 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
Magazin |
|
Kampüs
|
|
Astroloji |
|
|
|
Para Durumu |
|
Hava Durumu |
|
|
|
Bizim
City |
|
Sizinkiler
|
|
|
|
Sarı Sayfalar |
|
İstanbul |
|
|
| Cumartesi Eki |
|
Pazar Eki |
|
|
|
Künye
|
|
E-Posta |
|
Reklam |
|
Arşiv |
 |
|
Blair Bush'u gölgede bıraktı 
İngiltere Başbakanı Blair, 11 Eylül saldırısının ardından terörle mücadelede liderliği eline aldı. Bush'un açıklarını kapatan Blair, ölçülü ve kararlı tutumuyla bütün dünyanın desteğini kazandı 11 Eylül terörist saldırıları, teröre karşı kurulan koalisyonun liderliğini üstlenen İngiltere Başbakanı Tony Blair'in yıldızının parlamasını sağladı. Açıklamalarıyla, gerçekleştirdiği mekik diplomasisiyle dünyanın teröre karşı birleşmesini sağlayan Blair, ABD Başkanı George W. Bush'un açıklarını da ustalıkla kapattı. Bu tutumuyla takdir kazanan Blair, dünya basınından da övgü aldı. Saldırılara Amerika tam anlamıyla hazırlıksız yakalanmıştı. Başlarında George Bush gibi Afganistan'ın haritadaki yerini bile bilmeyen, Pakistan'ın devlet başkanının adını hatırlamayan, dış politika konusunda cahil bir başkan vardı. Başkanın kabinesi ise "şahinler" ve "güvercinler" olarak bölünmüş ve birlikte hareket etmeyi becerememişti. BLAIR İMDADA YETİŞTİ İşte bu dönemde ABD'nin imdadına "en yakın müttefiki" olarak değerlendirilen İngiltere'nin başbakanı Tony Blair yetişti. Hem askeri hem diplomatik cephede ABD'ye destek için harekete geçti. Teröre karşı savaşta Amerika'dan daha istekli olduğunu göstererek onlarca gemisini ve binlerce askerini bölgeye gönderdi. Ardından da mekik diplomasisine başlayarak teröre karşı kurulan koalisyonu örgütledi. Özellikle son günlerde yaptığı Rusya, Pakistan ve Hindistan ziyaretlerinde önemli anlaşmalar gerçekleştirdi. Blair bu dönemde ABD Başkanı George Bush'un açıklarını kapatmak gibi önemli ve zor bir görevi de üstlendi. Bush, "Haçlı seferleri" gibi gaflarla, teröre karşı savaşta yanına alması gereken İslam devletlerini uzaklaştırırken, Blair bunun "İslam'a değil terörizme karşı açılmış bir savaş olduğunu söyleyerek İslam ülkelerini sakinleştirdi. Saldırının ardında Suudi terörist Usame olduğunu gösteren kanıtları açıklamakta gecikmesi ABD'nin niyeti konusunda şüphelere yol açınca, Blair İngiliz parlamentosunda delilleri teker teker açıklayarak bütün dünyayı ikna etti. Adeta bir köprü görevi gördü. ABD onu "Avrupa'nın desteğini sağlayan ortak" olarak değerlendirdi. Avrupa ise "ABD'nin aşırı tepki vermesini engelleyen, daha dikkatli ve ılımlı davranmasını sağlayan kılavuz" olduğu için alkışladı. NE ZAMAN BAŞKAN OLDU? Ancak kimilerine göre Blair bunları yaparken parlamenter bir rejim tarafından göreve getirilen bir başbakan olduğunu unutarak doğrudan halk tarafından seçilmiş bir başkan gibi hareket etti. İngiliz Telegraph gazetesi geçtiğimiz günlerde "Blair'i ne zaman başkan seçtik?" diyerek bu konuya dikkat çekti. Times gazetesi başbakanı "Gezegeni kurtarmaya çalışan bir kahraman"a benzetti. Financial Times gazetesi ise Blair'i Hazreti Musa'ya benzetti. Robert Shrimsley imzalı yazıda şöyle denildi: Ne yazık ki CNN Hz. Musa'nın Sina dağından 10 Emir ve dünyaya bir mesajla inişini görüntülemek için orada değildi. Ancak sakalını kesip, değneği kaldırıp, takım elbise giydirirseniz tamamen Tony Blair'e benzerdi. Genelde bir mahalle papazına benzeyen Başbakan, bir ahir zaman peygamberi gibi... Diğer İngiliz gazeteleri de "Başkan Blair ve Başbakan Bush" gibi başlıklar attı. Eleştirilere rağmen Blair'in halk arasındaki desteği artarak devam etti. Kamuoyu araştırmalarına göre Blair'e verilen destek 11 Eylül'den beri yüzde 18 artarak yüzde 67'ye ulaştı. Halkın yüzde 72'si ise Blair'in terörizmle mücadele yöntemini onayladığını açıkladı. |
