kapat
23.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Niçin yürüyelim?

Atalarımız "Bir musibet bin nasihata bedeldir" demişler ama tarihimize bu alanda çok az örnek bırakmışlar..

Krizin, musibet üreten düzeni değiştirmek konusunda bize yığınla ders verdiği ortada.

Acaba bu kez yararlanabilecek miyiz?

Türkiye 2000 yılına yükselen hayallerle geldi. Devletçi ekonomiden kopuş çabaları, müthiş bir özel sektör potansiyeli ortaya çıkardı.

Sovyetler Birliği'nin dağılması, Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar ortak kültürün vaad ettiği devasa bir ekonomik gelecek yarattı.

ABD Başkanı Clinton bile yeni yüzyılın kaderini, üstleneceği rolle Türkiye'nin belirleyeceğini söyledi.

"Büyük Türkiye" iyice yaklaştı derken bir anda karanlığa düştük. Yeni bir yüzyıla yine "Hasta Adam" olarak girdik.

Suçlulardan gurur kırıcı itiraflar istemiyoruz. Samimi bir pişmanlığın onurlu telâfi adımlarına razıyız. Ama nerede?.

Yıkımın müsebbiplerini herkes biliyor.

Suçlu, değişim trenini göz göre göre kaçıran siyaset sınıfıdır. Onların hasis menfaatlerine çocuklarımızı feda etmesidir.

Buna rağmen ayak oyunları bitmiyor.

Kemal Derviş dün tekstilcilerin seminerinde hedefi 12'den vurdu: "Siyaset ile ekonominin birbirinden çok berrak bir şekilde ayrılması gerekmektedir" dedi.

Yani siyasetin ekonomiyi kullanma süreci kırılmadan kurtuluş yoktur.

Peki Derviş'in programındaki yasalar çıktığı zaman dert bitecek mi? Bitmeyecek..

Çünkü bugünkü Partiler ve Seçim kanunları yürürlükte kaldığı sürece, devlet rantını paylaşmaya yönelik partiler rekabeti ve lider sultası devam edecektir.

Türkiye'nin sorunu yasa eksiği değil, zihniyet ve kadro değişimi..

Bu değişimi de ancak liderlerin değil, halkın seçtiği bir meclis gerçekleştirebilir.

Siyaset sınıfının güncel çıkarı ile ülkenin menfaatleri çatışıyor. Derviş'i yıptarmaya yönelik hinlikler boşuna değildir.

Derviş'i kaçırırlarsa fırsat da kaçacaktır.

Sivil toplum, Derviş henüz ayaktayken Partiler ve Seçim yasalarını değiştirecek baskıyı yaratmalı ve Türkiye'nin önünü açmalıdır.

Bugün kitleler devletten menfaat taleplerini hükümete kabul ettirmek için yürüyor.

Oysa devlet parasını dilediği kesime aktarma yetkisi olmayacak iktidarlar içi yürümeli..

Yüzde 12-13, bilemeniz yüzde 20-22 oyla padişah yetkisi kullanan liderlerin sultasına son vermek için yürümeli..

Kutlama böyle olur
Uzak Doğu Kaplanları adıyla anılan ülkelerin yarattığı kalkınma mucizesinin sırrı nedir biliyor musunuz?

O ülke halklarının, en verimli yatırım alanı olarak "eğitim"i seçmeleri.. Bizim eve, arabaya, eğlenceye harcadığımız paraları onlar, çocuklarını okutmak için değerlendirdiler.

100 bin çocuğu okutan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın bu rakamı 1 milyona çıkarmayı hedefleyen kampanyasını bugün NTV televizyonunda izleyin ve 23 Nisan'ı öyle kutlayın.

Siz de bu kampayaya katılın ki önümüzdeki 23 Nisan'ları kutlamaya daha lâyık kılın.

Eğitimin ışığına kavuşturacağınız her çocuk yalnız içinizi değil, ülkenin geleceğini de aydınlatacaktır.

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır