Biraz basiret yetti..
Yolsuzlukla suçlanan Enerji Bakanı'nın istifası hükümeti kurtardı, toplumu, siyaseti ve piyasaları rahatlattı.
Bakan Ersümer'i Başbakan Ecevit dün övgü ifadeleri içeren bir açıklama ile uğurlarken, dış mali destekle ilgili Derviş'ten gelen müjdenin piyasalarda yarattığı iyileşme, hükümeti kurtaran istifa haberi ile ikinci bir ivme kazandı.
Borsa bir günde yüzde 13,5 yükselerek 12.363 puana dayandı, dolar 70 bin lira gerileyerek 1.160 liraya indi. Bono faizleri de yüzde 6-8 arası bir düşüş kaydetti.
Bu tablo siyasetçileri ciddi olarak düşündürmelidir. Çünkü dün ekonomiye yansıyan çarpıcı iyileşmenin, ekonomiyle doğrudan bir ilgisi yok.
Mali yardım henüz öneri aşamasındadır ve IMF'de karar altına alınmamıştır ama bu haber, hükümetin dışarda güvenilir bulunduğu mesajını vermiştir. Yolsuzlukla suçlanan Enerji Bakanı'nın istifası ise, koalisyon ortaklarının "yola devam" konusundaki iradelerini kanıtlamıştır.
Ekonomi siyaset yüzünden krize girmişti, şimdi siyasi basiretin hafifçe ışıması sayesinde ayağa kalkmaya çalışıyor.
Eğer bu hava sürerse ve siyaset yeni gerginlikler yaratma yanlışına düşmezse, ekonominin kendini toparlaması, beklendiğinden daha erken gerçekleşecektir.
Krizin en çok işsizlikle kendini belli eden yıkıcı sosyal maliyeti, istikrarı korumak konusunda siyasetçileri daha sorumlu davranmaya mecbur edecek mi, bunu göreceğiz..
Umudumuz, siyasi yanlışların çıkardığı korkutucu bedeli herkesin görmesidir..
Kazancımız da, geleceği güvence altına alacak reform yasalarının bu krizler sayesinde geçmesi olacak..
Bu iş nasıl temizlenir?
İstifa, kamuoyu baskısının bir sonucu değil, demokrasi ahlâkının yerleşmiş bir geleneği haline gelmeli artık.
Enerji Bakanı Ersümer keşke, bakanlığındaki yolsuzluk soruşturmasının başladığı, o olmadı, telefonlarının gizlice dinlendiğini öğrendiği gün istifa etseydi..
Bunu yapamadığı için çekilmeye mecbur kalmış, direnişi ile istikrarsızlık üretmiş, kendine ve hükümete zarar vermiştir.
Şimdi mecliste oluşturulacak soruşturma komisyonu, onu suçlu bulan bir rapor verir ve bu rapor meclis genel kurulunda kabul edilirse Yüce Divan'da yargılanacaktır.
Ama meclis ya kabul etmezse?.
O zaman Ersümer daha önceki örneklerde olduğu gibi "aklandım" diyecek ama millet katında aklanmayacaktır. Onunla birlikte siyaset kurumu bir kez daha mahkum olacaktır.
Türkiye artık temizlenmeye ve temizliği de yargı güvencesi altına almaya mecburdur.
Suç işleyen sade vatandaş mahkemede mahkum olurken, aynı suçun ortağı bir başbakan veya bakanın meclisteki parmak hesabıyla kurtarılması, milleti öfkeden çıldırtıyor, rejimden soğutuyor.
Meclis, siyasi bir mahkeme gibi çalışıp yıpranacak yerde, suçlanan hükümet üyelerini koruyan Anayasa maddesini değiştirerek kökten bir çözüm üretmelidir.
Halk, adaletin herkese eşit işlediğini görmek istiyor.
|
Magazin
