  
Rekabet Kurulu neyi bekliyor?
Ulusal dolaşım (roaming) konusu sonunda kangrene dönüştü. Bu işin çözüldüğünü ilk ağızdan yani Telekomünikasyon Kurulu Başkanı Fatih Yurdal'dan duyalı bir ayı geçti. Ancak Yurdal'ın çözümü Rekabet Kurulu'na gittikten sonra derin bir sessizlik dönemine girildi.
Haliyle başta Aria ve Turkcell olmak üzere GSM operatörlerindeki tedirgin bekleyişi takdir edersiniz. Ne de olsa Yurdal'ın çözümü ne Aria'yı ne de Turkcell'i mutlu edecek bir çözüm değil ama işte bu konuda atılmış önemli bir adım.
Duyduğumuza göre, Turkcell, Aria'nın altyapısını kullanması için yıllık yaklaşık 500 milyon dolar istiyor. Aria ise bu haktan yararlanmak için 100 milyon doları gözden çıkarmış.
Aria ve Turkcell konuyu aralarında çözemeyince devreye Telekomünikasyon Kurulu girmişti. İş uzadıkça, yeterli kapsama alanına sahip olamayan Aria da sabırsızlanmaya başlamıştı. Çünkü istediği abone sayısına ulusal dolaşımdan yararlanmadan ulaşması mümkün olmuyordu.
Bugüne dönersek, Kurul, kendine göre yaptığı dizaynı sonunda Rekabet Kurulu'na iletmiş. Kurul Başkanı Fatih Yurdal'a göre, çözüm hem teknik açıdan, hem maddi açıdan her iki tarafı da tatmin edecek. Ancak yine de ne Turkcell'in ne de Aria'nın dediği olacak. Telekomünikasyon Kurulu'nun roaming konusundaki kararı kuşkusuz Türk Telekom'a ait Aycell için de önem taşıyor.
Şimdiye kadar bulunan çözümün açıklanamamasının sebebi ise Rekabet Kurulu'nun kararını vermemesinden kaynaklanıyor. Yani Yurdal üstüne düşen görevi yaptı, ancak çözüm Rekabet Kurulu'ndan çıkıp da bir türlü açıklanamıyor.
40 defa söyledik
Yurdal aslında bu işte araya girmekten dolayı pek de memnun değil. Sonuç olarak bu işin ticari bir iş olduğunu ve tüm dünyada da tarafların bir araya gelip bir noktada uzlaştığını O da biliyor. "40 defa söyledik. İkiniz de bizim üreteceğimiz çözümden memnun olmazsınız dedik ama dinletemedik" diyor. Sonra da her iki tarafın istekleri arasındaki uçurumu anlatmak için güzel bir örnek veriyor: "Ortada bir kilo domates var. Taraflardan biri, 'ben bunu 35 milyon liradan satarım,' diğeri de '2.5 liraya satın alırım' diyor." Yurdal bekledikleri yaklaşımı iki tarafın da gösteremediğinden şikayet ediyor.
Ulusal dolaşım çözümünde başta Almanya, İtalya ve Danimarka olmak üzere Avrupa ülkelerinden örneklere bakılmış. Türkiye'deki ekonomik göstergelere ve maliyete dikkat edilmiş. Anladığım kadarıyla çözüm, eski girenlerin haklarının gaspedilmesini de engelleyecek.
Peki Rekabet Kurulu kendilerine uzun süre önce iletilen ve böylesi önemli bir konu hakkında neden hala bekliyor?
Gelirler şaşıyor ama TAV yoluna devam ediyor
Geçen gün savaş hali gibi önemli mücbir sebepler yüzünden iş dünyasının sözleşmelerde değişikliğe gitmeyi gündemlerine aldıklarını ve işadamlarının feryatlarını dile getirmiş, Atatürk Hava Limanı Dış Hatlar Terminali'ni rekor denecek kadar kısa bir sürede inşaa ederek işletmeye başlayan TAV'ın da savaş korkusuyla azalan yolcu sayısından etkilendiğini yazmıştım. Çeşitli çevrelerde 'Acaba TAV sözleşmeyi mi bozuyor' gibi bir soru ortaya çıkmış.
Akfen'in patronu Hamdi Akın hemen bu tedirginlikleri gideriyor. Akın'dan gelirlerin şaştığını ancak TAV'ın yoluna devam ettiğini öğreniyorum. Akın özetle şöyle diyor: "TAV başladığından bugüne bütün şanssızlıkları yaşamış bir proje. İnşaat sıralarında APO'nun yakalanması dolayısıyla turizm gelirleri düşmüş, biz de etkilenmiştik. Sonra deprem, bu yılın başında da devalüasyon ve sürmekte olan ekonomik krizden etkilendik. Şimdi bunlara bir de savaş hali eklendi. 1997'de yapmış olduğumuz sözleşmenin maddeleri tek tek aleyhimize bozuldu. Gelebilecek her türlü melanet bu projeye geldi. Buna rağmen, TAV bugüne kadar tüm kredilerini vadesinde ve hiç aksatmadan geriye ödeyen bir proje olmayı başarıyla sürdürüyor."
|
Magazin
