kapat
15.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )

Derviş gider mi?

Kemal Derviş'in zihin yapısı, çalışma sistemi, dünya görüşü ve birikimi ile Ankara'nın zihin yapısı ve çalışma sistemi arasında büyük bir çelişki olduğunu baştan beri biliyorduk.

Kemal Derviş, rasyonel bir dünyadan geliyordu.

İrrasyonalizmin bataklığına balıklama atlıyordu.

Çaresiz kaldığı için kendisini kabul eden Ankara, yaratıcılığın ve şeffaflığın kıyısından bile geçmemişti.

Ben, biraz da kendimi zorlayarak şöyle düşündüm:

Çıkışsızlık öyle bir noktaya geldi ki, Ankara, Kemal Derviş'in klavuzluğuna mecbur kaldı, ister istemez söylenenleri yapacak.

Aksi halde, siyasetin "yaşama zemini" de çatırdayacaktır.

Aylar geçti bazı olumlu adımlar atılmadı değil.

Ama Kemal Derviş, sadece IMF ve Dünya Bankası'ndan "para isteyen", oradaki ilişkileri bakımından kapı kapı dolaşan bir "memur" konuma sokuldu.

Şimdi de, belirli çevreler suyunu ısıtmayı hızlandırdılar.

Neymiş?

Alınan tedbirler yüzünden "kamu kesimi" iyice zora giriyormuş!

Sosyal devlet kenara itiliyormuş!

Bunların kamu kesimi dedikleri "Devlet" biliyorsunuz, toplumun üzerine heyüla gibi çökmüş olan devlet!

Öte yanda; gümrük müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu bakın ne diyor:

"Gelirlerin yüzde 42'sini kamu yutuyor. Bu ekonomi bu kamuyu kaldırmaz."

Akıl bunu söylüyor, Derviş de bunu söylüyor.

Ama yaptıramıyor. Çünkü sistem, devletin sırtına çöreklenmiş, toplumu emerek yaşıyor.

Milliyetçisi, sahte solcusu ve dincisi Derviş'e diş biliyor.

Basındaki "embesil tayfası" da Derviş'i "balık lokantasına" gitti diye eleştiriyor. Dincilerin ekmeğine yağ sürüyor.

Bilmezler ki, bunlar ülkede tırnak tutsa balık yemeyi de yasaklarlar.

A benim, balık yemedikleri için beyni gelişmemiş zavallılarım..

Kemal Derviş giderse kına yakacak mısınız, bakiyim?

Meydan, sizin o "zavallı zeka ortalamanıza" kalacağı için, göbek de atacak mısınız?

Atın atın...

Ankara memleketi batırdığında, nasılsa hep beraber gerdan kıracağız, oynattığımız için...

Çıtkırıldım Ekonomisi
Ecevit, "Dünya Bankası konuşunca ekonomi iyiye gidiyor, IMF konuşunca kötüye gidiyor" demiş...

Bizim ekonomi, kapitalist ekonomi değil ki, sağlam dursun!

Çıtkırıldım ekonomisi!

İstanbul Borsası'nın önünden geçmekte olan karpuzcu ile üzümcü birbirine küfür etse, borsa yüzde 10 değer kaybediyor.

Kimsenin hiçbir şeye güvenmediği şu ortamda, mevcut ekonomiye bile şükretmek gerek!

Kamu
Gümrük müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu, "Bu ekonomi bu kamuyu kaldırmaz" diyor. Yani, devletin binlerce mercedesi bu fakir mahalleye parketmez, demek istiyor! Doğrudur...

Luther-Ladin
Batılı entellektüeller arasında, terörist katil Bin Ladin'i, protestanlığın babası Luther'e benzeten fikir adamları da varmış!.. Bu entel gerzeklerden sadece biz çekmiyoruz demek ki!..

İstismar mevzuu
Siyaset esnafı bas bas bağırıyor:

"Dinin istismar edilmesine karşıyız!"

Ladin'i kast ediyorlar!

Yürüyün be, anca gidersiniz!

Bu memlekette, yıllardır, siyaseti camiin etrafında dolandıranlar kimlerdi? Milletin oyunu kafeslemek için Cuma üstüne Cuma kılanlar kimlerdi? Seçim meydanlarında, kitlelerin dini duygularını gıdıklayanlar kimlerdi?

Türkiye'de siyasette "dini motifleri" istismar etmeyi aklından bile geçirmeyen sadece iki kişi çıktı:

Atatürk ve İnönü!
Geri kalanlar, istedikleri kadar "laik" olsunlar, bu ikili kadar net ve berrak olamazlar.

Mühendis Erbakan
Cumartesi gecesi uykum kaçtı. Işığı yaktım. Bir kitap aradım başucumda...

Ferhan Şensoy'un son kitabı yeni bitmişti. O kadar güzel yazmış ki, kitabın bittiğine hayıflanmıştım.

Kaç gecedir, yattığım yerde ne güzel kıkırdayıp duruyordum.

Çetin Altan'ın "Portreler"ini karıştırmaya başladım, mükemmel üslubu ile anılarından portreler aktardığı...

Bir yerde, İsmet Paşa'dan bir cümle okudum.

Türkiye'nin ne yoksunluklardan geldiğini anlatabilmek için Paşa:

"Ömrümce bir motor yapacak bir mühendis aradım bulamadım!" diyor.

Gece vakti nasıl üzüldüğümü anlatamam.

Hayat nasıl bazen hiç istenmeyen, son derece faydasız ve hatta zararlı mecralara yönelebiliyor diye düşündüm.

Motor mühendisi Erbakan geldi aklıma... O çok methedilen zekasıyla, oturup Türkiye'ye motor yapacağına, yıllar yılı "dincilik" yapmayı tercih etti.

Ne kendi etti rahat, ne aleme verdi huzur!

Barışçı
Barış istemek çok saygın bir davranış ve düşünce sistemi...

Duygulu, lirik ve platonik hatta!

Fakat, palavra karın doyurmuyor ki...

Bakınız, bir tek mantıklı soru ile, bütün lirizm çuvallıyor, yerini ahmaklığa bırakıyor.

Savaşa hazır olmayan, barışı koruyabilir mi?

Savaşmakta kararlı olmayan, barışı sağlayabilir mi?

Hayır!

Siz yeterince güçlü değilseniz eğer, sizi sinek vızıltısı yerine bile koymazlar!

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır