kapat
31.03.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Kedi hem hayata benzer hem ölüme


Zülfü Livaneli, son romanında 80 darbesi sonrasında kendisi gibi İsveç'e sığınan mültecilerin değişen değerlerini, aşklarını yazdı. Kitabın kahramanı Sami, hayata köpek ve kedi bakışıyla iki türlü bakıyor
En son "Engereğin Gözündeki Kamaşma" romanı yayımlanan ve bu romanı ile yurtdışında da best-seller listelerine giren Zülfü Livaneli'nin yeni romanı "Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm" vitrinlerdeki yerini alacak.

Livaneli, romanında 1980 darbesi sonrasında İsveç'e sığınan mültecilerin hayatına odaklanmış. Romanı kimi zaman kahramanın kendisi yazmış, kimi zaman da yazar...

Akdeniz ülke insanlarının mülteci yaşamlarını konu almışsınız. Neden İsveç?

Ben de İsveç'te politik mülteci olarak kaldım. İsveç mülteciliği diğer ülkelerinkinden çok farklı. Bu ülke mültecilerin hayatına bir uzay istasyonu kadar uzak. Romandaki Şilili, Uruguaylı, İspanyol, Faslı, İranlı, Türk mültecilerin hayatı anlatırken de bunu vurgulamak istedim. Çünkü bu kişilerin yaşamları, aile ilişkileri, aşkları ile İsveç'in hiçbir alakası yok. Bu nedenle sıcak ülkelerinden bir buzula fırlamış gibi oluyorlar. Onlar bu kültür ve iklim farklılığında politik geçmişlerinden ziyade yeni yaşama uyum sorunu ile karşılaşıyorlar. Her biri adeta bir yaşam acemisi gibi oluyor. Kitabın başına da o yüzden Victor Hugo'dan şu cümleyi aldım: "Yanardağ taşları fırlatır, ihtilaller de insanları."

Politik kimlikleri, varoluşlarının bir parçası. Fakat önlerine somut bir olay çıktığında karar vermek zorunda kalıyorlar ve her biri kaçış yolu arıyor. Mesela, 50 yaşına kadar gerilla olarak yaşamış adam birden bire orkide yetiştiricisine dönüşüyor. Kimi de aşka, kimi de cinselliğe kaçabiliyor. Ya da intihara...

Sami, politikadan nefret ediyor...
Sami bocalayan biri. Kahramanların hepsi hızla akan bir nehirde sürüklenir gibi. Sami, aslında bambaşka şeyler hayal eden ama birden politikanın en ağır yüzüyle karşılaşan biri. Ama yine de politik olmuyor, hatta solcuları aşağılıyor. Karşılaştığı olaylar karşısında da kedisi Sirikit'e benzemeye çalışıyor. Sami Sirikit'le tanıştıktan sonra dünyada iki türlü bakışın olduğuna karar veriyor: Köpek ve kedi bakışı. Köpeklerin insanlardan sevgi bekleyen, bağımlı bir varlık olduğunu düşünüyor. Oysa Sirikit'in böyle bir sorunu yok; o kendi ayakları üzerinde durabilen ve hayata soğuk kalabilen biri.

'Cool' diyebilir miyiz?
Evet, Sirikit cool biri. Dünyayla arasına mesafe koyabiliyor. Bu yüzden de romanın temel karakteri. "Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm" aslında mülteci romanı değil. Mültecilik koşulları içinde ilişkileri, değişen değerleri, aşkları ele aldım. Durum analizlerinden ziyade insanları yazmayı seviyorum. Bu yüzden belki bu roman beni çok zorladı.

Prizmanın iki yüzü
Bu kitabı 25 yıldır yazıyorum. Ama anlatıcı bir türlü Sami'nin yüreğine giremedi. Ben de Sami'nin ağzından yazmaya başladım.

Sami otosansür uyguladı belki de. Romanlar bazen yazarın iradesini aşar. Sonlarına söz geçirilemez bazen.

Müzikle beni algılayanlar ile kitaplarımla algılayanlar farklı. Benim için yazarlık daha önemli, yaşam beni müziğe sürükledi.

BUKET AŞÇI

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır