kapat

06.03.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kurban Bayramı
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Sevap ve günah

Müslüman ülkelerin çoğu hâlâ üçüncü dünyanın onur kırıcı sularında yüzüp duruyor. Neden acaba?.

Bu toplumlar yoksulluğu, cehaleti, insan haklarına aldırmamayı, zorba rejimlere hoşgörü ile bakmayı, kadınlara eğitim ve çalışma hakkı tanımamayı kader sanıyorlar..

Oysa suç dinin değil, kendilerinin.

Türkiye, laik rejim sayesinde İslâm'ın çağdaş bir yaşam için engel yaratmadığını kanıtlayan örnekleri hayata geçirerek, dinimize ibadet ölçeğinde hizmet etmiştir.

Akla ters düşmeyen hiç bir şeyin İslâm'a da ters düşmeyeceği bu ülkede söylenmiş ve bu yolda mesafeler alınmıştır. Teknoloji toplumlarıyla siyasi, askeri ve ekonomik bütünleşme şansını yakalayan tek Müslüman ülke olma şansını Türkiye bu sayede kazanmıştır.

Ama buna rağmen hurafeyi din sayan zihniyet, bütün ilkelliği ile hâlâ büyük kentlerin varoşlarında çağa direniyor.

Bir yandan Kopenhag kriterleriyle konulmuş yaşam kalitelerine lâyık olduğumuzu düşünürken öte yanda, kurbanlarını sağlıksız şartlarda kesen insanların oluşturduğu ilkellik ne kadar acı veren bir çelişki?.

İnsan ve hayvan haklarına böylesine meydan okuyan bir kurban ibadeti acaba Allah katında makbul müdür?

Belediyeler İstanbul'da sağlıklı kesim için en uygun hizmet şartlarını sundukları halde hayvanların hâlâ sokaklarda, parklarda, mikrop yuvası ortamlarda acemi eller tarafından kesilmesi, o etlerin insanlara yedirilmesi, kurban ibadetinin gereklerine uygun mudur?

Din bir gelenek değil, inançtır. O zaman, insan aklının sağladığı ilerlemeden yararlanmak dinin de hakkı.

Pislik ve pespayelik, din ve vicdan özgürlüğünün gereği olamaz. Çağdaş hukuk devleti, insanlara ve dine burada da lâzım.

Devlet, kurban kesmek için sağlıklı kesim yerlerini halkına bir seçenek olarak sunmakla yetinmemeli, mecbur tutmalıdır.

Belediyelerin gösterdiği yerler dışında kesim yapmak kanunla yasaklanmalı!

Yeter artık..
Hükümet ülkeyi uzun bir tatile çıkardı ama kendisi harıl harıl çalışıyor.

Bu iyi.. Ekonominin yeni patronu Kemal Derviş dün "Gelecek bayramda kesinlikle Güney'de tatil yapacağım" dedi.

Bu da umut veren bir iddia yansıtıyor.

Ama Wall Street Journal gazetesi dün, siyasal sorunların hâlâ Türkiye'nin yolunu tıkadığını yazdı. Koalisyon ortağı MHP ve ANAP'ın ekonomi ile ilgili bazı kuruluşları ve kamu bankalarını Derviş'e devretmemelerini bu kötümserliğin gerekçesi olarak gösterdi.

Derviş yarın Amerika'ya gidecek ve destek için para akışının hızlanmasını sağlamaya çalışacak. Bu görüntü ile nasıl başaracak?

Halkın ve piyasaların Kemal Derviş'e atfettiği umut, güven ve destek, koalisyonun üç kanadı ile bir bütün halinde paylaşılmadığı takdirde başarı riske girecektir.

Kriz, iktidarın ortak sorumluluğudur. Eğer Derviş kurtarıcı olabilecekse yalnız DSP'yi değil MHP ile ANAP'ı da kurtaracaktır.

Kemal Derviş'le ele geçirilen şansa zarar vermeleri bindikleri dalı kesmektir.

Bu şansı heba etmek, hiç bir partiyi umut yapmayacaktır. Siyasetin toptan iflâsını getirecektir. Ona göre!.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır