kapat
07.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Teröre karşı birlikte savaşacağız


Başbakan Ecevit, kilit ülke konumuna gelen ve kendisini uluslararası arenada yalnız hisseden Pakistan'a iyi niyet elçisi göndererek güven tazeledi, stratejik işbirliği önerdi
Türkiye 11 Eylül saldırısı sonrası kilit ülke durumuna gelen Pakistan'a, 'tarihi dostluk ve kardeşliğin' gerektirdiği dayanışmayı göstermekte geç mi kaldı? Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel başkanlığındaki heyetin 6 Ekim Cumartesi günü başlayan Pakistan ziyaretine damgasını vuran soru bu oldu.

Ankara, Pakistan devlet başkanına tıpkı ABD gibi baştan beri belki çok sıcak bakmıyordu. Bu mesafeli duruş Pervez Müşerref'in haziran ayında kendisini cumhurbaşkanı ilan etmesiyle daha da belirginleşmişti. Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Başbakan olmakla yetinmeyip bir de devlet başkanı olan Pervez Müşerref, Ankara'ya hoş görünmeyi pek başaramamıştı. (Bu arada Müşerref'in Genelkurmay Başkanlığı görev süresi uzatıldı. Cumhurbaşkanı Sezer'in gönderdiği kutlama mesajında da Pakistan bu soğukluğu hissetmişti.

PAKİSTAN NEDEN KIRGIN?
Ancak Türkiye-Pakistan ilişkileri üzerindeki kara bulutlar yalnız bu değildi. Eski yıllarda ortalama yılda iki kez karşılıklı ziyaretler yapılırken, Ecevit başkanlığındaki hükümet Pakistan'a devlet ziyareti yapmamış, aksine Başbakan Ecevit Pakistan'ın can düşmanı Hindistan'a giderek Pakistan halkını kırmıştı. 11 Eylül krizinden sonra Ankara'dan gelen gecikmeli mesajlar ise Pakistan'ın beklediği netlikte olmamıştı.

Bütün bunlara Pakistan'a akan diplomasi trafiğindeki yoğunluk da eklenince, Başbakan'ın mesajını ileten Devlet Bakanı Gürel'in ziyareti ancak 6 Ekim'de gerçekleşebildi. Peki bu ziyaret Blair ile Rumsfeld ziyaretleri arasında kaynadı ve önemini yitirdi mi? Bizce bu kadar basit değil. Bir kere Pakistan kırgın dahi olsa, iki ülke arasındaki tarihi bağlar bu tür kırgınlıkların çok ötesinde. Pakistan'ın KKTC bayrağının dalgalandığı tek ülke olduğu unutulmamalı.

KOCAMAN BİR 'WELCOME'
Pakistan ABD ile yeni ve uzun sürecek bir stratejik işbirliğine başlıyor. Taliban yaratıldığında Amerika buna göz yumdu, daha ötesi Pakistan'ın Talibanlaşmasına da aldırmadı. ABD'nin aradan çekilmesiyle Pakistan köktendinci oldu. Pakistanlı bir yetkilinin bize söylediği gibi "Pakistan'ın Talibanlaşmasını Amerika yaptı." Şimdi Pakistan bu 'düşman' ülkeyle teröre karşı işbirliği yapmak durumunda. Gözler üzerine çevrilmiş, tarihi bir rol üstlenirken Pakistan kendisini çok yalnız hissediyor. İşte bu açıdan eski dostu ve ABD'nin geleneksel müttefiki Türkiye, Pakistan yönetimi için büyük önem taşıyor. Ve bu bağlamda Türkiye'den gelen dostluk ve dayanışma mesajına Pakistan kocaman bir 'welcome' (Hoşgeldiniz) diyor.

ECEVİT İLK GÜN GELMELİYDİ
Pakistan'ın başkenti İslamabad'da kırgın oldukları her hallerinden belli olan kişilerce söylenen şey şu: "Başbakan Ecevit, olayın ertesi günü burada yanımızda olmalıydı." Geç de olsa Gürel başkanlığındaki heyetin Ecevit'in mesajını taşıyan ziyareti aradaki köprüyü sağlamlaştırdı.

Pakistan halkının Türkiye'ye hala güvendiği ve destek beklediğinin bize göre en güçlü göstergelerinden biri Gürel'in basın toplantısına katılan Pakistanlı gazetecilerin Türkiye'nin hangi konularda yardım edeceği hakkındaki detaylı soruları oldu. Gürel'in cevabı "Pakistan zor bir dönemden geçiyor. Kalıcı dostluk ve kardeşliklerin sınandığı dönem böyle dönemlerdir. Bizim burada olma sebebimiz dostluğun teyidi, pekiştirilmesidir. Teröre karşı birlikte tutum oluşturmak için geldik. İnsanlık adına ne gerekirse yardım etmeye hazırız" oldu.

GÜVEN TAZELENDİ
Başbakan Ecevit, teröre karşı 1 haftadan önce başlaması beklenmeyen savaş öncesi, kilit ülke Pakistan'a güven tazelemek amacıyla Devlet Bakanı Prof. Şükrü Gürel'i görevlendirdi. Gürel'in ziyaretine iştirak eden resmi heyette Genelkurmay Başkanlığı Plan ve Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Bekir Kalyoncu; Dışişleri Bakanlığı Osta Asya Genel Müdürü Büyükelçi Türkekul Kurttekin; Kızılay Genel Müdürü Fatih Evren bulunuyor.

13.15'TE Pakistan Dışişleri Bakanı Abdul Satrar ile yapılan görüşme ve çalışma yemeğinde iki ülkeyi ilgilendiren tüm konular detaylı bir şekilde ele alındı. Uzun nefesli olacak terörle savaşta Türkiye, Pakistan'ı lojistik destekle de destekleyeceğini anlattı. Ayrıca olası bir mülteci akınına karşı da yardım vaat etti. Bakan Gürel bu konuda "Bir mücadele kollektif olduğunda, sonuçları da paylaşılmalı. Umarız harekat buna yol açmaz. Ancak eğer Pakistan veya bölge ülkeler mülteci akınıyla karşılaşırsa, uluslararası örgütlerin de sorumluluğu olmalı ve göreve koşmalılar" dedi.

Pakistan ile üzerinde tam uzlaşılamayan tek bir konu var. O da Taliban... "Afganistan'da kurulacak geniş tabanlı yeni sisteme Taliban katılacak mı?" sorusuna Devlet Bakanı Gürel "Taliban'ın katılıp katılmaması sorun değil; yeni sistemde hükümete Afganistan'daki tüm halk unsurlarının katılması. Taliban böyle bir unsuru temsil ediyor mu, etmiyor mu? O konuda görüş ayrılıkları olabilir" dedi.

Mektup, savaş sonrasını planlıyor
Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel dün saat 15.00'te Pakistan Cumhurbaşkanı Orgeneral Pervez Müşerref tarafından kabul edildi. Başbakan Ecevit'in dostluk ve dayanışma mesajını iletti. Ancak Ecevit'in mesajı bir dayanışma ve güven tazelemeden daha öteye gidiyordu. Pakistan'a, terörle savaş amaçlı harekat sonrasında Afganistan'da kurulacak hükümetle ilgili Türkiye'nin görüşü de aktarılıyordu.

Türkiye "Afganistan'da savaş sonrası kurulacak geniş tabanlı bir hükümetin ülkedeki tüm unsurları ve tabii Kuzey İttifakı'nı da kapsayan, tüm halkları kucaklayıcı ve uluslararası desteğe sahip bir yönetim olması gerektiğini" iletti.

İKİ ÜLKE UYUMLU
Bakan Gürel "Pakistan ile tam uyuştuğumuz nokta şu: Hiçbir dini inanç veya bölge ile terörizm özdeşleştirilemez. Terörizmle savaş uzun soluklu bir mücadele olarak sürdürülmeli. ABD terör suçlularını bulacak ve cezalandıracak. Türkiye ve Pakistan'ın görüşleri bu konuda tam bir paralellik içindedir.

Suçlular bulunup cezalandırılmalı ancak suçsuz Afgan halkının cezalandırılmaması konusunda birleşiyoruz. Çünkü bu terör eylemine karşı elbette karşı adım atılacak ama hedefler saptanmalı ve teröristler cezalandırılmalı. Afgan halkı bunalım döneminde zarar görmemeli, tersine bundan sonra refahının sağlanması için uluslararası alandan destek gelmelidir" dedi.

NURDAN BERNARD

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır