SABAH'ın sorularını yanıtlarken, "Tepki eğer 'Bu düzenlemenin Anayasa paketinin içinde ne işi vardı? Buna gerek var mıydı' şeklindeyse, bu tartışılır" diyen İzgi, "Yok eğer, tepki zamanlamaya ise, henüz bir artış olmadığı için zamanlama hatasından da bahsetmek mümkün değil" diye konuştu. İzgi, şöyle devam etti:

"Basın sanki Anayasa değişiklikleri onaylandığı anda zam yürürlüğe girecekmiş gibi bir hava veriyor. Bu doğru değil. Anayasa değişiklikleri kapsamında yapılan, milletvekillerinin maaşının tanziminde izlenecek yöntemi belirlemek olmuştur. Artışın fiilen gerçekleşmesi için ise bir kanun çıkması gerekmektedir."

Milletvekili maaşlarının artmasını sağlayacak bu yasanın ne zaman gündeme geleceğinin şu anda belli olmadığını da kaydeden İzgi, "O zaman bir zamanlama yanlışlığından bahsetmek de mümkün değil. Çünkü şu aşama henüz bir artış yok" dedi.

İzgi, SABAH'ın, "Şu aşamada bir artış söz konusu olmasa da, yasayla bunu sağlamak mümkün. Kamuoyunun tepkisi dikkate alındığında, bu yasanın ne zaman gündeme gelebileceğini söyleyebilir misiniz?" sorusuna ise, "İşte o yasanın zamanlamasını iyi seçmek gerekir. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, yasanın gündeme gelmesi ve yürürlük tarihinin belirlenmesinde, TBMM zamanlamayı ayarlayacaktır" yanıtını verdi. İzgi, kamuoyunun Cumhurbaşkanı'na yönelik düzenlemenin iptali yönündeki baskısının anımsatılması ve "Bu konuyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanı ile özel bir görüşme yapmayı düşünüyormusunuz?" sorusunun yöneltilmesi üzerine de, "Açıklamalarım net. Görüşlerimi açıkça dile getirdim. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı ile özel bir görüşme yapmayı şu aşamada gerekli görmüyorum" dedi.

TBMM Başkanı, kıyak zam önergesinde imzası bulunan bazı milletvekillerinin "pişman" olduklarına ilişkin açıklamalarına ise şaşırdı. Hayretle "Neye imza attıklarını bilmiyorlar mıymış?" diye soran İzgi, "Bu durumu ilk sizden duyuyorum" dedi ve şöyle ekledi:

"Ben grup başkanvekilliğim sırasında hiçbir arkadaşımdan bilgi vermeden imza almadığım için garipsedim. Grup başkanvekili iken bir arkadaşımdan imza alıyorsam, kendisine durumu açıklardım. O nedenle de grup başkanvekilliğim sırasında grupta döküntü olmazdı. Herkes birlikte oy kullanırdı."

Şebnem HOŞGÖR