kapat
06.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Karar zamanı

Ekmek derdi, özgür yaşama özlemlerini unutturmamalı. Ekonomik kriz, geleceğimizi de karartmamalı..

Kapanan fabrikalar, artan işsizlik ve yoksulluk, Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini siyasi gündemimizden düşürdü.

Oysa Mesut Yılmaz'ın dediği gibi Türkiye bir yol ayrımına gelmiştir:

Ya çağdaş dünya ile beraber yürüyeceğiz veya Saddamlar'ın, Miloseviçler'in karanlık ve kaygan yolunda kaybolacağız.

Türkiye'nin demokratik geleceğinin Avrupa Birliği'nde olduğuna dair bir ulusal mutabakat vardır ve "Ulusal Program" bunun siyasi belgesidir. AB üyeliği yalnız insan onuruna saygılı bir yaşamı garanti etmekle kalmayacak refah yaratan bir ekonomik kalkınmanın da olanaklarını sunacaktır.

Yani ekonomik zorluklar, AB sürecini ihmal etmenin değil, tersine onu hızlandırmanın sebebi olmalı.

ANAP kongresinde Mesut Yılmaz, ulusal güvenlik kaygılarının Türkiye'nin önünü tıkadığını, bu tabunun yıkılması gerektiğini söyledi.

Çağrısı haklıdır. Bu tartışma MGK toplantılarının dar alanına hapsolmamalı.

Yılmaz ulusal güvenliğin "üniter devlet" ve "laik rejim" ayakları üstünde yeniden tarif edilerek siyasetin alanını genişletmek istiyor. Çünkü tren kaçmak üzeredir.

Öte yanda askerler ve askerlerin kaygılarını paylaşanlar, dini ve etnik bölücülüğün yarattığı tehditler nedeniyle AB sürecini hızlandıracak adımlara itiraz ediyorlar.

Düşünmek lâzım..

Çağdaş değerler bu tehditleri azdırır mı, söndürür mü? Bunun cevabı açık:

Demokrasi ve özgürlük yüzünden bölünmüş, devrilmiş, halkı mutsuz ve yoksul olmuş hiç bir ülke ve rejim yok.

Ama bu korkularla yönetilirken korktuğuna uğrayanlar pek çok..

Genç seçim

Üniversite adayları, eğitim programlarının seçimini yapıyorlar.

Sınav puanları onları sınırlıyor. Ama önlerindeki seçenekleri hangi kaygılarla değerlendiriyorlar acaba? Çoğunun hedefi şu:

Saygın bir meslek ve çok para..

Oysa Harvard İşletme Okulu'nun ve Amerika'nın en genç işletme profesörlerinden Mark Albion farklı bir ölçü öneriyor:

"Sevdiğiniz şeyi yapın.."

Yani meslek seçimi tercihinize "çok para kazanma" duygusu yön vermesin. Cesur olun, sevdiğiniz şey parayı da getirecektir.

Prof. Albion 1500 öğrencisini 20 yıl izlemiş ve şu hayat dersi çıkmış:

Paraya odaklananların yüzde 1'i bile başarılı olamamış ama sevdikleri şeyi yaparak mali geleceklerini riske atanların yüzde 40'ı milyoner (dolar milyoneri) olmuş.

İrlandalı şair Yeats'i tanık gösteriyor:

"Eğitim, kovayı doldurmak değil, ateş yakmaktır!"

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır