4 bin polis, 2 bin asker ve 4 yüz subay sivil kıyafetleriyle çarşının içinde ve çevresinde müşteri olarak görev alacaktı. Atatürk, çarşıya girer girmez oradaki insanların sivil olmadığını anladı ve Yaveri Bozok'a hiddetlenerek şöyle dedi: "Salih! Beni milletimin karşısında küçük düşürdüğünün farkında mısın? Bir daha aramıza girmeyin!"

1933'te Atatürk'ün 30 bin lira maaş aldığını söyleyen Seyfettin Yağız, kirada oturan Makbule Ata'nın ev almak için Atatürk'ten 6 bin lira istemesini ve Ata'nın cevabını ise şöyle anlatıyor: "Bu para benim cebimde de olsa, milletin parasıdır. Ben bu paradan sana 6 bin lira veremem."

ROMA'YA GİRERİM TEHDİDİ
Seyfettin Yağız, eğer misafiri yoksa Ata'nın öğleden sonra geç saatlere kadar yattığını da söylüyor. Ata'nın uyandığını Hafız Burhan'ın plağını dinlemeye başlamasından anlardık. Ayrıca öğle yemeği için uykusunu asla feda etmezdi.

1933... İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Pavli Koraçelli bir akşamüstü saraya geldi. Girit, İtalyanlar'ın elindeydi. Koraçelli Ata'ya, 'Girit'te 40 bin İtalyan askeri var ve Mussolini sizden 4 aylığına İzmir'i istiyor. Eğer vermezseniz İzmir'i tamamen alacağını söyledi. Ne diyorsunuz?' diye sordu. Ata 'Yarın 21.00 gibi gel! Cevabımı alırsın!' dedi.

Ertesi gün Koraçelli geldi. Ata askeri elbisesiyle merdivenlerden indi. Sarı çizmelerini giymişti. Elinde sarı kırbacı vardı. Hayatımın en mutlu anını yaşıyordum. Koraçelli'nin gözlerine baktı. Yutkunduğumu çok iyi hatırlıyorum. "Söyle Mussolini'ye, o İzmir'i alamaz! Ama ben Roma'ya girerim' dedi. Koraçelli bir şey söyleyemeden gitti.

HATAY'I NASIL ALDI?
Atatürk'ün Hatay ve İskenderun'u bir gecede aldığını söyleyen Yağız, Hatay'ın anavatana katılışındaki bilinmeyen gerçeği ise şöyle anlatıyor:

Fransa, Hatay konusunda mızmızlanmaya başlamıştı. Ata Şükrü Nail Paşa ve Şakir Paşa'yı çağırdı. Hatay ve İskenderun'un alınacağını, 4 bin atlı süvarinin hazırlatılmasını söyledi. Gece yarısı hiç kimse farketmeden, sadece atlı süvari birlikleriyle Hatay'a girilecekti. Ses çıkmasın diye 4 bin atın ayağına çuval bağlatmıştı. Hayretimi anlatamam. Birkaç saat sonra Kebik Boğazı'nı sessiz sedasız geçen birliğin komutanlarından haber geldi. Hatay bizimdi!

Atatürk'ün yaveri saraya çağırınca hayatı değişti
Bozok,"Ulan hergele sarayda çalışmak ister misin?" demesi üzerine, Yağız saraya yerleşti

1905 yılında İstanbul Sıraselviler'de dünyaya gelen Seyfettin Yağız, 18 yaşında Sipahiocağı'nda garson ve şoför olarak çalışmaya başladı. Yağız, dönemin siyasilerinin geldiği bu mekanda Atatürk'ü iki defa görmüştü.

Saraya konuk olarak gelenlerin de gittiği Sipahiocağı'na sıkça giden bir isim vardı. Atatürk'ün yaveri Binbaşı Salih Bozok... Bir gün Salih Bozok'un "Ulan hergele sarayda çalışmak ister misin?" demesi üzerine Yağız'ın hayatı değişti.

Ve 1932 yılının Ocak ayında Dolmabahçe Sarayı'na, Atatürk'ün maiyet şoförü olarak giren Yağız, Ata'nın isteği üzerine evde hizmet etmeye de başladı. "Atatürk'e 6 yıl, 8 ay, 13 gün hizmet ettim" diyen Yağız, sarayda İtalyanca, İspanyolca, Bulgarca ve Rumca da öğrendi. Atatürk'ün ölümünden üç ay sonra işinden çıkarılan Yağız, Sakıp Sabancı'nın babası Hacı Ömer Sabancı'nın desteğiyle Tophane Deniz İşletmesi'ne girdi. 1962'de emekli olan Yağız, Kasımpaşa'da iki göz bir evde, 120 milyon lira emekli maaşıyla geçim mücadelesi veriyor. Her ay 70 milyon lira kira ödüyor. Yağız'ın, üç erkek bir de kız çocuğu var.

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır