kapat
22.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Alokurye
 

Adını duymadığı ülkede zengin oldu


Altın Hasan bir zamanlar adını hiç duymadığı Gana'da altınlarıyla mutlu ama halkı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Gana tam bir acılar ülkesi
Tuncelili Hasan Sitoci, kendisini "Altın Hasan" yapan Kara Afrika ülkesi Gana'nın yerini haritada bile zor bulurdu. Üstelik öğretmendi ve her an dünyayı keşfetmeye hazır, meraklı bir insandı. Ama Gana hakkında oraya gidene kadar hiçbir fikri yoktu. Sadece bir Afrika ülkesi olduğunu biliyordu. O kadar.

Nereye gelmişti Tuncelili Hasan? Onu "Altın Hasan" yapan bu ülkenin kerameti neydi? Hasan, önce yaşadığı ülkenin tarihini öğrendi, Gana halkını anlamaya çalıştı. Onları yakından tanıdı. Yüzyıllardır süren altın kavgası son yıllarda neredeyse bitmişti. Hasan adına 'Altın' sözcüğünü takan şey, ülkedeki istikrar ve bizim Hasan öğretmenin şansıydı. Ama Gana'ya altın hayalleriyle gidenler her zaman Hasan kadar şanslı olamadı.

ASIL ADI "ALTIN KIYISI"
540 kilometrelik kıyı şeridine sahip Gana'nın asıl adı "Altın Kıyısı." Tarihçiler ilk kez Portekizliler'in keşfettikleri bölgeye bu adı verdiklerini söylüyor.

Portekizli ve İspanyol denizciler, kıyılara kurdukları kaleler aracılığıyla Avrupa'ya köle ticareti yapmaya başlar. Kara Afrika keşfedildikçe Avrupalılar'ın iştahı kabarmaya başlamıştır. Onları Gana'nın hem doğal kaynaklar, hem köleler etkiler.

KRALIN TAHTI CEZBETTİ
1637'de bu ticarete göz diken Hollandalılar gelir Gana'ya. İlk işleri Portekizli ve İspanyollar'ı bu topraklardan atmak olur. Onları İngilizler izler. İngiliz keşifçiler buradaki madenlerin zenginliğiyle büyülenirler. Ülkede Ashanti Kralı'nın oturduğu ve tanrının hediyesi olduğuna inanılan 400 kiloluk som altın taht ve kralın elmaslarla süslü altın kemerleri tüm Avrupa'nın dikkatini Gana'ya çevirir.

Sitoci, ülkenin bu ilgiden sonra İngiliz sömürgesi olduğunu söylüyor. Altın, manganez, elmas madenlerinin işletilmesi ve kakao tarımı sayesinde sömürgenin ekonomisi hızla geliştiğini de ekliyor.

DARBE ÜLKESİ
Sitoci, Gana'nın sahip olduğu zengin madenler nedeniyle şanslı, ama yönetim ve siyasi çalkantılar nedeniyle de talihsiz bir ülke olduğunu anlatıyor ve "Siyasi yozlaşma ve yapılan darbeler bu ülkeden çok şey götürdü" diyor.

Tuncelili Hasan'ı "Altın Hasan" ya da halkın deyimiyle "Kral" yapan Gana, 90'lara kadar darbe üstüne darbe görür. Bu kadar kısa sürede bu kadar çok darbeye, siyasi çalkantıya ve ekonomik çöküşe sahne olan başka bir ülke yok gibidir. Sonunda 18 Haziran 1979'da yapılan seçimlerde Dr. Hilla Limann liderliğindeki Ulusal Halk Partisi iktidara gelir. Ama o da ekonomik çöküntüyü durdurmaya çalışırken, Yüzbaşı J.Rawlings tarafından devrilir.

'İYİ Kİ İSTİKRAR SAĞLANDI'
Altın Hasan, Gana'nın çok çile çekmiş bir ülke olduğunu söyleyerek son noktayı koyuyor: "Gana, her şeye rağmen ayakta kalmayı başarmış. 1992'de yapılan yeni anayasa referandumla kabul edilmiş ve çok partili sisteme geçilmiş. Buraya geldiğimde istikrarlı bir ülke buldum. Eski çalkantılar devam etseydi herhalde kalamaz, kalsam da başarılı olamazdım."

Tuttuğunu koparıyor!
Topraktaki altını ayrıştırdıktan sonra çıkan taşları mıcır olmak üzere inşaat sektörüne satan Altın Hasan, doğal yollardan havalandırılmış olan bu verimli topraklara da kakao ağacı dikiyor. Bu ağaçların verdiği kakaoların tonu 700 dolara Amerika ve Avrupa'ya satılıyor.

"Üretici kafası böyle olur" diyor Altın Hasan. Bir yanda kamyonlar, kazıcılar ve altınlı toprağı ayrıştıran makineler arı gibi çalışırken, bir yanda da sayıları her gün biraz daha artan kakao ağaçları. Hasan Sitoci 'Kral' unvanına yakışır bir tavırla "bu kadarla yetinmeyeceğini" söylüyor. İşlerini daha da büyütmeyi hedeflediğini belirtiyor.

Niceleri geldi başaramadı
Sahİp olduğu madenden her ay 22.8 karatlık 10 kilo altın elde eden Altın Hasan, "Bu azımsanmayacak bir rakam" diyor. Sitoci'ye İngiliz firmalarından teklif yağıyor. Ama o ince eleyip sık dokuduğunu söylüyor. Her öneriye açık ama dikkatli. Yanlış yapmak istemiyor. Çünkü altın işinde yapılacak en küçük bir yanlışlığın hüsranla sonuçlanacağını biliyor.

Gana'da altın çıkarmaya heveslenen İngiliz ve Hollandalı küçük üreticilerin başarısız olup döndüğünü de belirten Hasan Sitoci şunları söylüyor:

"Bu işi hobi olsun diye yapmaya kalkan Batılı ve Avustralyalı zenginlerden çok hüsrana uğrayan oldu. Bu iş yürek işi, bilek işi. Altının çıkacağı toprağı iyi koklamak, altının ayrıştırmasını iyi ölçmek ve her aşamayı ciddiye almak gerekir. En önemlisi yorulmamak."

Gana'da kadın altın değerinde
Hasan Sitoci'ye göre Gana'da altın kadar değer verilen bir şey daha var: Ganalı kadınlar. "Birbirinden güzel Ganalı kadınlar, yabancı erkeklerin gözünde altın kadar değerli" diyen Sitoci şöyle devam ediyor:

"Bu kadınların siyah ırkın tüm özelliklerini taşıyan muhteşem güzellikleri var. Düzgün fizik, simsiyah saçlar, bembeyaz dişler ve dolgun dudaklar. Çarşı pazarlar bile salına salına gezen muz, sebze satan Ganalı güzellerle dolu. Yabancı erkekler kadınlara çok para veriyorlar. Onlar da Avrupalı erkeklere ilgi gösteriyor. Bu para fuhuş sektörünün gelişmesine ve AIDS tehlikesinin artmasına neden oluyor."

Altın Hasan'a göre, 18 milyon nüfuslu ülkede 500 bin AIDS'linin bulunması Ganalı kadınlar hakkında kimseyi yanlış yargıya götürmemeli. Ganalı kadınların çoğu geleneklerine ve eşlerine bağlı. Yapılan bir ankete göre, genç kızların yüzde 60'ı 5 çocuk doğurmak istiyor.

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır