kapat
28.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )

Muhteşem Afrodisias.. Muhteşem Vural!..

Holly'nin heyecanı 10 gün evvelden başlamıştı.. "Gelecek Cumartesi Kenan Erim Hoca akşam yemeğine bize gelecek" diye..

Prof. Kenan Erim, Holly'nin bu dünyada en sevdiği, en saydığı adamdı.. Zaman zaman "Kıskanmam mı gerek" diye düşünürdüm. Erim Hoca, ömrünü Afrodisias kazılarına vakfetmiş bir arkeologdu. Amerika'da yaşıyor ama oradaki nerdeyse tüm zamanını Afrodisias'ı tanıtmak ve fon yaratmak için harcıyordu..

Yazları Türkiye'ye geliyor ve kazıları yönetiyordu. Holly ile tanışması ordandı. Holly de arkeologdu ve her arkeolog gibi ona da Anadolu bir hazine olduğundan gelip Türkiye'ye yerleşmişti zaten. Bulduğu antika da ben olmuştum.. Ne var ki, arkeolog olmak yaşam için yetmiyordu.. Holly Amerikan üssündeki okulun müdür sekreteri olarak çalışmak zorundaydı. Ama patronu Mr. Gunducker, pos bıyıkları, tam bir Anadolu insanı yapısı ve tavırları ile herkesin George Bey dediği müdür, yaz aylarında Holly'nin ana mesleği için kaçamaklarına göz yumardı.. Holly Afrodisias'a koşar, Erim Hocanın kazılarına katılırdı..

İşte bu dönüşlerden birinde verdi haberi.. Kenan Hoca, Amerika'ya dönmeden önceki gece bize yemeğe gelecekti..

Bir hafta boyu PX'ten neler taşıdı eve Holly, kusursuz ve eksiksiz bir Çin sofrası hazırlamak için.. San Fransisko'dan neler almıştık o yaz.. Pişirecek woklar, servis yapacak porselen çin takımları, yemek için çubuklar, bizde zor bulunan soslar.. Aklınıza ne gelirse..

Cumartesi sabahı erkeden girdi mutfağa, hazırlıkları tamamlamak için.. Akşam sekizde Kenan Hoca elinde koca bir buketle geldi.. Sofraya oturduk. Çin yemeği anında pişmeli.. Holly hazırlayıp hazırlayıp getiriyordu.. Bu arada Kenan Hoca bana nasıl bir aşkla Afrodisias'ı anlatıyordu..

Onun için çağın en büyük kazılarından biriydi.. Çünkü bu zengin kent, nerdeyse tamamen muhafaza edilmişti, toprağın altında.. Eksiksiz ve talan edilmeden.. "Tamamı ortaya çıkarıldığında.." diyordu.. "ki o günleri benim görmem zor.. 21'inci yüzyıla girmiş oluruz, Afrodisias Yeni Milenyum'un kazısı olur.. Bütün Türkiye bu emsalsiz hazine için kenetlenmeli.. Truvayı kaptırdık.. Bergama'yı kaptırdık.. Afrodisias bizde kalmalı.. Çünkü dünyada bir benzeri daha yok.."

Kahvelerden sonra divanlara geçtiğimizde, Holly de yerleşik düzene katılınca, sohbet giderek akademikleşti.. İki arkeolog giderek ancak kendilerinin anlayacağı dille konuşmaya başladılar.. Onları izlememe artık gazeteci kültürüm yetmez oldu.. Uyuklamaya başladığımı hatırlıyorum.. Kapanan gözlerimin kısık loşluğunda Kenan Bey ile Holly'nin nasıl bitmez tükenmez bir Afrodisias sohbetini, nasıl coşku ile sürdürdüklerini hayal meyal hatırlıyorum.. Güneş ışıkları içeri dolarken Kenan Hoca kalkmak zorunda kaldı.. Ancak otele gidip valizini alacak vakti kalmıştı çünkü, kendisini Amerika'ya götürecek uçağa yetişmek için..,

***
Ne kadar zarif, ne kadar şık, ne kadar sevimliydi, Sevgi Gönül, podyumda Afrodisias'ı ve Kenan Erim'i anlatırken.. O zaman daldım işte derinlere ve Kenan Hoca ile geçirdiğimiz o tek geceyi yaşadım yeniden..

Kenan Hoca yoktu artık.. Afrodisias kazılarını desteklemek üzere kurulan Geyre Vakfının kurucu başkanı Büyük Elçi Fuat Bayramoğlu da yoktu.. Ama işte onların başlattığı yolda yürüyen başkaları vardı..

Rahmi Koç en ön sırada, nasıl sevgi dolu gözlerle kızkardeşini ve onun Afrodisias gayretlerini izliyordu..

Sevgi Gönül (Hem de ne gönül) bir de film sundu.. Minik bir belgesel.. Afrodisias kazılarının nasıl muhteşem olduğunu anlatan bir belgesel.. Ve bilgisayar teknolojisinin verdiği olanaklarla, bu vakfın yapılmasına baş koyduğu müzeyi içerden dolaştık.. Bakın benim gezip görmediğim müze kalmadı dersem, inanmayın.. Ama en büyüklerini, en ünlülerini gördüm.. Böyle bir şey yok.. Bu müze biterse, Afrodisias hazineleri bunun içine konursa, Türkiye'nin değil, dünyanın gururu oluruz. Uzaydan gelirler, gezmeye..

İsadan 6 bin ile 3 bin 500 yıl öncesinin, tarihin ilk yerleşim merkezinin kalıntılarının sadece dörtte biri çıkarılabilmiş henüz gün ışığına.. Tamamlandığı zaman, Afrodisias efsane olacak.. Sadece Afrodisias, bugünün Türkiyesinin turizm gelirlerini tek başına katlayacak..

Bu müzeye herkes, her vatandaş katkıda bulunmalı.. Camilerde, kilise ve sinegoglarda çağrılar yapılmalı.. O kadar değerli, o kadar kutsal bir görev bu..

Siz de katkıda bulunabilir, hatta müzenin odalarından birine adınızı dünya durdukça duracak şekilde koyabilirsiniz..

İşte Geyre Vakfına başvuru yollarınız..

Adres: Piyasa Caddesi 25/29 Büyükdere, İstanbul.

Tel: 0 212 242 38 13 ya da 14.

Tel: 0 216 531 01 47.

İnternet:

http://www.afrodisias.org.tr

http://www.geyrevakfi.org

Banka hesapları:

Vakıflar Bankası Taksim Şubesi.

Türk Lirası: 200 6290 nolu hesap.

Dolar: 402 4567 nolu hesap.

***
Ve sonunda gecenin heyecanla beklenen şovu başladı.. Vural Gökçaylı defilesi.. Bu ülkede sayıları giderek azalan "Haute Couture" lerin en önde gelenlerinden Vural.. Ve yıllardır bilirim, defilelerini Geyre için yapar hep..

Nasıl rüya gibi kadınlar yaratmış, kostümleri ile..

Nasıl insanın bakmaya doyamadığı güzellikler bunlar.. Nasıl bir zevk, nasıl bir estetik, nasıl bir zarafettir bu..

Vural kadını soymaz.. Derin dekolteler, gizemli transparanlar, insan beynini düş alemlerine götürür.. Vural, terzilik sanatının o çok önemli sırrını keşfetmiş adamdır..

Giydirirken soymak.. Vural'ın giydirdiklerindeki dişiliği, kadınlığı, çıldırtan erotizmi, bakanın beyni yaratır, gözleri değil.. Bu yüzden onun defilesi "Al çırıl memeyi, bas birinci sayfaya" değildir..

Vural onun için muhteşemdir.. O gece de öyleydi..

***
Uğurkan Erez.. Bu ülkenin bana sorarsanız en önde gelen defile koreografı.. Çünkü yorgun değil, bıkkın değil. Hep koşuyor, izliyor, arıyor, buluyor.. O mermer rengine boyanmış tenleri ile üç erkek mankeni antik Yunan heykelleri gibi kullandığı mizansen olağanüstüydü..

Defilenin en önde gelen mankeni Ceylan Saner'di bu kez.. O hep sonsuzluğa, buğulu bakan gözleri, bu defaki havaya cuk oturmuştu.. Ceylan tek bakışla, mankenlik, foto modellik, reklam oyunculuğu hayatını bitirecek gibi..

Pınar Tezcan, Yeşim Palandüz, Asuman Krause, Cansu Dere çok iyiydiler.. Sema Şimşek artık şovu çalamıyor.. Kalabalıktan biri..

Dünya üçüncü güzeli Yüksel Ak da 15 manken arasında kendini fark ettiremedi.

Çağla Şikel tanıtımda giydiği transparanı bu defa taşımadı.. O zaman sevgilisinin kızdığını yazmıştı magazin basını.. Bir dahaki sevgili daha tutucu olursa, Çağla tesettür defilelerine çıkacak demek.. Bu nasıl profesyonelliktir?.. Siz hiç Cindy, ya da Naomi'nin "Ben şunu, bunu giymem" dediğini duydunuz mu?.. Mankenliği ya yaparsın, ya yaparsın!. Yapamıyorsan, gider başka şey yaparsın..

Öpüşmeyen film yıldızı, dekolte giymeyen top model bize has!..

Tecelli'den Abuzittine mektuplar...
Abuzittinciğim, Ben Kemal Derviş beyi bi türlü anlayamıyorum. Neden anlayamıyorum dersen, Ankara da sabahın ayazında, ayağında şortla dolaşırken, bi bakıyorsun Antalya'nın o sıcağında gravat ceket pantolon! Gerçi bi ara bornozla da gözüktü ama o çok kısa sürdü.. şöyle yürüyüp gitti.

Anlayamadım bi başka şey de, piyasalar duman, esnaf perişan, memur, emekli neredeyse tuş, Derviş bey portakal ağaçlarının yapraklarını kokluyor.. Ben bu yaşa geldim portakal ağacını koklayarak ekonomiyi idare edene ilk kez rastlıyorum. Yoksa bu IMF'nin geliştirdiği yeni bir sistem mi?

Hayır, üstelik istediği gibi de koklayamıyor.. Çünkü peşinde gazeteciler televizyoncular ordusu...

"Biraz da buradakileri koklayın.." Bakan yüzünü o tarafa dönsün çekim yapabilsinler..

"Efendim bi de şunu elinize alıp koklar mısınız?"

TV'cinin biri elindeki portakalı Derviş'e uzatıyor... Adam da nazik ne derlerse yapıyor. Ben olsam isyan ederdim:

"Yeter be.. neyi koklayıp neyi koklamayacağıma ben karar veririm!" İşin bi de şu tarafı var.. İster misin ekonomi bi daha tökezlesin. Bu defa IMF'nin mazareti de hazır:

"Bırakmadılar ki portakal ağaçlarını istediğimiz gibi koklatalım."

Gerçi, Derviş beyin portakal ağacını koklayarak ekonomiyi düzlüğe çıkarabileceğine benim aklım da pek yatmıyor ama kalkmış taa Dünya Bankası'ndan buralara gelmiş. Elbette bi bildiği vardır, sabırla beklemek lazım diye düşünmeye çalışıyorum

Özetle Abuzittinciğim ben bu işleri anlayamıyorum!

Geçengün Halk Bank'a gittim. Duvara, bankanın Ankara daki görkemli genel merkez binasının resmini koymuşlar.. 31 kat mı 32 kat mı? Resmin üzerinde de bi yazı:

"Küçük esnafa ve büyük sanayi erbabına muhtaç oldukları krediyi kolayca ve ucuza verecek bi teşekkül vucüdu getirmek ve kredinin normal şartlar altında ucuzlatılmasına çalışmak da çok lazımdır."ff

İmza: K. Atatürk!.

"... esnafa kolay ve ucuz kredi.."Ah Atatürküm ah.. Esnaf ucuz ve kolay krediden vazgeçti.. eskiden yüzde kırk, kırkbeşlerle aldığını Banka yüzde yüzkırklarla geri istemesin yeter..

Derim ki Halkbank'ın Ankara daki o görkemli binasının bahçesinde bi iki portakal ağacı dikilse de sayın Derviş onları da koklayıverse.. Belki bi çözüm bulabilir.

Münasip yerlerinden öperim kardeşim.

Güneş

Haftaya..

Tanrıların Tahtı Nemrut..

Tolga Örnek'in bu olağanüstü güzel belgeselinin bu gece CNN Türk'te gösterileceğini yazmıştım. Program değişmiş..

Haftaya, 5 mayıs Cumartesi gününe kaymış..

O gün ayrıca hatırlatacağım.

SEVDİĞİM LAFLAR
Yeryüzünde hiçbir gıda açlık kadar lezzetli değildir.

Cervantes

BİZİM DUVAR
Çeçen teröristler kendi aralarında şöyle konuşuyorlar artık "Oğlum, geçen gün Türkiye'ye gittik. Bir EYLEMdik, bir EYLEMdik.

Hakan&Utku

TEBESSÜM
Özgür Çetin göndermiş..

Azrail gelir kaptan pilota der ki;

"Hadi vakit tamam gidiyoruz."

Kaptan cevaplar;

"Aman!" der, "Olay benim için tamam da arkada 287 kişi var müsade et bu işi inişten sonra halledelim."

Azrail cevaplar;

"Sen neden bahsediyorsun be!!! Ben onların hepsini bu uçakta toplayana kadar 7 yılımı harcadım!.."

 
Türkiye bu krizden ne zaman çıkar?

3 Ay
6 Ay
12 Ay
1 Seneden fazla

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır