kapat
30.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )

Nişantaşı kadını.. Marka koyar adını..

Yakında Nişantaşı kadını üzerinde sosyal hırlaşma çıkacak dersem, şaşırmayın.. Çünkü artık bu

türün de tarifi yapılmaya başlandı.. Kimbilir yakında belki de birileri Türk Standartları Enstitüsü'ne başvurup bir tarif patenti alır..

Rahmetlİ Kemal Tahir'in romanlarından birinden aklımda kalmış replik.. Romanın tiplerinden biri gidişatın üzerine tahlil yapıyor.. Zaman ellili yılların başı..

İsmet Paşa'nın aklına uyulup çok partili hayata geçilmiş.. Dünün kıçı yamalı köylüsü azmış.. Eşraftan biri bu hallerden yakınırken:

- "Yıl kısmı 1930'du, 40'tı, dedi mi korkacaksın.. On senede biri illa ki bir rezillik çıkarır.." diye konuşuyor..

***

Sözünü ettiği rezillik de köyden gelen ilk göç dalgasının sonuçları.. En ücra kasabanın "kalın paltolusunun" bile kendini burjuvadan sayıp, köyden gelene dudak büktüğü yıllar..

Ama köylünün hesabı kasabalıya uymadı.. Şehirlinin malı, zaman içinde köyden gelenlerin eline geçti.. Ardından "Biti kanlanan" köy çocuklarından gelme yeni bir nesil türedi ki ortak paydaları asalet merakıdır..

Nişantaşı trendi..
Üç kuşaktan beri şehirde oturan herkesin (Kuşaklardan biri kasabada geçmişse o da idare eder) kendisini Prens Charles'in at uşağı kadar asil hissettiği bir ortamda ölçüler değişiyor..

Asil gözükmenin trendi bazen 1950'lerde Moda Klübü'nde yemek yemekle ölçülüyordu, şimdi de Laila'nın kapısında beklemekle..

Türk Medyası'nın "Kımıl zararlısı" sayılan Aktüel de "Nişantaşı trendi" diye yeni bir tarife girmiş.. Hazırladığı yazıyı "Nişantaşı kızları" başlığıyla servise sunmuş..

Akıllıca iş..

Lakin kapkaççı kısmının aklına "karpuz kabuğu düşürmekten" öte faydası yok..

Ortaya bir iddia attın mı tarifini de doğru vereceksin.. Aktüelciler de o niyetle yola çıkmış..

Ancak Nişantaşı üzerine söylenen rivayetin başı kıçı belli olmadığından ortaya öyle bir kadın tarifi çıkmış ki ben diyeyim cennet perisi, siz deyin şeftali kurusu..

***

Nebil ile daha çok geceleri takılırız.. Çift gezeriz, şeker ezeriz.. Bu beraberliğimiz 17'nci yüzyılın saz şairi Seyyat Hamza ile çırağı Şettar'ın ilişkisine döndüğünden ondan ben mesul sayılırım..

Nişantaşı kadınlarını anlatan yazıyı "Acaba bizim Nebil'e hayırlı bir kısmet çıkar mı?" diye dikkatle okudum..

Sonuç mu? Evet kısmet kesinlikle çıkıyor..

Ne var ki sonunun hayırlı bitme ihtimali yok.. Neden derseniz, tarife göre Nişantaşı kadını sadece üç yerden alışveriş etmek durumunda.. Birincisi Makro, ikincisi Şütte, üçüncüsü de buna benzer bir yer..

Buralara kendim de girip çıktığımdan bilirim..

Mutfak harcını buradan görmeye kalkıştın mı bittin.. Dudullu'daki dükkanı ipotek edip banka kredisi alsan bir ay zor idare edersin.. Buna Nebil'in bütçesi dayansa sinirleri dayanmaz..

***

Nişantaşı'ndan hayırlı bir kısmet çıktı diyelim..

Giyimiyle kuşamıyla da baş edemezsin.. Hakiki Nişantaşı kadını için, rastgele kıyafet giymekle sokağa üryan çıkmak arasında fark yoktur.. İlla ki giydiğin marka olacak..

Moschino, Bufallo, Tommy Hilfiger, Badgley Mischka, Geoffrey Beene, Wolfgang Joop.. Üzerine bu markalardan bir fistan uyduramadın mı yandın.. Karizmayı o saat battal edersin..

İş sadece bu tür marka kıyafetleri satın alacak parayı tedarik etmekle bitmiyor.. Cebinde paran var diyelim.. O parayla gidip nasıl alışveriş edeceksin..

Yukarıda birkaç örneğini verdiğim markayı nasıl telafuz edeceksin?

Bilen bilir, bilmeyen aslı yok sanır.. Nişantaşı'ndaki lüks mağazaların personeli de asalet konusunda en az müşterisi kadar iddialıdır.. Dükkandan içeri adım atanın şehre ne zaman indiğini bakar bakmaz bilirler..

Bir markanın adını yanlış telafuz ettin mi bittin..

Mağazanın tezgahtarı, arkadaşına bakıp sırıtır.. O da sırıtarak karşılık verir.. Senin elin ayağın iyice karışır..

Oysa dükkana girmeden önce Geoffrey Beene markasının okunuşunu iyice çalışmışsın, içinden kırk kere "Cefri bin.. Cefri bin.." diye talim etmişsindir..

İçerde heyecandan şaşırıp unutursun.. "Gofret gibi birşeydi.." diye kekeledin mi taze inek mayısına bastın say kendini..

Sana katiyen mal satmazlar.. Dayak yemeden dışarı çıkmışsan o da Nişantaşı tezgahtarlarının gördükleri yüksek kurs, aldıkları sıkı mesleki eğitim sayesindedir..

Niye satmazlar?
Çünkü bizim memlekette gerçek olan herşeyin taklidi çıkar.. Gerçek Nişantaşı kadınının da taklidi vardır..

Kadın, söz gelimi Caddebostan'da oturuyordur ama kendisine "Nişantaşı kadını" süsü vermiştir..

Eğer tezgahtarı aldatmayı başarır, o mağazadan üzerinde "Christian Lacroix" yazılı bir alışveriş çantası ile çıkarsa o mağaza biter.. Kadını Çiğdem Kayalı görüp teşhis eder, telefon açıp Esra Tanrıkulu'na haber verir..

Esra Hanım, hemen Yasemin Fidan hanıma şifreli cep telefonu mesajı geçer..

O kadıncağız daha evine gitmeden mağazadın adı "önüne gelene mal satıyor" diye çıkar..

Aktüel'in yakın tarihimize ışık tutan bu değerli araştırmasına göre Nişantaşı kadınları en az bir Mandingo kabilesinin savaşçısı kadar intikamcı..

Kendilerinden olmayan müşteriyle düşüp kalkan mağazaları, cafeleri, butikleri asla affetmiyorlar.. Ne mi yapıyorlar? Geceden gizlice gidip o butiğin vitrinine;

- "Yaşasın tam bağımsız Nişantaşı.." türünden slogan yazacak halleri yok ya! Boykot ediyorlar.. Bir daha o mağazadan alışveriş etmiyorlar..

Kendilerinden olmayan birini mağazadan çıkarken görüp de nasıl teşhis ediyorlar derseniz kesin bir cevap veremem.. Rivayet muhtelif.. Kimine göre bunlar alışveriş yaparken yarasalar gibi ses titreşimi yayınlıyor..

Aynı türden olanlar da hiç konuşmadan bu titreşimi algılayıp, karşıdan gelenin öz Nişantaşı kadını olduğunu biliyor.. Derler..

YARIN: Nişantaşı kadını olmanın kursu var mı?

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır