kapat
13.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )

Koca Kadıköy ölü şehir gibiydi..

Bir Pazar öğleden sonrasına göre Kadıköy inanılmaz derecede sakindi.. Bağdat Caddesi'nde tek tük insan dolaşıyordu.. İki silahşörün düello yapacağı bir kovboy kasabasının sessizliği gibiydi..

Fenerbahçe-Galatasaray maçının başlamasına daha üç saat var.. Saat 16.00 sularında Kadıköy yakasına geçtik.. Dünya durdukça Fener'in peşinden gidesi Yayın Kurulu Başkanımız Zafer Mutlu, Kalamış'a gitmemizi; orada bir yerde oturup maç saatine kadar birşeyler yememizi teklif etti..

***
Yabancı bir ülkeye kaçak girmiş pasaportsuz bir işsiz gibi olduğumdan itiraz edemezdim.. Peşine takıldım.. Kalamış Marina'ya girdik..

Burası bir mühendislik harikası.. Yağan yağmurun suyu, yayalara yol olarak ayrılan alanı doldurmuş.. Böylece marina içindeki yollar su kanallarına dönüştüğünden ortama bir "Venedik manzarası" tadı katmış..

Akıl edip ayağımıza lastik çizme giymediğimizden mecburen yeşil alan olarak ayrılan yerden, çimenleri eze eze yürüdük ve Develi restorana girdik..

Bunlar seçkinleri..
Bir basket sahası alanından daha geniş olan restoranın içi tıka basa doluydu.. Fenerbahçe'nin bütün seçkinleri oradaydı.. Her on kişiden dokuzu Fener forması giydiğinden restoran kale arkası tribününe dönmüştü..

Masalardan birinde arkadaşımız "Apo"yu gördük..

Şimdi "Apo kim?" deseniz anlatması zor.. "Arzu'nun kocası.." desem bu kez de "Arzu kim?" diye soracaksınız.. En iyisi kestirmeden gideyim..

Apo borsada broker.. İyi bir eğitim görmüş, iyi bir ailenin çocuğu.. Dünya tatlısı bir bebeği var.. İyi kazanan, iyi yaşayan; kazancından kitaba, sinemaya, tiyatroya para ayıran bir aile babası..

Borsada broker olarak çalışmak çok önemli iş.. Özellikle de tecrübesiz yatırımcılar için.. İnsanlar zor bela kazandıkları paradan yaptıkları tasarrufu size getiriyor ve nasıl kullanmaları gerektiğini soruyorlar..

Siz de broker olarak onlara yatırım tavsiyeleri yapıyor, anlaştıktan sonra da paralarını idare ediyorsunuz.. Tıpkı noterlik gibi aşırı itimada dayanan bir iş..

Kod adı "Apo" olan arkadaşımız da kendi sektöründe böyle saygın biri.. Lakin müşterileri; o maç günü Develi restorana gelip, Apo'yu o kılıkta görseler; maçı falan unutup paralarını o saatte geri almak için yollara düşerlerdi..

Apo o gün üzerine bir Fener forması geçirmiş.. Başına bir küllah takmış.. Normalde bir küllahın bir kuyruğu olur.. Bununki beş kuyruklu.. Tepeden bakıldığında bir borsacı gibi değil, taze açmış kabak çiçeği gibi duruyor..

Sarı yıldız şeklindeki çiçeğe benzeyen küllahının uçlarında ponponu da var.. O yüzden Apo kafayı oynattığında ponponların beşi ayrı yöne sallanıyor..

***
Apo'yu karısı Arzu dahi o kılıkta görse tanımaz, iskambil destesinden kaçmış bir "joker" zanneder..

Oturduk masalarına.. Bunlar sekiz, on arkadaşlar ve her maça birlikte gelirlermiş.. Ali Desidero'nun dediği gibi hepsi de okumuş çocuklar..

Biz selamlaşırken yanımıza gelen garson Zafer Mutlu ile bana ne yiyeceğimizi sordu..

Birşeyler söyledik, garson sonra masadakilere dönüp "bir istekleri olup olmadığını" öğrenmek istedi..

O soru üzerine masada kim varsa ayağa kalkıp, şarkı haline getirdikleri bir dörtlüğü söylemeye başladı.. Şöyle birşeydi:

- "Avrupa fatihiymiş Galatasaray.."

- "Galatasaraylıymış bütün oğlanlar.."

- "Göklerde yıldız olmuş gönüllerde ay.."

- "Bilmem neyini seveceğiz Galatasaray.."

Cevapsız sorular..
Özellikle son mısraya sıra geldiğinde slogan atar gibi bağırıyorlar.. İşin ilginç tarafı hangi masa bu şarkıyı başlatırsa başlatsın, bütün restoran yemeği bırakıp müziğe katılıyor..

Çoğunun masalarında eşleri, kız arkadaşları, nişanlıları var.. Erkekler; Galatasaray'ın yakınları ile "hissi ilişki kurma" kararlılığını böyle ifade ederken, ben de kadınları gözlüyorum..

Bazıları korkup, oturdukları yerde büzülüyor.. Şarkıya hiç katılmıyorlar..

Haklılar da.. Şimdi kendinizi o kadınlardan birinin yerine koyun.. Beraber olduğunuz erkek ki belki de hayatınızı birleştireceksiniz; durduk yerde ayaklanıyor..

Üstelik bunu çok seçkin ve kalabalık bir restoranın ortasında yapıyor.. Avazı çıktığı kadar birileri ile cinsel ilişki kurmak istediğini haykırıyor..

Sonra birşey olmamış gibi sakin sakin yemeğine dönüyor..

Evliliğe hazırlanan bir kadın olarak içinizden "Vııış! Anaaam! Ben napıyorum?" diye sormaz mısınız, bu ilişkiyi sorgulamaz mısınız?

***
Bir de beraber oldukları erkeklere uyup "Bilmem neyini seveceğiz Galatasaray.." diye bağıran kadınlar var ki onların durumu daha da vahim..

Bir kere şarkıda tarif edilen eylem, erkeklere göre birşey.. Yani bir kadının bunu teknik olarak uygulamasına imkan yok.. O zaman bu "Tecavüzcü Coşkun" triplerine girmek niye?

İşin burasını hiç anlamadım..

Restorantta yüzden fazla İsrailli vardı.. Onlar da Revivo için gelmişler.. Bazen Revivo için bir slogan atıyorlar bazen de "Bilmem neyini seveceğiz Galatasaray.." sloganına katılıyorlar..

Yemeğini yiyip dışarı çıkarken masamızın yanından geçen bütün Fenerliler bana potansiyel bir kurban gibi bakıyordu.. Ama yukarıda Allah var.. Hiçbiri saygısızca bir ifade kullanmadı..

Bütün Galatasaraylılar'ın profesyonel hayat kadınlarından peydahlandığı tezini işleyen sloganları saymazsanız tabii.. O da beni bireysel olarak hedeflemiyordu..

Genelleme olarak ifade edilen şey henüz "kanıtlanmamış bir tez" olduğundan üzerime alınmadım..

Galiba benim "Fenerbahçe'nin Gizli Tarihi" adlı dizinin etkisi hala sürüyor.. Hatta biri yanıma geldi.. "Abi.." dedi.. "Sen benim tahammül edebileceğim tek Galatasaraylısın.."

Yemeğimizi bu havada yedik.. Maçın başlamasına bir saat kala da Şenez Erzik'lerin masasına kahve içmek üzere geçtik.. Masada hasta fenerli Mudo ile Fener'in eski yöneticisi Abdullah Kiğılı da vardı..

Konumuz futbol ve centilmenlikti..

Diğer müşterilerin söylediği "Bilmem neyini seveceğiz Galatasaray.." şarkısı da sohbetimize fon müziği oluyordu..

YARIN: Stadyumun halleri.. Seçkinlerin dilleri.. Tribünün gülleri..

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır