kapat
20.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

BDDK kararları yasal mı?


Karacan'a göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, kurul kararı olmadan suç duyurusunda bulunamaz. Karacan hukuksal sonuçlar doğuracak şu bilgiyi verdi: Alınan kararlarda Kurul'un değil sadece başkanın imzası olduğunu duydum!
Sermaye Piyasası Kurulu eski Başkanı Ali İhsan Karacan göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), kötü organizasyonu ve başarısızlığı ile ders kitaplarına geçecek bir örnek. Karacan, Dünya Gazetesi'nde çıkan makalesinde özerk kurumların karar alma süreçlerinin nasıl olması gerektiğini işledi. BDDK kararlarını 'tartışmalı' diye nitelendiren Ali İhsan Karacan, yazısında şu noktalara değindi:

SIRADANLAŞTI
"BDDK'nın kuruluşundan bu yana yapılan tayinler, BDDK'nın yönetmelikleri, yönetim tarzı ve karar alma süreci buranın kuruluş amacı ve misyonuna uygun bir biçimde çalışmasından uzaklaşmasına neden olduğu gibi bugün ele alacağım karar süreci, BDDK'nın aslında artık bir "özerk kurum" değil sıradan bir "devlet dairesine" dönüştüğünü gösteriyor .

Özerk kurumlar geleneksel bürokratik kurumlardan farklı olarak emir komuta zinciri içinde Bakan-Müsteşar-Genel Müdür ve aşağıya doğru giden hiyerarşik bir karar alma ve işlem yapma sürecine sahip değildir. Bir başka deyişle özerk kurumlarda kurul başkanı, kurul üyelerinin amiri konumunda olmadığı gibi karar alma sürecinde kurulda görev yapan üyeler oylarını kullanmakta bağımsızdırlar.

Bu süreç içinde konular tıpkı Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay ve Danıştay'da olduğu gibi tartışılarak, üzerinde düşünülerek, karşılıklı ikna yada karşıtlıkla ve nihayet gerektiğinde itiraz ve karşı oy şerhleri ile karara bağlanmaktadır.

Özerk kurumlarda bir Kurul Karar Organı olması (KKO) ve kurulun karar organının fiilen toplanarak karar alması (Yani elden dolaştırılarak karar alınamaz) bu kararların alınmasında bazan ağırlıklı nisap aranması özerk kurum örgütlenmesinin temel ve vazgeçilmez özelliğidir. KKO'yı çektiğiniz zaman ortada bir özerk kurum kalmaz.

Kurul başkanları da kurul kararlarının alınmasında ilke olarak diğer üyeler ile aynı ağırlıkta oya sahiptirler.

BEN İYİ BİLİRİM
Kurul Başkanı'nın özerk kurumdaki temel işlevi ise karar organının aldığı kararları kurumdaki diğer insan kaynakları, kamusal güç ve kamusal kurumlar ile icra etmesi; Kurumda koordinasyonu sağlaması; Kurul toplantılarının gündemini belirlemesi ve toplantıya çağırması; Kurulu dışarıya karşı temsil etmesidir. Bunları nereden mi biliyorum? Üç yıl bir özerk kurum olan SPK da başkanlık yaptım ve dünyada özerk kurumların nasıl karar aldıkları konusunda biraz ders çalıştım."

Karacan bu noktadan SPK ve Rekabet Kurumu'nun karar alma süreçlerinin hukuksal olarak iyi tarif edilmiş olduğunu örneklerle anlatarak aynı durumun BDDK yönetmeliklerinde iyi tarif edilmediğini yazdı.

Karacan şöyle devam etti:

"Kanunun m.3/1'de belirttiği görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun kurulduğunu hükme bağlarken m.3/3'de bu kurumun karar organının yedi kişiden oluşan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu olduğunu söylemektedir. Kanun m.3/7 kurulun en az beş üyenin hazır olması ile toplanacağını ve kararların en az dört üyenin aynı yöndeki oyuyla alınacağını; m 7/1 ise banka kuruluş izinlerinde en az beş üyenin aynı yönde kararının gerekli olduğunu hükme bağlamıştır.

KARARI KİM ALIR?
SPK ve Rekabet Kurumu'nda yönetmelikler bu kuruluşların karar organlarının görev, yetki, toplantı ve kararları konusunu tereddüt ve keyfiliğe yer bırakmayacak şekilde düzenlemişlerdir. Buna karşın Bankalar Kanunu, kanunun uygulaması ile kurum karar organı olan Kurulu yetkili kılmış olmasına rağmen BDDK Teşkilat Yönetmeliği ve karar organı olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile ilgili tek bir maddeye sahiptir (m.5). Bu madde ise kısa ve tek bir cümleden ibaret olup Kurum karar organı olduğunu yineleyip 'Bankalar Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde kendisine verilen yetkileri kullanır' denilmektedir.

Kanun hükümleri çok açık, bu yönetmelik BDDK'daki Kurul Karar Organı'nın (KKO) kanundan doğan yetkilerini etkilemez, Kurum'un bütün kararlarının Kurul'un önüne gelmesi ve KKO'nın da en az beş kişi ile toplanıp yine en az dört kişinin aynı yöndeki oyu ile karar alması gerekir diyebilirsiniz. Aslında doğru bir yorum da yapmış olursunuz.

VE DUYDUKLARIM
Ama uygulamanın her zaman böyle olmadığı duyumlarını alıyorum. Yönetmeliğin gerekli ayrıntıları içermemesi ve tereddüt, karmaşa ve duraksama yaratacak nitelikte olması nedeniyle yada bundan yararlanarak duruma ve kişilere göre farklı yorumlar yapılıyor imiş .

Doğru olmadığını temenni ettiğim bir durum suç duyuruları ile ilgili olarak duyduklarım. Bankacılık Kanunu m.21'deki para cezası verme ile ilgili kararlar KKO'nın önüne gelirken daha ağır bir yaptırım olan m.24'e göre yapılan suç duyuruları ile diğer kanunların (Örneğin Ceza Kanunu, Örgütlü Suçlar Yasası gibi ) kapsamı içindeki suç duyurularının yapılmasına hem eski hem de yeni başkanların döneminde Kurul Başkanı karar veriyor imiş. Halbuki suç duyurusu mutlaka ve mutlaka KKO tarafından karara bağlanması gereken bir konu. Bu yetki devredilemez. Başkan KKO'nın suç duyurusu kararını ancak icra edebilir.

Yine benzer bir konu bir Banka ile ilgili olarak ilk başkan DGM'ye ileride göndereceği raporlar ve yapacağı suç duyuruları ile ilgili bir takvim vermiş. Raporlar kurul önüne gelmeden ve içeriği tartışılmadan ve suç duyurusu kararı alınmadan ve hatta raporun kendisi bile yazılmadan BDDK nasıl böylesi bir yük altına konulabilir?"

BEDELİ BİZ ÖDÜYORUZ
Karacan yazısında hükümete yüklenmekten de geri kalmadı. Karacan, BDDK'yı eleştiren bazı siyasetcilere de şöyle seslendi: Bu kurullar kendi kendine oluşup ortaya çıkmadılar...

Bunların hepsinin ardında politik irade var... Onlar belki bugün hatalarını bir yerde kabul ediyorlar, ancak bu hatalarından ders alabilecekleri konusunda kuşkuluyum. Ancak bir gerçek var ki, onların hatalarının neden olduğu olağanüstü yüksek maliyetleri şimdi hep birlikte ödüyoruz.

ALİ İHSAN KARACAN KİMDİR?
1951 yılında Ceyhan'da doğan Ali İhsan Karacan, 1973 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1978 yılında İstanbul Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı ve doçent oldu. 1973 yılında girdiği Maliye Bakanlığı'nda 1981 yılına kadar Bankalar Yeminli Murakıbı olarak görev yaptı. 1994-1997 yıllarında Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Aralık 1997'den bu yana Çukurova Grubu'nda çalışıyor. Çukurova Holding Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyeliği yanısıra gruba dahil bazı şirketlerde Yönetim Kurulu Başkanlığı ve üyeliği görevini sürdürüyor.

AÇILMIŞ DAVALAR DÜŞEBİLİR
ALİ İhsan Karacan, BDDK'nın aldığı kararların tartışmaya açık olabileceği uyarısında bulunurken, "BDDK Başkanı kurul kararı olmadan (yetkili karar organı) suç duyurusunda bulunma yetkisi yok" değerlendirmesini yaptı. Karacan, kurul kararı olmayan suç duyurularının normal bir vatandaşın ihbarı niteliğinde olduğunu söyledi. Karacan "tartışılmalı" diyerek şu soruları sordu:

* BDDK Başkanı'nın Kurul kararı olmadan savcılığa suç duyurusu ile birlikte göndereceği rapor ve bilgiler acaba yargılama açısından kanunsuz elde edilmiş delil durumuna düşerler mi?

* Eğer suç duyurularının ardında, suç duyurusunda bulunma kararı almada tek yetkili olan Kurulun bir kararı yok ise bunun sonuçları nelerdir?

Birincisi, bu, haklarında suç duyurusunda bulunulan sanıklar için önemli bir savunma savı yaratır. Bu ise, bu şekilde açılmış davaların yetkisiz talep nedeniyle düşme ve zaman aşımına uğrama riskini de beraberinde getirir. İleride doğabilecek sorunları önlemek açısından gerek savcıların gerekse sanıkların davayla ilgili Kurul Kararı'nın suretini mahkemeye getirtmelerinde yarar olabilir.

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır