kapat
11.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
YAVUZ DONAT

Mektup

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Ömer İzgi'ye bir mektup geldi... El yazısı ile yazılmıştı... Ve "şu cümlelerle" sona eriyordu:

- Çaresizlik canıma tak etti... Günlerdir uyuyamıyorum... Karar verdim, kendimi öldüreceğim.

Ömer İzgi hemen "sağı solu" aradı:

- Araştırın... Bana acele bilgi getirin... Bu vatandaşımız için ne yapabilirim?

***
Dün Meclis'teydik.

Öğle yemeğini Ömer İzgi ile birlikte yedik.

Bir ara sorduk:

- Cebeci pazarına gidecektiniz?.. Ne oldu?.. Gittiniz mi?

Başkan "gittim" dedi.

- Pazarda neler dinlediniz?

- Herkes yakınıyor... Herkes dertli... Ben aralarına girince, çekinmeden, bütün şikâyetlerini sıraladılar.

***
Sonra "diğer pazarları" konuştuk.

Örneğin, Esenboğa Havaalanı'nın bitişiğindeki Çubuk ilçesinin pazarını.

Örneğin "Elmadağ pazarını."

Sohbet sırasında Başkan bize sordu:

- Toplumda, derdini en rahat anlatan... En çekinmeden konuşan kesim hangisi?

"Memurlar galiba... Ya da işçiler" yanıtını verdik.

Meclis Başkanı:

- Hayır hayır!.. Esnaf kesimi... Öylesine dertliler ki... Haklılar da... Millette para olmayınca, esnaf da iş yapamıyor.

***
Ömer İzgi:

- Benim de elim kolum bağlı... Eskiden, siyasetçiler iş isteyeni KİT'lere gönderirmiş... Seçmenini, devlete yerleştirirmiş... Şimdi o yol kapandı... Torpil dönemi bitti.

***
Ömer İzgi'nin "üzerine basa basa söylediği bir şey daha" var:

- Evet, herkes şikâyetçi... Ama konuştuğum kimselerden hiçbiri de "bu hükümet gitsin... Yerine şu hükümet gelsin" demiyor... Herkes sorunlarının çözülmesini bekliyor... Ve bunu da, bu hükümetin başarmasını istiyor.

***
Yemekten sonra kahvelerimizi içerken Ömer İzgi sordu:

- Siz de halkın içindesiniz... Halk size neler söylüyor?.. Sizin düşüncenizi de öğrenmek isterim.

Başkan'a anlattık ki...

Halk belki "bu hükümet gitsin... Şu hükümet gelsin" demiyor ama...

"İşbaşındaki hükümete de" güvenmiyor.

Zira hükümet "ey halkım... Sorunlarını biliyorum... İşte önlemler... Sizi düzlüğe çıkaracağım" diyemiyor.

Bir "kararlılık... İnandırıcılık" sergileyemiyor.

"Söylediğini yerine getirecek güçte olduğunun" işaretlerini veremiyor.

***
Ömer İzgi ile konuştuktan sonra gazeteye döndük.

Odamızda "iki genç hanım" bekliyordu.

İkisi de "üniversiteyi başarıyla bitirmiş."

İkisi de "yabancı dil biliyor."

Ve ikisi de işsiz.

Onlara "ancak sınavla işe girebileceklerini... Devlette torpil döneminin kapandığını" anlatıyorduk ki...

"Hayır" dediler:

- Bazı arkadaşlarımız birer torpil buldular... Siyasetçileri... Ve işe girdiler... İsimlerini ister misiniz?

***
Ülkemizde her gün "3.660 bebek doğuyor."

Her gün "3.890 kişi 22 yaşını dolduruyor."

Yine her gün "2.500 kişi işgücü piyasasına girip, iş aramaya başlıyor."

İş bulamayınca da...

Kimi içine kapanıyor.

Kimi de kağıdı kalemi alıp, TBMM Başkanı'na mektubu döşeniyor:

- Açım... Uykusuzum... Çaresizim... Kendimi öldüreceğim.

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır