Win-Türkçe
ASCII

ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

İstanbul'dan kaçış!

Ekonomik kriz, İstanbul'dan tersine göç başlattı... Bir zamanlar taşı toprağı altın denilen İstanbul'a tayin olabilmek için hatırlı siyasileri, milletvekillerini araya sokan memurlar, bürokratlar şimdi tersine göçün yollarını arıyor... Son krizde işini kaybeden işçiler, emekli olan memurlar memleketlerinin yolunu tutuyor...

Sebep mi?

Tabii ki geçim derdi;

Memur maaşları 200-350 milyon lira arasında değişirken, iki göz odalı gecekonduya 150-200 milyon lira kira istenmesi... Sıradan bir apartman dairesinin kirası için ise "300 milyon liradan aşağı olmaz" denilmesi... Bu yetmezmiş gibi kira kontratı dolan evler için yüzde 70'ler oranında artış talep edilmesi...

Tabii ki iş kirayla da bitmiyor...

İşine gidip-gelen bir memur otobüse, minibüse ayda en az 40-50 milyon lira ödüyor... Memleketinde tarlasından topladığı, pazaryerinden 3 paraya aldığı sebzeye, meyveye İstanbul'da milyonlarca lira veriyor...

İşte; bütün bunlar karşısında bunalan işçi, memur ve emekli İstanbul'dan firar ediyor...

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey Eylül ayından bu yana İstanbul'dan başka bir yere tayin isteyen öğretmen sayısının bini bulduğuna işaret ederek, "Halen görev yaptığı yerlerden buraya tayini çıkmaması için çaba gösterenler de dikkate alınırsa bu sayı çok daha yükselir" diyor...

ANAP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, son 3-4 ay içinde kendisine en az 15-20 memurun mektup yazarak bir Anadolu kentine tayini için yardım rica ettiğini dile getirerek, "Daha geçen yıl İstanbul'a tayin olabilmek için araya hatırlı kişileri sokan memurlar, öğretmenler, polisler şimdi memleketlerine atanmaları için çaba gösteriyor" diyor...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise başlattığı "Köyümüze Geri Dönelim" kampanyası ile Ocak, Şubat ve Mart aylarında 500 kişiye memleketlerine geri dönmeleri için otobüs bileti verildiğini, eşyalarını taşımaları için kamyon tahsis edildiğini açıklıyor... Belediye yetkilileri bu işe 16 milyar lira harcadıklarını da belirtiyor...

Devletin Valisi Yahya Gür!
Ankara'da birilerinin babasının malı gibi kullandığı devlete ait Mercedes marka araca önceki gün yeni bir sivil plaka takılmıştı: 06 AF 810...

Ve araç her zaman olduğu gibi bir ara Sedat Simavi Sokak'taki çocuk parkının arkasında duruyordu...

Bu araçta Perşembe günü resmi 06 ZD 181 numaralı plaka vardı... Çarşamba gecesi ise sivil plakası 10 PS 871'di...

Günlerdir Ankara Valisi Yahya Gür'e bu aracın hangi kuruma ait olduğunu ve kim tarafından kullanıldığını soruyorum... Devletin kemer sıktığı, yazışmalarda bile kağıtların arkalarını kullandığı, hükümetin siyasi geleceğini riske atıp işçiye, memura yüzde 2.5 zam yapmaya kalktığı bu kriz günlerinde, milletin vergileri ile alınan son model Mercedes'in deposunu yine devletin kesesinden dolduran ve bununla kalmayıp, her gün bir başka plaka takıp Ankara'nın tozunu attıran kamu görevlisinin kim olduğunu Sayın Vali'ye bir kez daha soruyorum...

Ankara'nın mülki amiri olarak eğer bu aracın hangi kuruma ait olduğunu ve kimin tarafından kullanıldığını öğrenemiyor veya bilmiyorsanız liyakatinizden şüphe ederim... Yok eğer bilip de açıklama yürekliliğini gösteremiyorsanız, Valilik koltuğunda oturduğunuz Ankara için "Eyvah" derim...

Halkın sütunuİsterse bin Derviş gelsin!
* Kadıköy'den Mehmet Nuri Çelik, Siyasi Partiler, Seçim ve milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili yasalar çıkmadıkça... Milletvekilleri lider sultasından kurtulup hür iradeleri ile hareket edemedikçe Türkiye'nin düze çıkamayacağına dikkati çekerek, "İsterse bir değil 1000 Derviş gelsin bir şey değişmez" diyor...

BU ÖNERİLERE İNANIYORUM Kİ 65 MİLYONUN HEMEN HEPSİ KATILIYOR... AMA ANKARA'YA GÖNDERDİKLERİMİZ SALTANATLARININ BİTMESİNE KARŞI ÇIKIYOR...

Bazı çarpıcı gerçekler!

* İstanbul 'dan Deniz Dincel, Türkiye'nin dünya enflasyon liginde Sudan'dan sonra ikinci olduğunu... 1 çalışanın primleri ile 2.4 emeklinin maaşının karşılanmaya çalışıldığını... Çalışan gençlerin yüzde 30'nun Ferdi Tayfur, yüzde 18'inin Müslüm Gürses dinlediğini... 200 bin sokak çocuğunun 15 bininin İstanbul'da yaşadığını... Türkiye'nin en çok tatil yapılan 3'üncü ülke olduğunu bildiriyor...

BUNLAR KARŞISINDA NE DİYEBİLİRİM; BURASI TÜRKİYE OLUR BÖYLE!

Tüketicinin sesi
* İstanbul Beşiktaş'tan Bediz Dösemec, geçen yıl 3.5 milyon lira depozit ödediği 19 litrelik Kardelen marka su kabını iade etmek istediğinde 2.5 milyon liraya geri alınmak istendiğini...

* KÜTAHYA Gediz'den Nizamettin Kanyılmaz, İstikbal Mobilya'dan 2800 Alman Markı ödeyerek aldığı kumaşı dökülen koltuk takımını tüm çabalarına rağmen değiştirtemediğini...

* İstanbul Kadıköy'den Hanife Mutlu, Kadıköy Belediyesi A Blok çalışanlarının öğle tatiline 11.30'da çıktıklarını, 13.15'ten önce işbaşı yapmadıklarını...

* Sivas'tan Hüdai Türkmen, Sivas Demir Çelik Fabrikası'nı satın alan grubun fabrikayı çalıştırmaması yüzünden hisse senedi alanların mağdur olduğunu...

* İstanbul 'dan Ayşegül Noyan, Garanti Bankası'nın, Türk Lirası ödemeli Shop&Miles kredi kartı ile Amerika'da yaptığı harcamalar için devalüasyon sonrası dolar kuru üzerinden ödeme gönderdiğini...

* Kadıköy'den Erol Çetiz, Tepe Home'dan aldığı yatak odası takımının tapon mal olduğunu ekspertiz raporu ile belirlediği halde parasının ödenmediğini...

* İstanbul 'dan Selahattin Filiz, 2000 yılında aldığı Hyundai marka otosunda şanzımanla ilgili sorunları bulunduğunu ancak servislerin bu sorunları gideremediğini...

* İstanbul 'dan Ahmet Tan, Ziraat Bankası'nın 25 Şubat 2001 tarihinden 3 aylık maaşları kırmadığı için emeklilerin zor durumda kaldığını bildiriyor...

İĞNE
Çantamızın kontrol edileceğini bildiğimiz yerlere giderken içine olmadık şeyleri dolduruyorsak..

BİZ ADAM OLMAYIZ