kapat
28.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Dünya, Türkiye'yi yeniden yapılandırıyor!

Aylar önce bu köşede Türkiye'deki yolsuzluk ekonomisinin sistemi nasıl kilitlediğini anlattıktan sonra demişiz ki; "Başta Washington olmak üzere Batı yönetimleri kilidi açmak için harekete geçiyorlar.

Artık hiçbir yönetim Türkiye gibi ülkelerdeki kara deliklere milyarlarca dolar akıtmak istemiyor.

Bu yüzden sistemin arınmasını, saydamlaşmasını ve medya ile siyasetin yeniden yapılanmasını şart koşuyorlar...

Yıllardır bu görüşleri savunan Dünya Değişirken köşesine de yeni durumun analizini yapmak düşüyor.

Bu "yeniden yapılandırma" stratejisinin, önümüzdeki haftalarda ve aylarda çok şaşırtıcı gelişmelere yol açacağına kesin gözüyle bakabilirsiniz.

Türkiye artık eski Türkiye olmayacak!"

Üstelik, böyle "kehanetler" yalnız bu köşede değil, birçok yazarın sütununda yer aldı.

***
Cumhur Ersümer'in istifası 25 Şubat tarihli "Padişah kurtarmak için vezir kellesi vermek!" yazımızı doğrulasa da süreç bu istifa ile bitmiyor.

Batı bakıyor ki, Türkiye'nin kendi kendini düzeltmeye takati yetmiyor ve her yıl para "rica etmekten" başka bir şey yaptığı yok; dizginleri ele alıyor ve "Hadi" diyor "Şimdi dediklerimi yap! Şu, şu yasaları derhal çıkar. Hırsız politikacıları tasfiye et! Kara delikleri tıka. Dünya sistemine entegre ol. O zaman ben de kesenin ağzını açar ve para veririm."

Dünya Bankası Başkanı Wolfensohn diyor ki: "Kemal Derviş'i biz gönderdik."

Aynı kuruluşun Türkiye sorumlusu aylar önce "Türkiye yolsuzlukların çürüttüğü bir ülke" açıklaması yapmamış mıydı?

Şimdi açıklanan raporda ise "Türkiye'deki kamu ihalelerinde kural yüzde 15 rüşvet ve siyasetin buradan finanse edilmesidir." diyorlar.

Yani artık kimse kimseyi kandıramıyor.

ABD Maliye Bakanı ise "Bu fırsat Türkiye'nin son barutudur!" diyor.

***
Böylece "Bir musibet, bin nasihatten evladır!" sözü doğrulanmış oluyor.

Çünkü aklı erenlerin yıllardır kalemde mürekkep bırakmamacasına tekrarladığı öneriler birer birer gerçekleşmekte.

Türkiye, olması gerektiği yere geliyor.

***
Şimdi sıra siyasi ve insan hakları düzenlemelerinde.

Göreceksiniz ki Türkiye'yi bu konuda da çağdaş kılacaklar.

Kemal Derviş'in "Yardımı bir takım siyasi koşullara bağlamayın!" sözüne Almanlar "Yardım elbetteki siyasal koşullara bağlıdır!" demediler mi?

Kısacası, eğrisi doğrusuna denk geliyor ve Türkiye düzeliyor.

"Peki bütün bunlar dışarıdan talimatla olmasaydı, ulusal onurumuz incinmeseydi, bu işi kendi kendimize becerseydik daha iyi değil miydi?" diyorsanız, bu sorunun muhatabı ben değilim.

Muhatap Ankara'da!

 
Türkiye bu krizden ne zaman çıkar?

3 Ay
6 Ay
12 Ay
1 Seneden fazla

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır