kapat
23.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Yazarlar
 

Boynuz kulak biraderler


Süheyl ve Behzat Uygur... (Üç Uygur kardeş daha var...) Yaşam öykülerini dinlediğinizde 5 kardeşten en az birkaçının tiyatrocu olmasının kaçınılmaz olduğunu görüyorsunuz.
Çünkü onların hepsi Nejat-Nejla Uygur çiftinin tiyatro turnelerinde, Anadolu'nun değişik illerinde (Süha ile Süheyl Samsun'da, Kemal Antakya'da, Behzat Adana'da, Ahmet ise turneye giderken vapurda) doğmuşlar...

Röportaja doğumuyla birlikte ailenin göz bebeği olan küçük kardeş Behzat ile başladım. Ondan beş yaş büyük ağabeyi, tiyatro ve televizyondaki partneri Süheyl ise aramıza sonradan katıldı...

Behzat: 36 yaşındayım ve kendimi 36 yıllık tiyatrocu gibi görüyorum. Muammer Karaca ile aynı sofrada oturmak gibi bir ayrıcalık var mı?

Süheyl: Ben Behzat'tan büyüğüm ama hep kardeşini oynarım... Aramızda kıskançlık asla olmaz. Çünkü beni daha çok alkışlarlar!

*Hayatı çok paylaşıyor musunuz? Süheyl ile olan bağın diğer kardeşlerinle olduğundan daha mı farklı?

Tiyatro yaptığın zaman, bir de kardeşsen ister istemez hayatı paylaşıyorsun. Çünkü turneler de dahil olmak üzere, her gün ve günün 24 saati birlikteyiz.

*Niçin siz ikiniz? Beş kardeşten niçin siz ikiniz buluştunuz? Zıt kardeşler olduğunuz için mi?

Tiyatroda aramızda Süha da var. Ama tiyatroda ikimiz vitrinde olduğumuz için TV'de ikimiz varız.

*5 erkek kardeş bir arada büyümüş. Mutlaka renkli ve güzel bir çocukluk dönemidir. Çocukluğunla ilgili aklında hangi görüntüler var?

Uzun yıllar İstanbul'a gelmeden babamla turne yaptık. Zaten turnelerde doğduk. O zaman babamın durumu iyi olmadığı için Balıkesir'de kaldığımız otelin yaylı yataklarının yaylarını söküp, kılıç yapar oyun oynardık. Tiyatroda babama yardım olsun diye minder satardık. Ben Adana doğumluyum. Bebekliğimden beri kebap yermişim. O zamanlar babamların maddi durumu da iyi olmadığı için sadece bana kebap alırlarmış, diğerleri de beni kıskanırmış. Biz şanslı çocuklardık. Örneğin İsmail Dümbüllü ile aynı sofrada oturduk... Zeki Alasya-Metin Akpınar'ı, Sadri Alışık'ı tanıyorduk. Onların yanında büyüdük.

GECE HAYATIMIZ YOKTUR
Ve burada Süheyl Uygur katılıyor aramıza... Ve sorular ona yöneliyor...

* Arkadaş mısınız, kardeş misiniz?

Süheyl: Behzat'la ben önce kardeşiz. Ama bu mesleği birlikte yapmaya başladıktan sonra iyi arkadaş ve iyi bir ikili olmaya başladık.

Behzat: Bizim de çatıştığımız zamanlar oluyor.

*Kıskançlık oluyor mu aranızda?

Süheyl: Asla olmaz. Bazen tiyatroda birimiz diğerinden daha çok alkış alırız. Ben Behzat'tan daha çok alkış alırım. Ama asla kıskanmaz. (Gülüşmeler.)

*Televizyonda niçin Süheyl küçük kardeş rolünde?

Behzat: Televizyondaki tipler, "Boynuz Kulağı Geçer" adlı oyunumuzdaki iki tiptir. Orada da ben Süheyl'in abisini, o da benim saf kardeşimi oynuyordu. Bu iki tipi televizyona taşıdık. Ayrıca ben iyi oynadığım için abiyim...

Süheyl: Yakışıklı olduğun için sen abisin...

* Siz hiç gece hayatının içinde görünmüyorsunuz.

Süheyl: Ben evde mutluyum. Burçin ile yemeğe gideriz ama genelde evdeyizdir. Özellikle kızımız doğduktan sonra...

Behzat: Dışarısı çok kötü. Acayip yoz...

*Gençliğinizde de hep ailenin içinde miydiniz? Kaçıp gitmez miydiniz?

Behzat: Kaçmaz mıydık canım, tabii kaçardık... Ama babamın arkadaşlarıyla birlikte olmak da büyük keyif verirdi.

Süheyl: Gözün başka yerde olmuyordu. Muhabbet etmek çok güzeldi.

*Neredeyse doğuştan tiyatrocusunuz...

Behzat: 36 yaşındayım ve kendimi 36 yıllık tiyatrocu olarak görüyorum. Muammer Karaca ile aynı sofrada oturmak, onun kulisinde olmak gibi bir ayrıcalık var mı?

BÜYÜK SANATÇI KENDİNE DİKKAT ETMEZ
Uygurlar farklı ve ortak yönlerini şöyle anlatıyor:

Behzat: Kendime dikkat ederim.

Süheyl: Behzat daha ataktır. Ben ise daha geri planda kalırım. Sonunda Behzat'ın dediği olur ve iyi de olur.

Behzat: Ben Süheyl'in dağınık giyinmesine kızarım.

Süheyl: Büyük sanatçı kendisine dikkat etmez! Meraklarımız da farklıdır. Benim film makinelerim vardır.

Behzat: Ben...

Süheyl: O parasını kılık kıyafete harcar.

Behzat: 4 yaşında kız güzeli seçildim
*Turneler, yolculuklar yorucu muydu, yoksa keyifli miydi?

Çocukken böyle bir hayat kimin hoşuna gitmez ki... Ama zorlukları da vardı. Kaldığımız otellerin kaloriferleri yoktu, üşürdük. Yemek problemleri vardı. Otobüslerde, dekorların arasında seyahat ederdik. Tam bir çadır tiyatrosu.

*Annenizin 6 erkekle baş etmesi herhalde kolay olmamıştır?

Çok zordu annem için. Babam zaten bizim beşimize bedeldir. Annem çok güçlü bir kadın. Nejat Uygur tiyatrosunun var olmasında en büyük etken Nejla Uygur'dur. Çünkü tiyatroda oynamış, zamanı gelmiş, gişede bilet satmış, çocuklara bakmış, Nejat Uygur'la uğraşıyormuş. Çok zor şartlarda yaşadık. Yer sofrasında yemek yediğimizi hatırlıyoruz. İstanbul'a geldiğimizde yemek masamız yoktu. 75'ten sonra Nejat Uygur Tiyatrosu kuruldu ve birlikte durumumuz düzeldi. Ama hiçbir zaman çok kazanmadık.

*Annen sana hamile kaldığında ailede bir kız bebek beklentisi varmış.

Evet... Beni bir müddet kız gibi büyütmüşler ve 4 yaşındayken Adana'da bir güzellik yarışmasına beni kız çocuk kategorisinde sokmuşlar. Birinci olmuşum. Bayağı güzel bir kızmışım o zaman. Bir kız olsun istemişler ama beş erkek çocuk olmuş.

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır