kapat
23.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )

Küçülmeyi durdurma programı

Bankalardan sonra şirketleri kurtarmak için de devletin kaynak ayırıyor. Bu ise enflasyonla mücadeleden ayrı bir uygulama.

Enflasyonu düşürmeyi değil, ekonomide küçülmeyi durdurmayı hedefliyor.

Finans darboğazına düşmüş ama rekabet gücü olan şirketleri yaşatmayı amaçlayan Londra Yaklaşımı'nın Türkiye'ye uyarlanması ve bunun için bir Varlık Yönetim Şirketi'nin kurulmasında son aşamaya gelindi. Reel sektörle finans sektörünün görüşleri netleşti ve bu konuda oluşturulan öneriler Hükümetin onayına sunulmak üzere Hazine'ye iletildi. Karar artık Hükümete kaldı. Hükümete kaldı, çünkü yapılması gereken yasa değişiklikleri yanında bu iş için yüklüce mali kaynakların tahsis edilmesi de gerekiyor.

Bu kaynaklar bankalarda yok. Zaten banka sektörünün kendisi de kamunun yardımıyla bir darboğazdan çıkıyor. Bunun da devlete faturası, kamu bankalarının ki dahil olmak üzere 40 milyar dolara yaklaşıyor.

Devlet mali sistemin batmasına kayıtsız kalamıyor, çünkü ekonomik sistemin tümü çökecek. Bu amaçla da 1994 yılında mevduata devlet güvencesi getirilerek sektör ayakta tutuldu. Ancak aradan geçen zamanda bu fırsatı da iyi kullanamadık.

* Krizden çıkış formülü- Mevduata güvence getirerek mali sektörü ayakta tutarken, bankaların varlıklarının yine ekonomik krizler sırasında zayıfladığını görüp önlemini zamanında alamadık. Mevduat sahibi bazı bankaların batmasıyla nasıl ki parasını sistemden çekeceği ve mali sektörün batacağı hesapları yapıldıysa, bu kez de kredilerin geri dönmemesiyle benzer bir sıkıntının yaşanacağı hesaba katılmadı. Halbuki bu konuda SPK'nın eski başkanı ve hukukçu Ali İhsan Karacan ile yaptığımız bir söyleşide konu iki yıl öncesinden gündeme getirilmişti. "Krizden çıkışa formül" başlığı ile 8 Haziran 1999'da Sabah'ta yayımlanan roportajda Karacan, Varlık Yönetim Şirketi'nin kurulmasını ve bankaların donuk alacaklarının bu şirkete devredilmesini, bunun hukuki düzenlemesinin de gündeme gelen Bankalar Kanunu değişikliği ile yapılmasını öneriyordu. Ancak bu öneri o zaman yanlış algılandı, tartışmaya bile açılamadı. Halbuki o tarihte yapılsaydı hem fatura çok daha küçük olacak hem de bugün içinde kıvrandığımız kriz bu kadar keskin olmayacaktı.

* Geç gelen önlem- Şimdi yapılan açıklamalardan anlaşılıyor ki, Dünya Bankası'nın ve KOBİ'lere açtığı kredilerden dolayı Halk Bankası'nın bu işe sermaye koyması planlanıyor. Yani kamu kesimi reel sektörün krizden çıkması için de kaynak tahsis etmek durumunda. Şimdilik bu miktarın 2-3 milyar dolarla geçiştirileceği tahmin ediliyor. Ancak krizi yönetirken hemen her adımda olduğu gibi, Varlık Yönetim Şirketi'nin kurulmasında da geç kalındı. Bu yüzden önümüze çıkan fatura da büyük olabilir. Uygulama enflasyonla mücadele programından bağımsız bir uygulama. Enflasyonu düşürmekten çok ekonomdeki küçülmeyi durdurmayı hedefliyor.

Sonuç- "Akıl her zaman gönlün oyuncağıdır" La Rochefoucauld

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır