kapat
06.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Siyasetçinin oyun alanı daraldı


Hazine yetkilileri, "Ekonomideki riskler eninde sonunda Hazine'ye maliyet olarak yansıyor. Eski programda bankalara yüklenen risk, Fon'a alınan bankalar nedeniyle devlete döndü" yorumu yaptı
Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, ekonomik programın üzerindeki siyaset ve popülizm bağlantısının kopma noktasına geldiğini önceki gün Ekonomi Muhabirleri Derneği üyelerine dağıttığı raporlarla açıkladı. Çok çarpıcı tespit ve açıklamaların bulunduğu raporda, siyaset-ekonomi-popülizm üçgeniyle ilgili olarak şu sözlere yer verildi: "Şu anda bütçede kaynak olarak dağıtılabilecek çok fazla şey kalmamıştır.

Tüm bütçe kalemlerinin gelir ve gider dengesi belirlenmiş durumdadır. Bu, siyasetçinin oyun alanının giderek daraldığını ortaya koymaktadır. Yaşanan olayların, siyasetçiyi harcama reformu konusunda belli bir noktaya getirdiği düşünülmektedir. Dünya Bankası ile program amaçlı, Finansal ve Kamu Sektörü Kredisi Anlaşması imzalanmıştır. Bu durum siyasi kabul anlamına gelmektedir."

Harcama reformunun kamuoyunun gündemine her zaman getirilmediğini belirten yetkililer, internette yayımlanan bütçeyi kalem kalem kontrol edecek bir sivil toplum örgütü olmadığını ve kamuoyunda bütçe harcamaları konusunda lojman ve taşıt sayısına takılıp kalındığına dikkat çekti.

SİSTEM DEĞİŞECEK
Dalgalı kur sistemine geçtikten sonra bankaların, yıllardır alıştıkları pozisyon açığı ve öngörülebilir kur sisteminin, Hazine bonolarına yatırım yapma sisteminin daha fazla yürüyemeyeceğini gördüklerini ifade eden yetkililer, şöyle devam etti: "Ekonomideki riskler eninde sonunda Hazine'ye maliyet olarak yansıyor. Geçen yıl faiz riskini bankalara yıktık. Ancak maliyetten kurtulamadık. Fon'a devredilen bankaların zararlarını üstlenmek zorunda kaldık. Ancak şimdi ülke riskinde artış söz konusu olmadı."

"Ortada talep varsa, bu talebi de yok edemiyorsanız, bir şekilde talebi karşılamak durumundasınız" diyen yetkililer, "Karşılammanız durumda ekonomiye etkileri daha olumsuz olabiliyor. Sınır yok ama talep de ekonomiye zarar vermeyecek ölçüye inmeli" yorumu yaptı.

Faizde 10 puan revizyon
Hazine Müsteşarlığı, ekonomi muhabirlerine yönelik bilgilendirme stratejisi çerçevesinde, borçlanmanın anatomisi hakkında, şu değerlendirmeleri yaptı:

*İç Borç Yükü: İç borç stokumuz 2000 yılı sonunda 36.4 katrilyon lira idi, 2001 yılı Haziran sonunda 90.3 katrilyon liraya yükseldi. Bunda krizin etkileri ve bankacılık sektörünün maliyeti var.

*İç Borç Faiz Oranları: Yıllık ortalama faiz oranı yüzde 81 olarak öngörülmüştü. Ancak ilk 7 ayda faiz ortalaması yüzde 112 oldu. Bu nedenle yıllık ortalama faiz hedefi 10 puan revize edildi ve yüzde 91'e yükseltildi. Bu faizin, 2001 bütçesine etkisi kısıtlı olacaktır. 2001 faiz harcamalarında revizyona gerek yok.

*Borç Yapısı: 2000 yılı Aralık ayında borç stokunun yüzde 56'sı sabit faizli, yüzde 36'sı değişken faizli, yüzde 8'i de dövizli kağıtlardan oluşuyordu. 2001 Haziranı'nda sabit faizli kağıtların oranı yüzde 18'e indi. Değişken faizli kağıtların oranı yüzde 57'ye yükseldi. Yüzde 15 dövize endeksli kağıt stoka girdi. Döviz cinsinden kağıt stoku ise yüzde 8'den yüzde 10'a yükseldi. Borç stoku manipülasyona kapalı.

*Dövizle Borçlanma: Dövizle borçlanmada üst limit yok. Dövizle borçlanmanın en önemli nedeni ağırlıklı olarak dalgalı kur politikası nedeni ile bankaların risklerinin çok artması idi. Hazine açısından bu borçlanmanın maliyeti de daha ucuz. Bir yıl vadeli yüzde 12 reel faizli borçlanma imkânı yoktu.

*Kısa Vadeli Avansa Alternatif: Merkez Bankası Kanunu ile kısa vadeli avans kullanma olanağını kaybettik. Ancak, Borçlanma Kanunu ile yetki alıyoruz. Hazine, Merkez Bankası dışında da çalışma yetkisi alacak.

Yolsuzlukla mücadele polisiye önlemle olmaz
Hazine yetkilileri raporda, şimdiye kadar yolsuzluklarla mücadele konusunun polisiye tedbir olarak ele alındığını, sistematik bir yaklaşımla yolsuzlukla mücadeleye girilmediğini de ifade etti. "Yolsuzluklarla mücadeleyi polisiye tedbirlerle bir noktaya kadar getirebilirsiniz" diyen yetkililer, hukuk sistemi ve harcama sistemi nedeniyle yolsuzluğun kendini yeniden üretebileceğine dikkat çekti. Raporda, "Sistem kuralları ne kadar şeffaf, ne kadar açık konursa, harcanan kaynakların nerelere gittiğinin etkin olarak sorulursa, bunun yolsuzlukla mücadeleye ve kamu harcama sistemine katkısının da o kadar büyük olur" ifadesine yer verildi.

Rapora göre Türkiye'de bugün irili ufaklı 5 bin tane kamu yatırım projesi bulunuyor. Bu yatırımların siyasi ya da başka nedenlerle programlara alındığını kaydeden yetkililer, hiç yatırım yapılmasa dahi mevcut projelerin tamamlanması için 16 yıl gerektiğini belirtti.

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır